Yeni Bakış'tan Deniz Abidin'in haberine göre, Eski Başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer, ülkenin çok zor bir dönemden geçtiğini belirterek, bunun en önemli nedeninin döviz krizi, yükselen enflasyon ve giderek zorlaşan yaşam koşulları olduğunu söyledi. Soyer, bu zor koşullar içinde Kıbrıs Türk halkının elindeki argümanların kapasitesinin belli olduğunun kabul edilmesi gerektiğini kaydetti. 

Soyer, kapasitenin ne olduğunu bilerek ve bunu en iyi şekilde kullanarak hareket edilmesi gerektiğini belirterek, bunu bilmeden hareket etmenin ise ülkeyi karamsarlığa ya da boş popülizm söylemlerine götüreceğini ifade etti. Soyer, hükümetin bir takım düzenlemeler yapmaya çalıştığını, ancak bu düzenlemelerin büyük dalga karşısında insan yaşamına sınırlı sayıda dalga kıran olduğunun bir gerçek olduğunu söyledi. 

“Denktaş yanlış ifade kullandı”

Soyer, hükümet mensuplarının düzenlediği basın toplantısında Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın gerçekte bütçede en büyük tasarrufun maaşlarda olması gerektiğini söylediğini, çünkü maaş giderinin en yüksek kalemi oluşturduğunu belirtti. 

Soyer, Denktaş’ın bunu yapmanın çok zor olduğunu söylediğini, bunun doğru olmakla birlikte yanlış bir ifade olduğunu kaydetti.

Soyer, böyle bir günde yapılamayacak bir mevzuyu ciddi bir sorun olarak ifade etmenin doğru olmadığını belirtti. Soyer, bir başka açıdan ise ele alındığında, eğer ki maaşlar bu kadar büyük bir sorun ise son yerel seçimlerde seçime dönük bazı belediyelerin istihdam ağırlıklı seçim politikası izlemesinin ülke için en büyük cinayet olduğunu söyledi.  

Ferdi Sabit Soyer, DP ve UBP’nin desteklediği bir kısım adayların bugün başımızda büyük bir sorun olarak bulunan politikanın uygulayıcısı olduklarını belirtti. 

“Ülke ekonomisini büyütmenin yollarına bakılmalı”

Soyer, şöyle devam etti, “Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Bu olay bizim toplumsal gerçeğimizdir. Buradan çıkış yolu bir tek noktaya dayanır. Ülke ekonomisini nasıl büyütebiliriz diye düşünmemiz gerekir. Gayrı safi milli hasıla bugün daha da düştü. 13 bin dolar dolayında olan milli hasıla döviz kriziyle 9 binlere düşmüştür. Esas toplum olarak üzerinde durmamız gereken ülke ekonomisinin büyütülmesinin yollarıdır. Bu yalnızca ekonomik tedbirle olmaz. Bu demokratik tedbirlerle, toplumsal dayanışma ile olur. Kıbrıs sorununda dış politikada gelişme ile olur. Biz Kıbrıs konusundaki gelişmenin ekonomiye yarattığı tetiklemeyi 2004-2008 yılları arasında yaşadık. Ülke ekonomisini büyütmediğimiz sürece bu sorunlar altında bütün toplum yıkılacaktır.” 

“Zümresel çıkarların nezdinde boğuluyoruz”

Soyer, dünya kupası maçlarında Japonların maç bittikten sonra oturdukları yeri temizlediklerini, kendileriyle birlikte başkalarına da saygı gösteren bir toplum olduklarını ispatladıklarını belirtti. Soyer, “Biz kendi içimizdeki sevgiyi ve birbirimize olan saygıyı kaybettiğimiz ve bütün kesimler zümresel çıkarların nezdinde boğulduğu için bugün bu çıkmazı yaşıyoruz” diye konuştu. Soyer, Japonlarda olduğu gibi kendi oturduğu yeri temizleyen bir toplumun bugün ekonomide, demokratik hukuk devleti ilkelerinde geliştiği aşamaya bakılması gerektiğini söyledi. 

“Hantallığı yaratan faktör liyakata sahip bürokrasi eksikliğidir”

Ferdi Sabit Soyer, tek parti hükümeti dönemlerinde de aynı partiye mensup bakan ve milletvekilleri arasında uyumsuzluklar yaşandığını anımsatarak, farklı eğilimlerin olmasının doğal olduğunu belirtti.

Ferdi Sabit Soyer, üçlü kararname mevzusu ile birlikte bürokraside liyakata ve bilgi birikimine dayalı bürokrat yetişmesini ve de teknokrat yetişmesinin engellendiğini ifade ederek, bütün üretkenliği yapması gereken bürokrasinin teknokrasi özelliği ve aynı zamanda dinamik bürokrasi özelliği olmadığını söyledi. 

Soyer, “Kimse Battal Gazi değildir. Bir bakan ya da başbakan her şeyi bilecek diye bir şey yoktur” diyerek, “bizde son zamanlarda bu özellik beklenmeye başlandı” diye konuştu. 

Soyer, bu nedenle hantallığı yaratan faktörün bürokraside teknokrasi ve liyakata sahip bürokrasi eksikliği olduğunu kaydetti.

“KIB-TEK enterkonnekte sisteme bağlanmalı”

Soyer, elektrik zammının bütçe açığına hiçbir katkısı olmadığını belirterek, bunun aksine bütçeye zararı olduğunu söyledi. Soyer,  zammın aynı zamanda pahalılığı artıran faktör olduğunu belirterek, toplumun tüketim kapasitesinin azaldığını, bütçenin de doğal olarak zarara uğradığını kaydetti.

Soyer, KIB-TEK’in enterkonnekte sisteme bağlanması gerektiğine vurgu yaparak, doğal gaz konusunda üretime girmek gerektiğini söyledi. Soyer, KIB-TEK’in özelliği ve 7 kuruşa ulaşan KIB-TEK emeklilerinin devlet bütçesine alınması gerektiğine vurgu yaptı. “7 kuruş kw saat önemli bir miktardır, KIB-TEK’in üzerinden bu yük alınmalıdır” diyen Soyer, bunun toplumsal getirisi olduğunu söyledi.

“Siyasi erkler buna çare bulamıyor”

Soyer, Kuzey’de elektriğin kilowatt saatinin 85 kuruş, Güney’de ise 90 kuruş olduğunu belirterek, bunun pahalı olduğunu ifade etti. “Bu nasıl bir vicdandır ki iki tarafın da siyasi erkleri buna çare bulamıyor?” diye soran Soyer, “kimse bana gayrı safi milli hasıla arasındaki farktan dolayı onlar rahattır demesin” dedi.

Soyer, her iki tarafın da ortaklaşa bir doğal gaz terminali kurması gerektiğine dikkat çekerek, her iki taraftaki santralin de doğal gaz ile çalışması gerektiğini söyledi. Soyer, böylesi bir terminalin bu ülkede yaşayan ve ana dili ne olursa olsun herkesin menfaatine olacağına vurgu yaptı. Soyer, “Tek akılcı yol ortak doğal gaz terminalinin kurulmasıdır” diye konuştu.