Yeni Bakış gazeyesinden Deniz Abidin'in haberine göre; Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali’nin, et ithalatı konusunun henüz gündemlerinde olmadığını açıklamasının ardından Yeni Bakış’a konuşan hayvan üreticileri ve kasaplar, ülkedeki küçükbaş ve büyükbaş hayvan miktarının ne kadar olduğunun net bilinmediğini, hayvan popülasyonu bilinmeden karar vermenin doğru olmayacağını belirtti. 

Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Naimoğulları:

"Ülkede planlama yok"

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, ülkede planlama yapılmadığını belirterek, ne kadar et, ne kadar süt ihtiyacı olduğunun tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Naimoğulları, ülkenin ihtiyaçları bilinmeden ithal ete ihtiyaç var mı yok mu diye karar verilemeyeceğini belirterek, üretimin daha da fazlasının yapılması gerektiğinin altını çizdi. Naimoğulları, bazı nitelikli etlerde sıkıntı çekilmekte olduğunu belirterek, mezbahalarda 15-20 bin küçükbaş hayvanın kesilmesi gerektiğini kaydetti. Bunun yanında 2 bin büyük baş hayvanın kesilmesi gerektiğini ifade eden Naimoğulları, iki tane çalışır durumda mezbahanın bırakılmasının doğru olacağını belirtti. Naimoğulları, doğru bir kayıt sistemi yoksa ne kadar et ihtiyacı olduğunun bilinmeyeceğini söyleyerek, kesimler başta olmak üzere her şeyin kontrol altına alınması gerektiğini kaydetti. 

“Hayvan miktarı net değil”

Naimoğulları, üretimin durumunu, bunun yanında daha ne kadar gerektiğinin de tespit edilmesi gerektiğinin altını çizerek, küçükbaş ve büyükbaş hayvan miktarının bugün itibarıyla ülkede net olmadığını söyledi. “Kimisi 280 bin, kimisi 240 bin küçükbaş hayvan vardır” şeklinde açıklamalarda buluduğunu belirten Naimoğulları, geçtiğimiz haziran ayında yapılan taramadan sonra net rakamın bilinmediğini kaydetti. Naimoğulları, net kayıt sisteminin hayvan ölümlerinin kayıt altına alınmasından geçtiğini ifade ederek, hepsinin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini söyledi. 

“Girdi maliyetleri artıyor”

Naimoğulları, kurak bir yıla girilmekte olunduğuna dikkat çekerek, girdi maliyetlerinin ciddi anlamda yükselmekte olduğunu belirtti. Naimoğulları, arpa başta olmak üzere bütün ürünlere zam geldiğini belirterek, “Üretimi artırmamız şarttır” diye konuştu. 

Küçükbaş Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Güvenlier:

"Damızlıkta üretici desteklenmeli"

Küçükbaş Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Alpay Orhan Güvenlier de et ithalatının üreticinin darbe görmesi anlamına geldiğini ifade ederek, kuraklığın bu yıl kabus gibi üreticinin üzerine çöktüğünü belirtti. Güvenlier, büyükbaş ve küçükbaş hayvan miktarının şu an için yeterli olmadığını belirterek, geçen yıl bir sağlık taraması yapıldığını ve hastalıklı hayvanların birçoğunun temizlendiğini kaydetti. Güvenlier, mevcut hayvan miktarının sağlıklı olarak piyasaya rahatlıkla girebilecek durumda olduğunu belirterek, damızlık olarak hem büyükbaşta hem de küçükbaşta üreticinin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Güvenlier, dişi oğlak ve kuzuların sürülere damızlık olarak bırakılması gerektiğini anlatarak, destekleme programı ile aynı seviyeye ulaşabileceğini kaydetti.  

“Piyasaya oğlak, keçi ve koyun eti de veriliyor”

Küçükbaşta keçi ve koyun mevcut hayvan sayısının 240 bin civarında olduğunu ifade eden Güvenlier, bu sayıyı daha da yukarı çıkarmak için hayvancının da bakanlığın da elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti. Güvenlier, kasabın kuzuyu 18 liraya aldığının altını çizerek, üreticiler olarak gerek küçükbaşta gerekse büyükbaşta olsun 7 ayrı nitelikte et verildiğini belirtti. Güvenlier, ancak kasaba gidildiğinde vatandaşın karşısında sadece kuzu ve dana eti bulduğuna işaret ederek, piyasaya oğlak da keçi de koyun da verildiğini kaydetti. 

Alpay Orhan Güvenlier, oğlak, keçi ve koyunun kıymalık olarak alındığını, hiçbir şekilde tüketiciye gerçek değerinde yansımadığını söyledi. 

“Güney’deki üretici daha etkin bir şekilde desteklenmeli”

Güvenlier, şöyle devam etti, “Kasabın alış fiyatı 13 TL, ancak kasaplarda oğlak eti yoktur. Kuzu eti olarak alınıyor. Burada kasapların denetlenmesi gerekmektedir. Özellikle market kasapları denetlenmelidir. Güney’den gelen kaçak etle ilgili bir denetleme yapıldığını görüyoruz. Güney’deki üretici daha etkin bir şekilde destekleniyor. Yapılan çalışmalarda bu yıl Kıbrıs’a AB’den 100 milyon Euro üretime geliyor. Bu da üreticiye direkt yansıdığı için kuzu, oğlak ve dana fiyatlarına da yansıyor. Vatandaş Güney’den ucuz eti alırken hangi şartlarda kesildiğini, reyonlara nasıl geldiğini biliyor mu? Güney’deki ucuz et ithal ettir.”

