Son dönemlerde yaşanan birçok olayda, polisin yeterliliği, yeteneği ve kimden talimat aldığı büyük tartışmalara neden olurken, polis teşkilatının sivile bağlanması konusu ise, yeniden gündeme geldi.

TKP-YG Genel Sekreteri Sonay Adem, BKP Genel Başkanı İzzet İzcan, YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı Yeni Bakış gazetesinden Özlem Çimendal ve Deniz Abidin'e yaptıkları değerlendirmede Başbakan Tufan Erhürman'ın ve devletin askere bağlı polduğu için polis üzerinde herhangi bir yetkisi olmadığını belirtti. Polis örgütünün sizile bağlanması konusunu yakından takip ettiklerine değinen siyasiler, bu konun neden yıllardır uygulanmadığının ise Erhürman'ıon açıklamalarının kanıt olduğu belirtildi. 

TKP YG Genel Sekreteri Sonay Adem:

"Erhürman’ın asker ve polis üzerinde yetkisi yok"

TKP-YG Genel Sekreteri Sonay Adem, KKTC’de son günlerde yaşanan birtakım olaylara yanlı ve taraflı yaklaşması sebebi ile eleştirilerin odak noktası olan Polis Örgütü’nün sivile bağlanma konusunda yeni hükümetin tutumunun büyük bir dikkatle izlendiğini dile getirdi.

DP-UBP bile sivile bağlanmaya sıcak bakarken, 4’lü koalisyonda kim ayak sürüyor?  

Başbakan Tufan Erhürman, polisin sivile bağlanması konusunda partisinin görüşü olduğunu, ancak hükümet ortaklarının sıcak bakmadığını bir uyumun olmadığını dile getiren açıklamalarına dikkat çeken Adem, “Çok merak ediyorum polisin sivile bağlanmasına ayak sürüyen parti hangi partidir. Benim bildiğim kadarı ile gerek UBP gerek DP’nin hükümette yer aldığı dönemlerde polisin sivile bağlanması ile ilgili ibareler hükümet programına girmiştir. TDP’nin de polisin sivile bağlanma yönünde bir tavrı var geçmişten bu yana, dolayısı ile bu açıklamanın izaha ihtiyacı vardır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu. 

Polisin sivile bağlanması kim veya kimler tarafından engellenmeye çalışılıyor?

Polisin sivile bağlanması noktasında dörtlü koalisyon hükümeti döneminde bazı soru işaretlerinin olduğuna dikkat çeken Adem, “Daha önce polisin sivile bağlanmasının hükümet programı olduğu dönemlerde DP de UBP de hükümet ortağı oldular” dedi. Adem, şu anki hükümet ortaklarının ise polisin sivile bağlanması noktasında geçmişten beri bir eğilimleri ve görüşleri olduğunun bilindiğine dikkat çekerek, polisin sivile bağlanmasının kim veya kimler tarafından engellenmeye çalışıldığının kafalarda soru işareti oluşturduğuna vurgu yaptı. 

“Polisin sivile bağlanması Anayasa’nın 10. Maddesi değiştirilmeden yapılabilir”

Polisin sivile bağlanmasının Anayasa’nın 10. geçici maddesinin değiştirilmeden Meclis’te yapılacak bir yasa ile kolaylıkla gerçekleştirilebileceğinin sağlandığına da dikkat çeken Adem, “Polisin sivil idareye bağlanabileceği noktasında bir konsensüs oluşturulmuştu. Madem ki Anayasa’da bir değişiklik yapılmadan bu mümkün kılındı, bir an önce bu yönde bir girişim başlatılmalıdır” şeklinde konuştu. 

“Türkiye’de bugün Jandarma bile İçişleri Bakanlığı’na bağlandı” 

Toplumda bir an evvel polisin sivil idareye bağlanması konusunda genel bir kanı olduğunun altını çizen Adem, “Türkiye ve KKTC’nin Anayasaları 12 Eylül’e dayalıdır. Ancak Türkiye’de bugün Jandarma bile İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştır. Bu konuda herhangi bir tereddüdün dahi tartışılmaması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

“Başbakan’ın ne polis ne de asker üzerinde yetkisi var”

Polise giden herhangi bir eleştiride hükümet edenlerin topu başkalarına attığına dikkat çeken Adem, Başbakan Tufan Erhürman’ın da konu ile ilgili açıklamalarının kuru söylemden öteye geçemediğine işaret ederek, “Polise yapılan herhangi bir eleştiride hemen ‘ne yapalım askere bağlıdır’ şeklinde açıklamanın arkasına saklanılmamalıdır. Erhürman, benden hesap sorulsun diyor. Askerin ve polisin üzerinde yetkisi olduğuna inanmıyorum ki hesap sorayım” dedi. 

BKP Genel Başkanı İzzet İzcan:

"Polis isimleri açıklanan tutuklama emri çıkanlar hakkında hiçbir işlem yapmadı"

BKP Genel Başkanı İzzet İzcan ise KKTC’nin en büyük sorununun demokratik bir hukuk devleti olmayışı ve uluslararası hukukun dışında, göstermelik bir demokrasi kavramından kaynaklandığını söyledi. İzcan, bir ülkenin demokratik olması için öncelikle hukuk devleti olması gerektiğinin altını çizerek KKTC’nin bir hukuk devleti de olmadığını savundu. 

