İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Özel Örnektepe Yükseköğrenim Kız Öğrenci Yurdu'ndaki iftar programının ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı.

Seçim nedeniyle memleketlerine gidecek öğrenciler için parti olarak bir destek verip vermeyeceği sorulan Akşener, öncelikle CHP ve İYİ Parti olmak üzere Millet İttifakı'ndaki siyasi partiler olarak güçlerini ve imkanlarını birleştirerek öğrencilerin üzerindeki ekonomik yükü kaldıracaklarını söyledi.

Akşener, iktidara gelmesi halinde Millet İttifakı'nın uygulayacağı sağlık planının sorulması üzerine, sağlık, eğitim, güvenlik alanlarında özel şirketlerin de olabileceğini anlatarak, ancak fırsat eşitliğini ve sınıflar arası geçirgenliği sağlamak için ana faktörün devlet olması gerektiğini belirtti.

Sağlık çalışanlarının itibarsızlaştırıldığını, devlet hastanelerinin büyük çoğunluğunun kapatılarak özel sektörlere devredildiğini, devlet ve üniversite hastanelerinin taammüden zayıflatıldığını savunan Akşener, "Biz öncelikle liyakati, şeffaflığı, hesap verilebilirliği, hukukun üstünlüğünü, adaletin tarafsızlığını ortaya koymak zorundayız." dedi.

Akşener, "Sosyal medyada 'Meral mommy' denmesinden hoşlanıyor musunuz?" sorusuna Akşener, "Çok... Anne sözünü çok seviyorum. Aslında 'mommy' İngilizce ama anne ya gerçekten ana olmayı çok seviyorum. 'Anne' sözünü ister öyle desinler, ister böyle desinler çok seviyorum." yanıtını verdi.

“YARGININ TARAFSIZ, BAĞIMSIZ, OBJEKTİF, KORKUSUZ OLMASI LAZIM”

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, bir hukuk öğrencisinin, "Hukukla ilgili ilk olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Yargının tarafsız, bağımsız, objektif, korkusuz olması lazım. Bunu sağlamak çok kolay. Siyasetçi parmağını sallamaktan vazgeçecek. Sadece hukukun üstünlüğünü kabul edeceksin. Mesela, bana soruyorlar; 'Hesap soracak mısın?' Kişisel olarak nefret ettiğim o kadar çok insan var ki ama ben siyasetçi olarak intikam alamam. Böyle bir şey olamaz. Bugün bu yapılıyor diye ben onu yapamam. Yapıyorsam zaten doğru değil. İşte bugün gibi olur. Orada suç vardıysa onun önünü açacaksın. Yani hakim olduğunu varsayalım. Hakimin, savcının önünü açacaksın. Çünkü 'cumhuriyet savcısı' denir adına, 'iktidar savcısı' değil. Dolayısıyla yani gerçekten tarafsız, objektif, bağımsız ve korkusuz... Siyasetçi bunu yapmak zorunda. Gerekirse benim varsa herhangi bir yamuğum, savcı, hakim olarak benim de peşime düşmelisin."

"Seçim sonrası İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili nasıl bir yol izlenecek?" sorusunu Akşener, "Kesinlikle, yani kimse cayamaz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Mümkünatı yok en ufak bir tereddüt yaşanmasın." diye yanıtladı.