“Kasaplar kendilerine çeki düzen versinler”

Güvenlier, kasabın üreticiden 18 liraya aldığı kuzuyu 60 liraya kadar ulaşan rakama sattığına dikkat çekerek, inek etinin tüketiciye dana eti olarak satıldığını 

belirtti. Güvenlier, “Kasaplar kendilerine çeki düzen versinler” diyerek, market kasaplarının fiyatları yükseltti sonra et fiyatlarının yükseldiğini söyledi. AB’den Güney’e gelen kuzu veya dana etinin ucuz fiyata geldiğini, ancak Güney’de yerli üreticiden çıkan fiyatın Türk tarafı ile hemen hemen eşit olduğunu belirten Güvenlier, Güney’deki ithal etin üçüncü sınıf et olduğunu kaydetti. Güvenlier, bir süre önce Rum Basınında çıkan haberle ilgili şunları söyledi, “İngiltere’de yaklaşık 3 buçuk ton hastalıklı et Güney’e geldi. Etlerin toplayabildikleri kadarını toplayabildiler. Toplanan miktar bin 800 kilo. Geriye kalanı alıp bu tarafa getirdiler, ucuz diye yediler.”

“Devlet elini taşın altına koymalı”

Güvenlier, üretimin ülke genelinde pahalı olduğunu belirterek, bir torba yemin 56 liraya alındığını söyledi. Güvenlier, uzun vadeli bir yapıyı kazanabilmemiz için zamana ihtiyaç olduğunu belirterek, bunun için de devletin elini taşın altına alması gerektiğini vurguladı. 

Güvenlier, geçen yıl ete ithal izni verildiğini belirterek, en fazla eksilen bonfile, biftek ve antrikot etine izin verilmesine rağmen kimsenin getirtmediğini kaydetti.

Kasaplar Birliği Başkanı Akbıçak:

"Hayvan popülasyonunun ne kadar olduğu bilinmiyor"

Kasaplar Birliği Başkanı Halil Akbıçak ise, kasaplar olarak mevcut sistemden memnun olmadıklarını belirterek, birçok hayvancının da memnun olmadığını bildiklerini söyledi. Akbıçak, Bakan Şahali’nin “Et ithalatı gündemimizde yok” açıklamasına şu an itibarıyla sıcak bakmadıklarını belirterek, ülkedeki hayvan miktarının tam olarak bilinmediğini, hayvan popülasyonunun ne kadar olduğu ve ne kadarının kesileceği yönünde bilgi sahibi olunmadan ithal etle ilgili yorum yapmanın doğru olmayacağını kaydetti. 

Akbıçak, Güney’den kaçak etin her geçen gün artmakta olduğunu ifade ederek, bu etin ithal et olduğunu söyledi. Akbıçak, ülkede girdi maliyetlerine bakıldığında müşterinin piyasada haksız rekabetle kaybedilmekte olunduğunu kaydetti. 

“Devlet hayvan sayısını artırmalıdır”

Akbıçak, devletin de ekonomik olarak ciddi kayıplara uğradığının altını çizerek, “Dolayısıyla bunu ne kasap, ne Tarım Bakanlığı ne de hayvancı kabul edebilir” diye konuştu. 

Akbıçak, şöyle devam etti, “Korkunç fiyatlarda bir mal satılırsa bütün müşterileri kaybetme potansiyeli vardır. Bunu kimse istemez. Rum tarafı ile olan sıkıntımız onların ithal eti olmasıdır. Avrupa’dan ucuz et getirdiler. Yerli etle bir sıkıntımız yoktur, aramızda birkaç liralık bir fark vardır. İthal ile değerlendirildiğinde arada çok fazla fiyat farkı vardır. Onlarda 30 lira iken bizde 55 liradır. Bizim burada almış olduğumuz ete maksimum brüt yüzde 20 kar konulması her türlü programda belirlenebilir. Köylüdeki alış fiyatına da bir bedel getirilmesi gerekir ki bize de, sizde şu fiyata satın denilebilsin.” 

Akbıçak, devletin ülkedeki verimliliği artırarak hayvan sayısını artırması gerektiğini belirterek, iç piyasaya yetecek kadar hayvanın oluşturulması gerektiğini söyledi. Akbıçak, “Ancak bu da girdi maliyetleri düşürülerek yapılmalıdır” diyerek, “Yem hammaddeleri hep dışarıdan gelmektedir. Bunları tüccarlar getirmektedir, devlet kontrolünde gelmemektedir. Devlet belki bununla bir şeyler yapabilir. Bu iş maalesef et fiyatıyla çözülmüyor” dedi. 

“Küçükbaş hayvan miktarı ülke ihtiyacının yüzde 50’sini bile karşılamıyor”

Akbıçak, küçükbaş ve büyükbaş hayvanın ülkenin talebini karşılamadığını ifade ederek, özellikle küçükbaş hayvanın ülke ihtiyacının yüzde 50’sini bile karşılamadığını kaydetti. 

Akbıçak, bu arada, büyükbaş hayvan eti için askerin ihalesi olduğunu belirterek, 350 ton kadar etin askere gitmesinin yakın zamanda büyükbaş hayvan yönünden de ülkede sıkıntı çıkmasına neden olacağını kaydetti.