BKP Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan, yaptığı yazılı açıklamada, hükümete suyun yönetimini özelleştirilmeyi ve mülk devrini öngören protokolü imzalamama çağrısında bulundu.

Hükümetin Türkiye’den gelecek su ile ilgili net bir politikasının bulunmadığını savunan Korkmazhan suyun geçtiği yerlerin mülkiyetinin devrinin kabul edilemez olduğunu, suyun yerel yönetimlerle işbirliği içerisinde oluşturulacak özerk su kurumu tarafından yönetilmesi gerektiğini belirtti.

ANAYASAYA AYKIRI

Türkiye hükümetinin sunduğu protokole göre, Türkiye’den gelen suyun yönetiminin, Geçitköy barajının, arıtma tesisinin ve boru hatlarının üzerinden geçtiği yüzlerce kilometrelik toprağın mülkiyetinin, Türkiye Devlet Su İşleri’ne devredilmesini; yeraltı su kaynaklarının tümünün sevk ve idaresi, mevcut su kuyularının tamamının kapatılıp mühürlenmesi ve yağmur sularının toplanıp yeniden kullanılmasının hak ve yetkisinin de devredilmesinin öngörüldüğünü ileri süren Korkmazhan “Önerilen protokol, Kıbrıs Türk toplumunun temel haklarını ihlal ettiği gibi Anayasa’ya da aykırıdır” dedi.

“Bir devletin, başka bir ülkeden su satın alacak diye ülkesinin mülkiyet ve yönetme hakkını o ülkeye terk edemeyeceğini, bunun dünyada benzerinin görülmediğini” ileri süren Abdullah Korkmazhan, BKP’nin suyun mülkiyeti, inşa edilen tüm tesislerin ve yönetimin Kıbrıs Türk toplumunda olması için her türlü hukuki ve demokratik mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğini kaydetti.