“Polis askere bağlı, asker hükümetin kontrolünde değil”

İç ve dış güvenlikleri maddelerinin Anayasa’nın geçici 10. Maddesi ile iptal edildiğine dikkat çeken İzcan, böylelikle KKTC polis örgütünün de askere bağlandığını kaydetti. Askerin hükümetin kontrolünde olmadığının altını çizen İzcan, “Biz yıllardır doğru olanın polisin hükümete yani halkın seçtiği iktidara yani sivile bağlanması gerektiğini söyledik, ancak bugün hala  bunu savunan partilerin tam aksini konuşabildiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Erhürman’ın açıklaması polisin neden hala sivile bağlanmadığının en açık kanıtı”

“Bugün üzülerek görüyoruz ki Başbakan Tufan Erhürman dahi polisin sivile bağlanması konusunun gündemlerinde olmadığını söylüyor” diyen İzcan, bunun da bugün polisin neden hala sivile bağlanmadığının en açık kanıtı olduğunu söyledi.

“Poliste tayin ve terfiler mahkemelik, rütbe söküp takmalar mahkeme kararıyla”

KKTC’de bugün yolsuzluk, hırsızlık olaylarının had safhaya ulaştığını vurgulayan İzcan, bunun yanı sıra poliste tayin ve terfilerin mahkemelik, yine mahkeme kararı ile rütbelerin sökülüp takıldığını sözlerine ekledi. 

“Kıbrıs Türk toplumu göstermelik şekilde iktidar”

İzcan, bazı odak gruplarının gazeteleri basıp, gazetecileri tehdit ederken, polis örgütünün gerektiği zaman gerektiği şekilde müdahale etmemesini eleştirerek, “İsimleri açıklanmasına rağmen ve daha 9 kişi hakkında tutuklama emri var, soruşturma var denilmesine rağmen hala daha polis bir işlem yapmamıştır” dedi. KKTC’nin tek sorununun polis olmadığını, asıl sorunun çağdaş bir Anayasa ve hukukun üstünlüğünden yoksun olunuş olduğunu ifade eden İzcan, “Kuzey Kıbrıs’taki toprak parçasının Kıbrıs Türk halkı tarafından yönetilmesine Anayasası’nın müsaade etmemesidir. Bilerek ve isteyerek, Kıbrıs Türk toplumunun göstermelik şekilde iktidar olduğunun anlaşılması amaçlanmaktadır. Bunlar değişmediği sürece biz kendimizi bağımsız yönetemeyiz” ifadelerini kullandı. 

YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı:

"Erhürman baskılara paravan oldu"

YKP Genel Sekreteri Murat Kanatlı ise, Başbakan Tufan Erhürman’ın açıklamalarına bakıldığında kafaların karıştığına dikkat çekerek, 2-3 yıl öncesine kadar CTP’nin “Polis sivile bağlanmalıdır” şeklinde cümleler sarf ederken, şimdi polis sivile çoktan bağlanmış gibi cümleler sarf ederek, kendi bakanlığına bağlı olduğunu iddia ediyor. “Polis sivile bağlanmış haberimiz yok” diyen Kanatlı, Başbakan Erhürman’ın kamuoyuna bir açıklama borcu olduğunu belirtti. Kanatlı, Erhürman’ın dediği gibi polis kendisine bağlı ise o halde neden bir olay karşısında polisten defalarca bilgi almak için çırpındığını sorarak, geçici onuncu maddeyi hatırlattı. 

“Türkiye’den gelen baskıyı gizlemeye çalışıyor”

Kanatlı, şöyle konuştu, “Geçici onuncu madde varmış, bu tartışmalara gerek yokmuş. Bu açıklamalar göz boyamaktan ibarettir. Erhürman, Türkiye’den gelen baskılara paravan oluyor. Açıkça belirtildiği gibi anayasada bu madde geçici onuncu maddedir. İrade göstersinler ve geçici, bu maddenin geçiciliği bitti desinler. Anayasanın polisle ilgili maddesini yürürlüğe koysunlar. Türkiye’den gelen baskıyı gizlemeye çalışıyorlar. Bu paravan olmaktan başka bir şey değildir.” 

“Polis de siyasilerin çiftliği oldu”

“Türkiye’den bağımsız denetleme yapacak pozisyonda olmalıdırlar. Polis sivile bağlanınca siyasetçinin etkisi altında kalacağını söylüyorlar. Zaten etkisi altındadır. Polis soruşturma yapmak zorundadır. Geçtiğimiz gün Erhürman, Meclis kürsüsünden, 2016 yılından beri Serdar Denktaş’ın Kamu İhale Yasasını çiğneyerek, devlet emlak malzemesi mallarının kiralandığını söyledi. Böyle bir durumda polis soruşturma açmaz mı? Bu kural polis beye neden uygulanmıyor? Polis de siyasilerin çiftliği oldu.”

“Özerk bir polis kurumu oluşmalı”

Kanatlı, hükümetin, özerk bir polis kurumunun oluşması için irade göstermesi gerektiğine vurgu yaptı.