Gündem Kıbrıs Özel Haber
Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Yönetim Kurulu Üyesi Omaç Cin, Gündem Kıbrıs Web TV’de Bahar Sancar’ın konuğu olarak, gündeme ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Polisin son dönemlerde yürüttüğü soruşturmalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Cin, “Bunca yıldır ilk kez bir Başbakanlık müsteşarının soruşturmaya tabi tutulduğunu gördüm. Sonucunun ne olacağını bilemeyiz. Arkadaşımız da suçu kanıtlanıncaya kadar suçlu muamelesi görmesini istemem. Bir süredir ülkede sözlü olarak söylenen konuların bir sonucu olarak çeşitli icraatlar yapılıyor. Ülkede olduğu söylenen kanunsuz, yolsuz, haksız faaliyetlerin bir denetim ve kontrolü olduğunu düşünüyorum. Hem bu görevdeki kişilerin yaptıklarının doğru olup olmadığının tescil edilmesi ve kişilerin zan altında kalmaması için yapılanlar doğru girişimlerdir. Devamının gelmesi gerekir. Umarım sonuçlarını da olumlu veya olumsuz bir şekilde süreç içerisinde öğrenmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
“İnsanların cebinden çıkan paranın daha verimli harcanmasının sağlanması gerekir”
Kasım ayı Hayat Pahalılığı (HP) oranı yüzde 0,81, yıllık HP oranının yüzde 36,37 olarak açıklanması hakkında değerlendirmelerde bulunan Cin, “Bu oran Türkiye oranının altındadır. Gayet iyi biliyoruz ki, ada ülkesi olmamız ve diğer çeşitli faktörlerden dolayı Türkiye’deki HP oranına ilave olarak yüzde 10-15 bandında bir enflasyon artışı vardır. Şuanda açıklanan rakamlarda böyle bir yansıma yok. Belki sepetteki ürünlerde bir revizyona ihtiyaç vardır. Sayın Başbakan böyle bir çalışma başlatıldığını söyledi. Doğru bir girişimdir. 10 yıldır aynı kurgunun kalması yerine güncellenmesi önemlidir. O zaman daha gerçekçi bir HP oranı ortaya çıkacaktır. Yıl sonunda açıklanacak olan 6 aylık HP oranı yüzde 20’nin altında kalacaktır diye düşünüyorum. Bu bizim hayatımızı rahatlatan bir oran değildir. Bu kısır döngü şeklinde gidiyor. 6 ay da bir de asgari ücret kurgusunu yaşıyoruz. Hayatın ucuzlatılması konusunda fiyatların aşağı çok kolay değildir. İnsanların cebinden çıkan paranın daha verimli harcanmasının sağlanması gerekir. Hane halklarının gıda ve tüketimin dışında en büyük gider kalemleri okul, sağlık, ulaşım ve enerji giderleridir. Hükümet olarak bu dört kalemin insanlara nasıl daha uygun ulaştırılacağı konusunda çalışmalar yapılırsa ve yöntemler geliştirilirse, insanların refahını yükseltebilirsiniz” dedi.
“Bu ülkede kazanılan paranın bu ülke sınırları dışına gitmesi bu ülkenin gelişmesine fırsat vermez”
Güney Kıbrıs’a kayan ekonomi hakkında değerlendirmelerde bulunan Cin, “Bu konuyla ilgili Ticaret Odası’nın yürüttüğü bir çalışma vardır. Biz Güney Kıbrıs’la özellikle et ürünleri ile başlayıp, daha sonrasında bütün market alışverişine dönmüş tüketim alışkanlıkları konusunda bir çalışma yapıyoruz. Navlundaki detayları, operasyon maliyetlerini, iş gücü dağıtım maliyetleri konusunda çalışma yapıyoruz. Daha rekabetçi bir noktaya ulaşmak için yapılması gerekenleri belirleyeceğiz. Bu ülkede kazanılan paranın bu ülke sınırları dışına gitmesi bu ülkenin gelişmesine fırsat vermez. Devletin burada yapması gerekenler vardır. Gümrükte ithal ürünlerde alınan bazı fonlar vardır. Bunlarda rahatlamalar getirilmesi gerekiyor. Bu alınan fonlar ve vergiler ürün fiyatı üzerine eklenen rakamlardır ve doğrudan bu son tüketiciye yansıyor. Güney’de olmayan fonları siz burada ödüyorsanız fiyat yukarıya çıkar. İşletmelerin operasyon maliyetlerini azaltması için bir yol bulması gerekmektedir” diye konuştu.
