Kathimerini gazetesi “Avrupa Türkiye Liderine Halı Seriyor- Başkanlık Seçimlerinin Kazananından Bağımsız Olarak Ankara’ya Açılımlar” başlıklarıyla yer verdiği haberinde, aslında AB’nin Türkiye’deki seçimlerin ikinci turundan ve bunu izleyecek prosedürlerden bağımsız olarak, Ankara’ya yönelik açılımlarda bulunmaya hazır olduğunu yazdı.

AB’den bir kaynağın gazeteye, bu açılımların Türkiye’deki yeni hükümetin Erdoğan veya Kılıçdaroğlu başkanlığında kurulmasından sonra gerçekleşmesinin beklendiğini söylediğini aktaran gazete, aynı kaynağa dayanarak, yöntem, yaklaşım ve taktiğin seçilecek olan kişiye göre değişebileceğine işaret etti.

Gazete, yine aynı kaynağa dayanarak, AB-Türkiye ilişkilerinin yeniden tayin edilmesi ve geliştirilmesi ihtiyacının, ekonomik bir ticari ilişki merkezde olmak üzere AB’de başladığını ve bunun Türkiye hükümetine başkanlık edecek kişiden bağımsız olarak ortaya çıkmasının beklendiğini yazdı.

Öte yandan Berlin, Paris ve Brüksel’deki güçlü AB çevrelerinin, AB-Türkiye ilişkilerinde bir yenilenme olması gerektiğini düşündüklerini ve bunun 3 ana eksene odaklandığını yazan gazete, ilk eksenin ya gümrük birliğinin yükseltilmesi, ya da serbest ticaret anlaşması yapılması yoluyla ticaret olduğunu belirtti.

İkinci eksenin, 2016 yılında yapılan mevcut AB-Türkiye anlaşmasının güncellenmesiyle kaçak göç/mülteci meselesi olduğunu yazan gazete, üçüncü olarak ise, AB’nin, dış politika konularında Türkiye’nin “Putin’in kucağında kalıcı bir sığınak bulmayacağını garanti altına almak istediğini” kaydetti.

AB-Türkiye ilişkilerinin yenilenmesi ve AB-Türkiye arasında yeni olası anlaşmalara ilişkin genel argüman çerçevesinde, bir yandan Kıbrıs sorununun çözümü konusu, bir yandan da Türk-Yunan ilişkileri meselesinin gündeme gelmesi için bir alan olduğunun tahmin edildiğini yazan gazete, bununla birlikte, AB çevrelerinin, Kıbrıs sorunuyla ilgili herhangi bir müdahalenin sonucu konusunda çekinceli göründüklerini ve olağanüstü gelişmeler beklenmemesi gerektiğine işaret ettiklerini iletti.

Gazete, haberde kim oldukları belirtilmeyen AB çevrelerine dayanarak, seçimin ikinci turundan sonra ortaya çıkacak hükümetten bağımsız olarak, BM himayesinde yeni bir Kıbrıs sorunu çözüm prosedürü oluşturulmasının ön şartı olarak egemen eşitliğin öne çıkarılmasının, Ankara’nın politikasını tanımlamaya devam edeceğinin tahmin edildiğini de iletti.

Güvenilir bir kaynağın söylediklerine dayanarak, bu tahminin Türk yetkililer ve BM yetkilileriyle yapılan görüşmelere dayandığını yazan gazete, BM yetkilisi olarak açıkça BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın kastedildiğini, çünkü Stewart’ın Brüksel’deki temasları çerçevesinde Kıbrıs’taki iki taraf arasındaki uçurumdan söz ettiğini anımsattı.

Gazete “Kıbrıs Sorunundaki Avrupa Müdahalesine İlişkin Çıta Düşük” ara başlıklı haberinde ise, Türkiye’deki seçimlerin ardından, yakın gelecekte, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin bir Avrupa müdahalesine dair çıtanın Brüksel’de düşük olduğunu ve AB çevrelerinin, Ankara’ya yönelik müdahale olanaklarının aslında sınırlı olduğu değerlendirmesinde bulunduklarını ekledi.