Asgari ücrete 55 yerine 150- 200 TL artış  yapılsa da yeterli olmadığını ifade eden KTEZO Genel Koordinatörü Tulga ise “Bu artışlar, yaşamı mı iyileştirecek, sorun burada” dedi

Züleyha KARAMAN

Asgari ücretle çalışanların, artan hayat pahalılığı karşısında, temel gıda maddelerini almakta zorlandığı ve açlık sınırının altında yaşadığı belirtildi.

Çalışanların bir nebze rahatlaması için 55 TL’lik artış getirilerek brüt

bin 730 TL’ye çıkarılan asgari ücretin alım gücü, dövizdeki durmak bilmeyen yükseliş ile daha da düştü.

Sosyal sigortalara yapılan yatırılmaların yaklaşık 55 binin asgari ücret üzerinden yapıldığı, asgari ücretlinin, artan hayat pahalılığı karşısında açlık sınırının altında yaşama savaşı verdiği kaydedildi.

Sendika ve sektör temsilcileri, asgari ücretle yaşam kalitesini yakalamanın zor olduğuna işaret ederek, asgari ücretten önce, eğitim, sağlık, elektrik, toplu ulaşım giderlerinin normale gelmesi gerektiğini söyledi.

ÇALIŞANLAR RAHAT DEĞİL

Yeniden saptanarak 1 Eylül’de yürürlüğe giren, brüt bin 675 TL olan asgari ücrete 55 TL artış ile bin 730 TL'ye çıkarılan yeni asgari ücret, çalışanlarını rahatlatmadı.

Dövizdeki yükseliş ile alım gücü eriyen asgari ücretli çalışanın “ açlık sınırında” yaşadığı, 4 kişilik bir ailede iki asgari ücretlinin çalışıyor olması dahi, o ailenin giderlerini karşılamaya yetmediği belirtildi.

ÖZKARDAŞ: “HAYAT O KADAR PAHALANDI Kİ”

Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş, asgari ücretlinin geçimiyle ilgili HALKIN SESİ’ne yaptığı açıklamada, “Hayat o kadar pahalandı ki, insanlar evine ekmek götüremez oldu” dedi.

Dövizin 2011’den bugüne yüzde yüz arttığına işaret eden Özkardaş, bir evde asgari ücretli üç kişi de çalışsa giderleri yine karşılamayacağını vurguladı. 2011’de Sterlin’in 2.47 TL civarındayken, şuanda 4.7 TL dolaylarında olduğunu kaydeden Özkardaş, “Hayat o kadar pahalandı ki, insanlar evine ekmek götüremez oldu. Her şey para, elektrik telefon, su… Toplu taşımacılık yok. İnsanlar gıda harcamasına para bulamıyor” diye konuştu.

 “İNSANLAR AÇIK SINIRININ ALTINDA”

Çalışma yasasına göre, asgari ücretin,  haftalık 40 saatlik çalışmanın karşılığı olduğuna işaret eden Özkardaş, şöyle devam etti:

“Ama özel sektöre baktığımız zaman insanlar haftada 40 değil, 50-60 saat çalıştırılıyor. Sendikaları olmadığı için, iş güvenceleri olmadığı için. İş güvenliğinden yoksun, iş kazalarına maruz kalarak, iş tanımları yapılmadan bir çok işte çalıştırılıyor. İşverenler o kadar çok iş yaptırıyor ki, bahçe işlerini dahi yaptıranlar var. Dolayısıyla bütün bunları göz önüne aldığımız zaman haftada 40 saat yerine haftada 50-60 saat çalıştırıldıklarında asgari ücret zaten bin 730 değil bin 100 TL’ye ancak gelir. Kesinlikle ve kesinlikle dört kişilik bir ailede asgari ücretli iki kişi bile çalışsa geçinebilmeleri çok zor. Asgari ücretle çalışan insanlar açlık sınırının altındadır.”