“Yeşil Hatta bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 20 oranında bir düşüş var”
Yeşil Hat ticaretindeki daralma hakkında konuşan Cin, “Bir önceki yıla oranla kıyasladığınız zaman Yeşil Hatta yaklaşık yüzde 20 oranında bir düşüş var. Hacmin toplamı bu yıl 14 milyon Euro civarındadır. Geçmiş yıllarda bu 17-18 Milyon Euro’yu bulmuştu. Ürün çeşitliliğinin genişletilmesi konusunda Rumlar çok ciddi engeller çıkartıyor. Yeşil Hat kapsamında ürün çok satılmaya başlarsa, Rumlar o ürün grubuyla ilgili gereksiz kriterler ve sertifikalar arıyorlar ve satışlar geriye düşüyor. Güney Kıbrıs bir AB ülkesi olarak AB üyesi olmayan ülkelerle serbest ticaret anlaşmaları yapıyor. AB üyesi olması sebebiyle o ülke kriterlere uymak zorunda ve bizim ticaretimizi engellemek için de girişimler yapıyor. Biz bunu AB’ye bildirdiğimizde bunun önüne geçiliyor ancak Rumlar girişimlerinden hiç vazgeçmiyor. Kanun, nizam, AB hukuku vardır ama her zaman çalışmıyor. Çok dikkatli olmamız ve yaşanan şeyleri unutmamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“TMK’da karara bağlanan dosyaların bedellerinin ödenmesinde gecikme olmaması gerekiyor”
“Mülkiyet” konusunda yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Cin, “İnşaat sektörü bizim lokomotif sektörlerimizdendir ve bizim birçok sektörümüzü de besleyen bir sektördür. Yükselen bir sektör olduğu için Rumlar kendi yarattıkları yasal prosedürlerle hukuka dayandırıp, bazı tutuklamalar yapıyorlar. Bu noktada yapılması gereken bizde TMK vardır. TMK’da karara bağlanan dosyaların bedellerinin ödenmesinde gecikme olmaması gerekiyor. Çünkü AB Parlamentosu bunu bir çözüm yolu olarak atadı ve çalıştığını da görmek istiyor. Eğer biz bunu devam ettiremezsek, o zaman başka alternatif düşünülmeli. Bunun çözüm yolu olmadığına kanaat getirilirse o zaman bizim için çok kötü olur” diye konuştu.
Polis operasyonları: Polisin gücünü göstermiş olması önemlidir
Polisin son dönemlerde gerçekleştirdiği Huzur Operasyonları ve trafik denetimleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Cin, “Bir süredir yaşanan olaylar nedeniyle, polis kendini topluma göstermiş oldu. Bu operasyonlar doğru ve yerindedir. Polisin gücünü göstermiş olması önemlidir. Polisin teknik donanımlarının da artış olması önemlidir ve daha da artırılmalıdır. Ticaret Odası olarak da polisin teknik ekipmanlarının artırılması adına bizim de çalışmalarımız vardır ve biz bunları polisimiz için tedarik edeceğiz” dedi.
Ülkeye girişler: Kapıyı sıkı tutmak gerekiyor
Ülkeye girişlerde denetimlerin artırılması gerektiğini de söyleyen Cin, “Kapıyı sıkı tutmak gerekiyor. Bir ülkeye girerken mini denetim olmalıdır. Dönüş bileti var mı, paran var mı, nerede kalacaksın soruları sorulmalıdır. Kimlikle girişleri turizmi artırmak için yaptık ama farklı sonuçları oldu. Kimlikle giriş yapılmaya devam edilebilir ama girişlerdeki denetimlerin artırılması gerekir” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanımız ilerleme kaydedecektir”
Programda KKTC-Güney Kıbrıs ilişkileri hakkında da konuşan Cin, “Rumların Türklerle anlaşmaya taraftar olmadığını ve görüşmelerin ileriye gideceğini düşünmüyorum. Türk tarafının 10 maddelik taleplerini karşılamaya yönelik ayak sürümesi bunun göstergesidir. Rum Lider ‘Sıfır Asker Sıfır Garanti’ konusunu ortaya attı. Rum liderliği bu açıklamayı sırf bizim görüşme talebimizin ortadan kalkması için yaptı. Sayın Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman çok güzel bir yanıt vererek bu açıklamayı yok saydı. Rum Liderliği köşeye sıkışacaktır ve başarılı olamayacaktır. Çözüm konusunda Cumhurbaşkanımız ilerleme kaydedecektir. Rumlar hareket etmemekle, bir şey vermemekle kendi çantasına bir şeyler atarak yıllardır bu oyunu sürdürüyor. Güney Kıbrıs, Kıbrıslı Türklere ve Türkiye’ye karşı saflarını sıklaştırmak için yabancı ülkelerle askeri işbirliği anlaşmaları yapıyor. Artık Kıbrıs 5 paydaşın mutabakatı ile çözülecek bir konu olmaktan çıktı. Diğer bölgedeki ülkelerin ve AB’nin çıkarlarını koruyacak bir çözüme gidilecektir. Günün sonunda ise son sözü Amerika’nın söyleyeceğini düşünüyorum” dedi.




