Erhürman, Türk tarafının Cenevre’de ortaya koyduğu önerilere rağmen Kıbrıs’ta, “iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyondan başka gerçekçi bir çözüm olmadığını” kaydetti.

CTP Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, sivil toplum örgütleri ve sendikalara ziyaret başlatan CTP, bugün Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (Dev-İş) ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ile görüştü ve Kıbrıs sorununda gelinen son noktayı değerlendirdi.

Görüşmelerde, Erhürman’a, CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın ile MYK Üyeleri Asım Akansoy ve Tülin Murat eşlik etti.

Cenevre’de gerçekleştirilen görüşmeleri aktaran Erhürman, Türk tarafının 6 maddelik öneri sunacağını öğrendiklerini ve bu durumu Tatar ve heyetine sorduklarını söyledi. Yapılan görüşme esnasında Tatar’ın kendilerine; “bu haberlerin asparagas olduğunu” söylediğini iddia eden Erhürman, ertesi gün ise bu 6 maddelik belgenin BM Genel Sekreteri’ne sunulduğunu kaydetti.

Belgenin sunulduğunu ise yine müzakere heyetinden değil, basından öğrendiklerini ifade eden Erhürman, bu konudaki rahatsızlıklarını dile getirdiklerini ifade etti ve Cenevre’de yapılması gerekenin; Rum Lider Nikos Anastasiadis’i, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini kabul etmeye zorlamak olmasına rağmen “çözümsüzlük çözümdür” tarzında önerilerin sunulduğunu ve Rum liderin elinin rahatlatıldığını öne sürdü.

Erhürman, Türk tarafının “çözüm istemeyen taraf” olarak lanse edilmeye başlandığını savundu.

Tüm bu yaşananlardan dolayı dün Meclis’te gerçekleştirilen toplantıya katılmama kararı aldıklarını ifade eden Erhürman, “çözümsüzlük çözümdür” pozisyonunun sürmesi halinde Kıbrıslı Türklerin Avrupa ve dünya ile ilişkilerinde birçok sorun yaşanacağı uyarısı yaptı.

Erhürman, CTP olarak pozisyonlarının; “iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyonun tek gerçekçi çözüm modeli” olduğunu ve bu pozisyonlarının da sürmeye devam edeceğini vurguladı.

“UZUN VADELİ KALKINMA PLANINI HAYATA GEÇİRMELİYİZ”

Ülke içindeki sıkıntılara da değinen Erhürman, uzun vadeli kalkınma planlarının yapılması gerektiğine işaret etti. Ülkede maaş ödemelerinin bile tartışmalı konuma geldiğini kaydeden Erhürman, 1990’lı yılların sonundan itibaren ülkede uzun vadeli kalkınma planının olmadığını ifade etti.

Bu planın tercihen nitelikli çoğunlukla Meclis’ten geçmesinin ardından ekonomi ve kalkınmanın anayasası haline gelmesi gerektiğinin altını çizen Erhürman, Türkiye ile ilişkiler açısından da imzalanacak Ekonomik ve Mali İşbirliği Anlaşmaları açısından da önemli belgeler olacağını, sağlanacak reform destek katkılarının ise söz konusu planlama üzerinden yapılmasının gerektiğini vurguladı.

Plansızlığın artık tarımda, eğitimde ve ekonomide tükenmelere sebep olduğunu ifade eden Erhürman, “Birlikte tavır ortaya koymamız gerektiğini, netleşmemizi ve bunları halka anlatmamız gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

ELCİL: “KENDİ KENDİMİZE AMBARGO UYGULAR OLDUK”

CTP açıklamasında KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in açıklamalarına da yer verildi. Elcil, Türk tarafının Cenevre’de sergilediği tutum sayesinde Kıbrıs Türk halkının kendi kendine ambargo uygular duruma dönüştüğünü savundu.

24 Nisan’da yapılan mitingde toplumun tüm kesimlerinin ortak amaçlar için mücadele ederse bir başarı sağlayabileceğini herkese gösterdiğini kaydeden Elcil, CTP’ye hem oy potansiyeli, hem yapısal, hem de örgütlenme açısından büyük görevler düştüğünü ifade etti.

İlk olarak dörtlü koalisyon ardından da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yapıldığını savunduğu müdahalelere değinen Elcil, “Aslında bizimle ilgili plan ve program yapanların düşüncelerinin çok iyi olmadığını gördük” dedi.

UBP-DP-YDP hükümetinin pandemiden dolayı yaşanan krizi kendi açısından fırsata çevirme çabasında olduğunu savunan Elcil, sosyal hakların budanmaya çalışıldığını vurguladı. Erhürman’ın Başbakan olduğu dönemi örnek gösteren Elcil, “TL korkunç bir enflasyona uğramıştı. Toplumda bir telaş oldu ama çok çabuk atlatıldı. Çünkü doğru dürüst tedbirler alınmıştı. Güney ile olan ilişkiler çok önemliydi. Bu ciddi anlamda ekonomiye katkı koyuyordu” dedi.

AŞAM: “GÜÇ BİRLİĞİ SON DERECE ÖNEMLİ”

Dev-İş Başkanı Koral Aşam ise, bu kritik dönemde ekonomide, sağlıkta ve ülke demokrasisinde sıkıntılar yaşanırken, yalnızca Meclis muhalefetinin değil, toplumsal muhalefeti oluşturan, siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütlerinin iş ve güç birliği halinde olmasının son derece önemli olduğunu belirtti.

Aşam, hükümetin koltuklarını koruma uğruna, toplumsal varoluşa, demokrasiye, sendikal haklara ve emekçiler adına yıllar içinde kazanılmış tüm haklara saldırı başlatıldığını savundu.