Yedi yıl önce CTP-BG milletvekili ve Komite Başkanı sıfatıyla Tufan Erhürman’ın hazırladığı Özel Hayatın Korunma Yasası, gazetecilerin mahkum edilmesi tehlikesini karşımıza çıkardı.
Kamuoyunda büyük ses getiren bazı ses kayıtlarının basına yansıması sonrası ‘Talat Yasası’ olarak bilinen ve Mart 2014’te resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yasa, şüphesiz iyi niyetle hazırlanmış bir yasaydı. Ancak unutmayın. Karl Marx'ın da dediği gibi “Cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşelidir...”
CTP o günün şartlarında basın örgütlerinden ve gazetecilerden gelen onca eleştiriye rağmen bu yasanın çıkması için çaba gösterdi. Ancak o yasa, bugün gerçek haber yapmak isteyen gazeteciler için cehennemin yolunu açmış oldu.
Erhürman, yasayı hazırlarken,  bunun sadece KKTC Anayasası'nın değil, KKTC iç hukukunun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin de bir gereği olduğunu savunmuştu.
CTP’li bir dostum bu konuda samimi bir özeleştiri yaparken, “Tufan Hoca sanıyorum bu yasa yapılırken buranın KKTC değil, Norveç olduğunu sandı” dedi.
İşin şakası bir yana keşke o dönemde biri CTP’ye buranın Norveç olmadığını anlatsaydı. 
Bu tespit sadece basın özgürlüğü alanında değil, CTP’nin dış politikadaki naif yaklaşımlarında da geçerli bir tespittir.
Haber yapan gazeteciler  bu yasa nedeniyle bir yıldan yedi yıla kadar hapis cezası istemiyle karşı karşıya kalabilir.
Polis Genel Müdürlüğü’nü yapılan soruşturma nedeniyle açıklama yapmaya davet eden Erhürman’ın da gazetecilere bir açıklama borcu vardır.
Siz 7 yıl önce gazetecilerle ilgili bir yasayı hazırlarken Savcılığı, Barolar Birliği’ni dinlemiş olabilirsiniz? Peki bu konuda hangi gazetecilik meslek örgütünün de görüşlerini aldınız?
Bu konuda bugün hafızamızı tazelerseniz seviniriz? 
Eğer bir gazeteci  örgütü sizinle birlikte bu yasaya ‘evet’ dediyse, bugün onların da izahta bulunmalarına ihtiyaç vardır.
Şunu unutmayın Sayın Erhürman. “Gazeteciler korkusuzdur” söylemi bir masal söylemidir. Doğru değildir. Gazeteciler de korkarlar. Aileleri, çocukları, gelecek kaygıları, işsizlik korkuları, hatta bazı ülkelerde hapis korkuları bile vardır. 
Medya için korku bir virüs gibidir. Bir kez içine girince iflah olmaz. Ne yazık ki medya içine bugün o virüsü siz soktunuz Sayın Erhürman.
Yasayı yaparken belki iyi niyetliydiniz. Ancak bugün bir yanlışlık yaptığınızı da artık görmelisiniz. Siz hukukçusunuz Sayın Erhürman. Size işinizi öğretmek bize düşmez. 
Ancak şu kadarını söyleyelim. Bu yasanın mimarı olan CTP, 7 yıl sonra da olsa bu yasanın sonuçlarından sorumludur.
Bu yasanın değişmesi için ilk hamle de bu yüzden iktidardan önce CTP’nin görevidir. 
Gazetecilere hapis korkusu yaşatan bu yasa bir an önce düzeltilmeli, bunu yaparken de Norveç’te yaşamadığımız gözetilmelidir Sayın Başkan...