Kıbrıs Türk halkı bir kez daha sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Seçimler demokrasilerin gelişmesine katkı sağlayan çok önemli bir hak ve seçim yorgunu olan halkımız, yine karmaşa ve korku yaratarak propaganda yürütenlerle karşı karşıya. Kendini devletin tek sahibi gören, halkı hiçe sayan, baştan bozuk bir düzen yaratarak hak, adalet ve eşitlik duygularını bu ülkede yerle bir eden Eroğlu zihniyeti, yarattığı ayrıcalıklıları da kullanarak bilindik yöntemleriyle seçim kazanma çalışmalarını sürdürüyor.Haritalar yaratıp köy köy gezerek başlattığı propaganda çalışmalarının merkezine sünnetçi korkusunu koyan Eroğlu ve ekibi, göçmen halklar üzerinden siyaset yapıp insanların duygularıyla oynayacak kadar çağdışı, akıldışı yollara başvurmaktan çekinmiyor. ‘Gemilere bindirip sizi yollayacaklar’ plağını takıp, insanlıklarını kaybedercesine kampanya sürdürüyorlar. ‘Rumlar Kıbrıslı Türklerin haklarını çalmak için benim kaybetmemi bekliyor’ manasına gelen demeçler de veriyor çekinmeden. ‘Beni seçin, yoksa biteceksiniz’ diyor.Garp cephesinde değişen bir şey yok yani! Oysa baktığınızda ‘ağzı var dili yoktu’ Eroğlu’nun. Hurafeler yaratıp korkular salan ve azalan enerjisini yalnızca buna harcayan Eroğlu, toplumsal hiçbir sorunumuzla ilgili kelam etmedi. Ne ülkeye getirilmeye çalışılan ve Sibel Siber’in engellediği TOMA hakkında bir laf etmişti, ne yine Siber’in girişimleriyle iptal edilen Petrol Dolum Tesisi ile ilgilenmişti, ne de Futbol Federasyonları arasında yaşanan süreçle ilgili gençlerimiz adına sesini yükseltti. Ekonomimizi yerle bir edecek hellim konusunda bile kılını kıpırdatmadı. Meclis Başkanı Sibel Siber’in Avrupalı muhataplara yazdığı mektuptan dört ay sonra zahmet edip seçim telaşıyla bir mektup gönderdi. Kısacası elini taşın altına koymadan koskoca kırk yıl geçirdi.Yaşamının hiçbir döneminde liderlik gösteremeyen, sadece yarattıkları ayrıcalıklı zümrenin çıkarlarını gözeten, halktan bu kadar kopuk birinin toplum liderliği iddiasıyla yeniden karşımıza çıkmış olmasını Kıbrıs Türk halkı adına büyük bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Kıbrıslı Türklerin altından kayan müzakere masasına dair herhangi bir öngörüsü bulunmayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, eskinin ve denenmişin temsilcisidir. Derviş Eroğlu tükenmiştir ve tükettiği politikasıyla birlikte tarihteki misyonunu tamamlamıştır.Dr. Sibel Siber’in cumhurbaşkanlığı makamına gelince hayata geçireceği projeleri birkaç ay önce eleştiren ve cumhurbaşkanlığı makamının icraat makamı olmadığını söyleyen Eroğlu bugün neredeyse Sibel hanımın yapacağını açıkladığı her şeyi tekrarlar duruma gelmiştir. Taklitler aslını yaşatsa da genlerine işlemiş olan vatan, millet, Sakarya edebiyatından kurtulması ve federal çözüme ulaşması çok kolay olmayacak tabii. Kendisinin gitmeye niyeti yok ama bu yeni enerji 19 Nisan’da tüm Kıbrıs’ı saracak! Çözümü masada, barışı gönüllerde yapmaya geliyoruz!