“SİSTEMİ YARATANLAR DEĞİŞMEZSE HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEZ”

Sadece asgari ücretlilerin değil, “göç yasası” olarak niteledikleri düzenleme kapsamında, 2011’den sonra kamuda işe başlayanların da aynı durumda olduğunu ve bu kişilerin de bin 900 TL civarında ücret aldıklarını dile getiren Özkardaş, şunları söyledi:

“Türkiye’deki memurlar bizim çok gerimizdeydi, şuanda Türkiye’de en düşük devlet memuru maaşı bizi geçti bile. Burada bizim işadamlarımızın, ülkede vergi kaçıran, kayıt dışı kazananlar, yıllardır ‘memur çok kazanıyor’ diye diye, 2011’de özel sektörün seviyesine indirdiler. Bunu niçin yaptılar;  özel sektör çalışanları da devlette çalışanların durumunu görüp, haline şükretsin, başkaldırmasın, sendikalı olmasın, 40 saat yerine 50-60 saat çalışsın, bahçesine de göndersin, özel işlerini de yaptırsın, yani kölelik düzenin kurulması için yapıldı. Bu memlekette eğer siyaset değişmezse, bu ülkede 40 yıldır sistemi yaratanlar değişmezse hiç bir şey değişmez. Bizim istediğimiz, özel sektörün de memurların seviyesine çıkarılmasıydı. Özelde çalışanlar da sendikalı olmalı. Hangi sendikaya üye olursa olsun, ama sendikalı olsun. Bu insanlar sömürülüyor, yazık, günah.”

TULGA: “ASGARİ ÜCRETLE STANDARTLARI

YAKALAMAK MÜMKÜN DEĞİL”

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga da, hayatın standartlarını yakalamanın asgari ücretle mümkün olmadığını söyledi.

HALKINSESİ’ne yaptığı açıklamda, asgari ücrete 55 yerine 150- 200 TL artış  yapılsa da yeterli olmadığını ifade eden Tulga, “Bu artışlar, yaşamı mı iyileştirecek, sorun burada” dedi.

Sigortalara kayıtlı yaklaşık 55 bin kişinin sosyal yatırımlarının asgari ücret üzerinden yapıldığını, ancak kendi sektörlerinde asgari ücret alan olmadığını kaydeden Tulga, insanlar geçinemediği için, aldığı ücret üzerinden sosyal yatırım yapmak yerine, parasını aldığını, bunun da incelenmesi gereken ayrı bir konu olduğunu belirtti.

Tulga, “Mesele asgari ücret meselesi değil, sağlık, eğitim, ulaşım hepsini birlikte düşünmek lazım. Bunlar yoluna girmedikçe asgari ücret hiçbir şey” ifadesini kullandı.

KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın web sayfasında asgari ücretin tanımı şöyle yapılıyor:

ASGARİ ÜCRET NEDİR? 

İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçi ile eşinin ve üç veya beş çocuğunun yeterli beslenme, sağlıklı konut, giyim, aydınlatma ve ısıtma, ulaşım, çağdaş düzeyde sağlık servisi, eğitim, kültür, dinlenme, eğlence ve benzeri temel gereksinmelerini geçerli fiyatlar üzerinden karşılamaya yetecek miktardır.

ASGARİ ÜCRETİ KİM SAPTAR?
Asgari Ücret Saptama Komisyonu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ nde yılda en az bir defa olmak üzere asgari ücreti saptar.Bu Yasadaki kurallara bağlı olarak asgari ücretleri saptamakla görevli 15 üyeden kurulu bir “Asgari Ücret Saptama Komisyonu” kurulur. Asgari Ücret Saptama Komisyonu’ nun 5 üyesi, biri çalışma işlerinden sorumlu Bakan veya onun temsilcisi olmak kaydiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu atar, 5 üyesini, bünyesinde en çok işçiyi temsil eden en üst derecedeki işçi sendikası değişik iş kollarından ve 5 üyesini de bünyesinde en çok işvereni temsil eden en üst derecedeki işveren sendikası değişik iş kollarından seçerler. Komisyon Başkanlığı’nı çalışma işlerinden sorumlu Bakan veya onun temsilcisi yapar.

K.K.T.C.’de son asgari ücret, hükümet ve işveren kesimi temsilcilerinin olumlu ve  işçi temsilcilerinin olumsuz oyları ile oy çokluğuyla kabul edilmiş  ve   1,730.- Türk lirası (Brüt) olarak 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren resmen yürürlüğe girmiştir."