Bugün, günümüz siyasetiyle alakalı bazı saptamalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum...

Bunları, “tarafsız” bir gözle aktarmak arzusundayım.

Bu yüzden, ne olur, “Serhat şundan yanadır, bundan yanadır” demeden okuyalım diyorum...

-*-*-

Mesela, Tufan Erhürman ve Cemal Özyiğit, mevcut durumda hükümete girmek istemiyor...

Neden?

İki parti liderinin farklı gerekçeleri vardır eminim ama ortak gerekçeleri, olası her hükümetin şu anda kendi deyişleri ile “biat hükümeti” olacağı beklentisidir.

Bu ortamda, “bayağı biatçı” olarak kabul gören Erhan Arıklı’nın desteği veya en az Arıklı kadar biatçı kabul edilen Fikri Ataoğlu’nun doğrudan katılımı ile bir hükümet kurmak, ikisinin de işine gelmez...

-*-*-

Mevcut ortamdaki ağır ekonomik yük ve sıkıntı; örneğin Cemal Özyiğit’in “bakanlık yapacağı” bir kabinede; Türkiye ilişkileri açısından sıkıntı olur...

-*-*-

Peki ne olacak?

Bana göre HP’nin tercihi, UBP olacak!

-*-*-

Erhürman ve Özyiğit, “kaçtılar, görev almadılar” denmemesi adına müzakere ettiler ama bugün veya yarın UBP – HP hükümeti kurulacak inancındayım.

Akla daha yakın gibi duruyor.

-*-*-

Bakanların sayısı, bakanlıklar değişebilir elbette...

Önemli olan bakan sayısı değil, altlarının doldurulmasıdır...

-*-*-

Bana soran olmaz ama olursa; “aynen devam” derim...

Bir tek, Ersan Saner “Başbakan” olur, gerisi devam eder...

Yine bana soran olmayacak eminim ama görüşümü belirteyim; Hasan Taçoy ve Faiz Sucuoğlu, genel başkan adayı olacaklarsa; “bakanlıktan alınabilirler”...

-*-*-

Şu anda UBP, ciddi anlamda “arızalı” bir partidir.

Makine yanmıştır; dört tekerlek yenilenme istemektedir ve şaside de ciddi vuruk söz konusudur!

Yeni bir makine, yeni dört tekerlek, şasideki vuruğa da ciddi bir göz atmak gerekiyor ki bunun adı, “parti içi toparlanma”dır.

-*-*-

Ve şu anda HP de sıkıntılıdır.

Çünkü çok ciddi bir küçülme söz konusudur...

-*-*-

Ve olası bir “hükümet başarısı”; her ikisinin de ilk “genel” veya “erken genel seçimdeki” yıkılışının engeli olabilir...

-*-*-

Hükümet içerisinde olmayan bir CTP, önümüzdeki ilk seçimin, mutlak favorisidir.

CTP’nin ilk seçimdeki birinciliğini, bir tek, UBP ve HP’nin kurması muhtemel yeni koalisyonunun olası başarısı engelleyebilir.

-*-*-

Olası başarı nedir?

Veya şartları nelerdir?

Bir: Memur, öğretmen ve diğer devlet çalışanlarının 13’üncü maaşını ödeyeceksiniz.

İki: Maaşlarda asla gecikme olmayacak.

Üç: Zamlar acıtmayacak.

Dört: Hayvancı, çiftçi, üretici gülümseyebilecek.

Beş: Pandemiyi üniversite sektöründe kazasız atlatacaksınız ve esnaf azıcık ayakta durmayı başaracak.

Altı: Tabii ki tüm bunlar için para bulacaksınız.

Yedi: Para bulacaksınız.

Sekiz: Para bulacaksınız.

Ve dokuz: Para bulacaksınız...

(10): Altı, yedi, sekiz ve dokuzu yapın; gerisi sanırım kolay olacak...

-*-*-

Efendim HP anahtardı, kilitti...

Bu konuya da ayrıca bakmak lazım...

HP, bu ülkenin bir birinden temiz, bir birinden bilgili ve çalışkan insanları tarafından kuruldu...

İlk başlardaki eleştirilerim, “... Mümkün değil, bu çirkef içinde, temiz kalamazsınız, siz bir şey yapmasanız bile, üzerinize her türlü kir sıçrar” şeklindeydi ve kesinlikle mütevazı olmayacağım, haklı çıktım.

-*-*-

İdeolojisiz olmaz demiştim.

İdeoloji eksikse, siyasi disiplin de eksiktir.

Bu konuda da haklı çıktım...

-*-*-

Ama HP için her şey bitmiş değildir.

Pandemideki “ikinci” hatta “üçüncü” dalga gibi; bu parti için, “ikinci toparlanma” kesinlikle mümkündür.

Efendim bunca oy kaybı, bunca küçülme, bunca istifalardan sonra mı?

Bu soru “haksız bir soru” değildir...

Ancak, kesinlikle önümüzdeki günlerde başlayacak, “başarılı bir kısa dönem”; “ikinci toparlanma”yı getirebilir.

Ama başarısız bir hükümet veya öyle ya da böyle, “ne UBP ne de CTP ile hükümet kuramamak”; ilk erken seçimde baraj denen şeyin aşılmaması anlamına da gelebilirdir.

Bu “gelebilme olasılığı” da hayli yüksektir.

-*-*-

Evet; yukarıda saydıklarım; içinde bulunduğumuz yaklaşık 2 ayın siyasi saptamalarıdır...

Bazı “işsiz” CTP’li vekillerle tamamen boşta kalmış “eski CTP’li kişiler”, hala “Ersin Tatar”la uğraşıyor.

Komik!

Gerçekten komik!

Belli ki, avaracılık ve seçimde kendi partisinin adayını değil, başka bir adayı destekleyip de yenilmiş olmanın “çifte arızası” öyle etkili olmuş ki; eleştirmedikleri tek konu; “Ersin Tatar’ın gözünün üstünde kaşı var” konusudur!

Sizi rahatlatmak için söyleyeyim; Ersin Tatar, aynı zamanda keldir...

-*-*-

Kardeşim, aşıya konsantre olun...

Hangi sektörler pandemiden daha çok zarar gördü, bunları saptayın ve bizlerle de Meclis’le de paylaşın...

Türkiye dışında finans kaynağı yaratıp yaratamayacağınız gibi işlerle iştigal edin!

Ersin Tatar, cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı!

Kapatın artık o konuyu, lütfen yani!