Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde bugün yapılan görüşmenin iyi bir atmosferde ve verimli geçtiğini söyledi.

Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde ara bölgede yapılan 3.5 saatlik görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı’na dönüşünde açıklama yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, vatandaşlıklar ve oy hakları konularının iyi bir atmosferde görüşüldüğünü, görüşmenin verimli geçtiğini söyledi.

Akıncı, salı günkü görüşmede, “Ekonomi ve AB” konularının konuşulacağını da kaydetti ve çalışma gruplarının eş başkanlarının liderlere bu toplantıda eşlik edeceğini ifade etti.

Bu iki konuda çok büyük görüş ayrılıklarının bulunmadığını tahmin ettiğini fakat salı gün bu anlaşmazlıkların ne boyutta olduğunun görüleceğini söyleyen Akıncı, tüm başlıkları ayın 29’una kadar tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.

Akıncı, bir soru üzerine “toprak, haritalar, yüzdelikler” konularının henüz gündemde olmadığını da belirtti.

Toprak başlığının günü geldiğinde ele alınacak başlıklardan biri olduğunu ifade eden Akıncı, bunun varılan mutabakatlar gereği böyle olduğunu ve “en sondan bir önce konuşulacağını” kaydetti.

“Herhangi bir yer ismini, yüzdeliği veya haritayı zamanı gelmeden tartışmayı reddediyoruz ve bunu muhataplarımıza da söylüyoruz” diyen Akıncı, bunu bugünkü toplantıda yeniden hatırlattıklarını da belirtti ve yakın zamanda bu konuya geçmeyi, artık Kıbrıs sorununu bitirmeyi hedeflediklerini vurguladı.

1467981602.jpg

Akıncı şöyle devam etti:

“Daha şimdiden ‘burası verilmezse anlaşma olmaz’ deyip de bize toprağı tartıştırma oyunlarına girecek değiliz. Ancak şu kadarını söylemek durumundayız; bu gibi konulara referans yapıldığı zaman Annan Planı’na da atıfta bulunulur ve ‘Annan Planı’nda bunlar vardı, şimdi olmayacak mı’ denir. Ama Annan Planı’nda başka şeyler de vardı. Annan Planı kendi içinde dengeli, bir bütündü, Annan Planı’nın bir kısmı işine geliyor diye bir tarafını çekip alarak ‘bu olmadan olmaz’ şeklinde bir argüman geliştirmek doğru bir argüman olmaz. Dengeli bir argüman olmaz. Dolayısıyla biz böyle bir tartışmanın içine çekilmeyi arzu etmiyoruz, bunun yanlış olduğunu değerlendiriyoruz.

Yeri ve zamanı geldiğinde toprak da görüşülecektir, bunun zamanı da sondan bir evveldir. Yani garantörlerin de katılımıyla yapılacak 5’li bir konferansta güvenlik ve garantiler konusu ele alınmadan önce toprak, harita ve yüzdelik gibi yer isimlerini de içerecek şekilde bir toprak tartışması o gün yapılabilir.

Bugün, çok genel anlamda, yani bu başlıklardan bir tanesinin -toprak, güvenlik ve garantiler- 29 Temmuz’da yapılacak toplantıda bir beyin fırtınası şeklinde olacağı da mutabakata bağlanmıştır. Bu tartışmanın yer adı, yüzdelik ve harita içermeyeceği konusunda peşin peşin anlaşılmıştır.

Bu son derece önemlidir, çünkü daha bu konuları konuşmadan bunların spekülasyonları yapılır, kimileri ellerinde haritalarla köyleri gezmeye başlar. Dolayısıyla bunlar yanlış şeylerdir. Biz Kıbrıs sorununu çözmeye niyetli taraf olarak bu tutumumuzu doğru ve istikrarlı bir şekilde sürdürmek arzusundayız. Her iki tarafın da makul ölçüler içerisinde lehine olacak şekilde, mantık ve akıl çerçevesinde, iki tarafın meşru hak ve çıkarlarını gözetecek şekilde, dengeli bir anlaşma yapma hedefine bağlıyız. Bundan önceki mutabakatlara da bağlı kalarak bunu yapmak durumundayız. Bundan önceki mutabakatların ne olduğunu da söylüyorum; toprak ve garantiler konusu en son konuşulacak. Şimdiden yer ismi, harita, yüzdelik konularının tartışılması konusu yanlıştır. Bunu her iki taraf da yapmamalıdır. Bu konudaki tahriklere de kapılmamak gerekir diye düşünüyorum.”