İlk sahne tecrübesini Alice müzikaliyle yaşayan Serenay Sarıkaya, "Hayatta her şey bir öğreti. Yaptığım seçimlerden memnunum. Hatalarıma da sahip çıktım. Korkularımın üzerine gidip cesur kararlar alabilen bir kadınım" dedi.

Lewis Caroll'ın yazdığı edebiyatın en unutulmaz eserlerinden biri olan Alice Harikalar Diyarında; çağdaş bir müzikal olarak sahneye taşındı. Başladığı günden beri kapalı gişe olarak yoluna devam eden Alice'in yıldızı ise Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola ve Merve Dizdar, Günaydın'a konuştu. İşte Sarıkaya'nın anlattıkları...

"Alice ilk sahne tecrübem olduğu için başta gözüm korktu ama müzikalde rol almak çocukluk hayalimdi. İçinde sevdiğim her şey var; müzik, dans, oyunculuk, eğlence... Biz uyarlamada teknoloji çılgınlığı eleştirisinden yola çıktık. Alice, o sanal dünya çukuruna düştükten sonra öyle bir dünyaya gidiyor ki, orası gerçekten güzel olamayacak kadar güzel bir yer. O dünyada doğru, yanlış yok, alıştığımız sınırlamalar yok. Herkes o dünyanın bir parçası olmak isteyecek."

Tavşan'ı takip edip yeni bir dünyaya gitmek konusunda Alice kadar cesur olabilir miydim bilmiyorum çünkü ben burada olmayı seviyorum. Ait olduğum yere ve değerlerine bağlı biriyim. Var olan şeyin kıymetini bilmek, ona sahip çıkmak, şu anki dünyamızı sevmek bana daha çok uyuyor. Mesela Mars'ta hayat kurma hayalleri var, ben yapabilir miydim bilmiyorum? Ben kendimi buraya ait hissediyorum.

OYNAMASAYDIM ÇATIR ÇATIR ÇATLARDIM

'Alice'le ne zaman tanıştınız? 
EZGİ MOLA: Çocukken okuduğun kitabı yetişkinken okuduğunda çok farklı oluyor. Benim VHS kasetim vardı. 6-7 yaşındayım. Sürekli o kaseti izlerdim. 'Alice'le beraber her defasında ben de giriyordum o dünyaya. Çocuk aklımla kurduğum dünyamla 'Alice'in dünyası o kadar örtüşüyor ki... Mutluluktan ağlayasım geliyor. 
MERVE DİZDAR: Ben küçüklüğümden beri hep süper kahraman olayım derdim. DC, Marvel; hepsinin hayranıyımdır. Oz Büyücüsü'ne de bayılırdım. 'Alice'i izlerken de hep 'Keşke ben de' diyordum.