“Ülkede sivilleştirme, demokratikleştirme ve ülkemizin ekonomik ve sosyal meselelerine köklü çözüm bulundurma hedefiyle koalisyon oluşturuluyor”

“Küçük çıkarlar için hükümetin çalışmasını engellememelidir”

“Her iki tarafta çözümsüzlükten beslenen güçler yeniden ses çıkartmaya başlıyorsa doğru yoldayızdır”

“Yeni program, kurumların özerkleştirilmesine dönük ciddi hedefler koyuyor. Yoksa bu kurumları başka türlü kurtaramayız. Bunları yapmazsak yine yurtdışından birileri gelip elimizden toplumsal 
varlıkları ucuz ucuz alacak”

Özge KİZİR

Sonay Adem yeni progmanın özerkleşmeyi içerdiğini belirterek, bunun yapılmasının şart olduğunu söyledi. “Yeni program, kurumların özerkleştirilmesine dönük ciddi hedefler koyuyor. Yoksa bu kurumları başka türlü kurtaramayız. Bunları yapmazsak yine yurtdışından birileri gelip elimizden toplumsal varlıkları ucuz ucuz alacak” diyen Adem, böyle yapılmadığı takdirde Kıbrıs Türkü’nün iradesinin elden gideceğini ifade etti.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) ortaklık kuracağını belirten CTP eski Milletvekili Sonay Adem, “Özellikle UBP’li kilit noktalardaki insanlara sesleniyorum, burada bir ortaklık kurulacak. Ülkemizdeki sivilleştirme, demokratikleştirme ve ülkemizin ekonomik ve sosyal meselelerine köklü çözüm bulundurma hedefiyle koalisyon oluşturuluyor. Onun için küçük çıkarları ön plana çıkararak hükümetin çalışmasını engellememelidir. Parti yönetiminde bu tür tavır içerisine giren insanlar için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bu mekanizmayı oluşturabilirsek bir başarı şansı olabilir düşüncesindeyim” dedi.

“Anlaştıktan sonra büyük bir ivme kazanır”

Katıldığı TV programında konuşan Sonay Adem, süreç içerisinde en önemli olan konunun Kıbrıs sorununa bakış açısı meselesi olduğunu belirtti. “Dünyada yeni bir heyecan yaratan Kıbrıs görüşmelerine koalisyon destek verebilirse bu Kıbrıs Türk halkı için çok ciddi bir katkı olacaktır” diyen Adem, şöyle konuştu:

“Önemli olan toplumun çoğunluğunun desteğini sağlamaktadır”

“Her iki tarafta çözümsüzlükten beslenen güçler yeniden ses çıkartmaya başlıyorsa doğru yoldayızdır. Bunlarda, huzursuzluk başlarsa, demek ki bir gelişme var! Aynı argümanlarla Güneydekiler Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’e, bizdekiler de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya saldırmaya veya çözümü savunan güçlere saldırmaya çalışıyorlar. Bence hiç endişe etmemek gerekiyor. Önemli olan toplumun çoğunluğunun desteğini sağlamaktadır.”

“Mutabakat sağlamaları çok zaman aldı”

Geçmiş müzakere dönemlerinde CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat ve Rum Yönetimi eski Lideri Dimitris Hristofyas arasında bir zemin oluşturulduğunu ifade eden Adem, “Talat ile Hristofyas arasında var olan anlaşma kısa sürede değerlendirilmişti. Ufak tefek bir takım değişikliklerle yeniden teyit edilmiş oldu. Bütün bunlar göz önüne alındığında çok büyük ilerleme olduğunu görüyoruz. Mutabakat sağlamaları çok zaman aldı. O zemin oluştuğu içinde çok kısa sürede geçildi. Dolayısıyla bu sürece bu hükümet modelinin olumlu bir katkı verebileceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

“Aklın yolu birdir”

Adem sözlerini şöyle sürdürdü: “CTP’yi, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) ile düşünün, barışı sağlayan kesimlerin yalnız başına bir desteğini ve UBP’nin de buna muhalefet olduğunu düşündüğümüzde böyle mi daha iyidir, yoksa ortak bir mutabakat çerçevesinde iki büyük partinin ve diğer barışı savunan kesimlerin aynı noktada büyük bir desteğini sağlaması mı iyidir? Aklın yolu birdir. Bu büyük destekle Akıncı’da masada daha güçlü oturabilecek konumda olacaktır. Zaten CTP temel ilkeleri çerçevesinde bütün ağırlığıyla süreci destekler noktadadır. Yani hükümette veya muhalefette olmuş olması fark etmeyecektir. Dolayısıyla cepheyi daha da genişletmek biziçok olumlu bir çizgiye doğru götüreceğini düşünüyorum.” 

“Halkın yoksullaşmasını getirerek elde edilecek bir başarı olacaktır”

Oluşacak yeni hükümetin ülkenin refah seviyesini yükseltmek zorunda olduğunu vurgulayan Sonay Adem şöyle konuştu: “Bu konuda artık geçmişi bırakmak lazım. Önümüzdeki süreçte neler yapılması gerektiği ile ilgili zaten bir hedef belirlemiş olacaktır. 2009’dan bu yana izlenen ekonomik, sosyal politika ve Türkiye’nin önerdiği paketlerle yürütülmüştür. Maliye Bakanı Zeren Mungan’ın açıklamış olduğu bütçe dengesiyle ilgili sonuçlar o politikanın bir başarısı olmuş olabilir ama CTP’nin 2009’dan sonra ortaya koymuş olduğu bir tespit vardır. Bu tespite göre evet bunu başarabilirsiniz ama bu başarı halkın yoksullaşmasını ve fukaralaşmasını getirerek elde edilecek bir başarı olacaktır.

“Her iki parti de ayak sürümeden bunu başarmak zorundadır”

Bunun sonucunda sadece küçük bir azınlık faydalanacak ama geriye kalan kesimde büyük oranda fukaralaşmış olacaktır. Hatta açlık sınırına düşen çok sayıda yurttaşımız vardır. Dolayısıyla, çalışan kesimlerin, emekçilerin ve üretici kesimlerin ve memleketteki ekonomimizin bel kemiğini oluşturan küçük orta boy işletmelerin destekleneceği bir döneme geçilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde yeniden yurttaşlarımız toparlanma imkânına kavuşmuş olabilecektir. Dolayısıyla bunun başarılabilmesi için önemli bir katkı koymak gerekiyor. Her iki parti de ayak sürümeden bunu başarmak zorundadır.” 

“Bu kurumları başka türlü kurtaramayız”

Geçmiş programlarda özelleştirme ile ilgili çok ciddi bir baskı olduğuna dikkat çeken Adem, sözlerini şöyle tamamladı: “Bundan sonrası kurumlarımızın özerkleştirilmesine dönük ciddi hedefler koyan bir program olacaktır. Yoksa bu kurumları başka türlü kurtaramayız. Aksi takdirde bunları yapmazsak yine yurtdışından birileri gelip elimizden toplumsal varlıkları ucuz ucuz alacak ve Kıbrıs Türkü maalesef kendi iradesini artık istese bile çok zor yakalayabileceği bir noktaya gelecektir. Temel hedef; ekonomik ve sosyal gelişmeleri yakalayarak, toplumsal iradeyi yeniden ve ciddi bir şekilde ele alabilecek bir düzenlemeyi hayata geçirmektir.”