Bozkır, "Kıbrıs sorunu çözülebilir hale doğru yaklaşıyor. Son şubat ayındaki açıklama, bir anlamda çözümün unsurlarını da içeriyor. Bugün Kıbrıs sorununun çözümü, Suriye, Ukrayna, Filistin sorunundan daha kolay, parametreleri belli" dedi.

"Kıbrıs'ta bulunduğu iddia edilen doğalgaz rezervlerinin sorun yarattığını" dile getiren Bozkır, adada açıklandığı kadar doğalgaz rezervinin olamayabileceğine işaret etti.

Bozkır, bunun yanında, doğalgaza en uygun nakil yerinin Türkiye olduğuna dikkati çekerek, bunu herkese de yarayacağını kaydetti. Bozkır, "Sanıyorum, önümüzdeki dönemde daha olumlu gelişmeler görebiliriz. Bizim söylediğimizde mantık dışı bir şey yok, anlaşma bu şekilde olmadan gemiyi çekmemiz mümkün değil" diye konuştu.

Bozkır, bir soru üzerine, Yunanistan'da yeni hükümetin ilk davranış biçiminin kendilerinde olumlu intiba bıraktığını belirterek, "Eğer Yunanistan bu işe olumlu şekilde girer, sorumluluk üstlenirse, sadece Türkiye'nin çabalarıyla yürümekte olan bu süreç belli daha anlam kazanır" ifadesini kullandı.

TÜRKİYE ABD İLİŞKİLERİ

Türkiye ile ABD ilişkilerinin yanlış yöne gitmesinin söz konusu olamayacağını belirterek, "Gerçekten dünyanın bugün en büyük sorunlarının yaşandığı bir bölgede, Türkiye'nin istikrar unsuru olarak bulunması, ABD açısından her zaman dikkate alınması gereken, ABD'nin çıkarlarını doğrudan etkileyen, dünya barış ve istikrarını doğrudan etkileyen bir husustur" dedi.

Bozkır, Washington temaslarının ardından Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nde Türk gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi.

ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliğini uzun süredir desteklediğini, hatta zamanında bazı AB ülkelerinin ABD'nin bu konuda çok fazla baskı yaptığını ve desteğini biraz azaltması gerektiğini söylediğini hatırlatan Bozkır, bir soru üzerine, "Türkiye ile ABD ilişkilerinin yanlış yöne gitmesi söz konusu olamaz" diye konuştu.

Bozkır, iki ülkenin ilişkilerinin karşılıklı çıkarlara dayandığını ve yıllardır aynı değerleri paylaştıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Gerçekten dünyanın bugün en büyük sorunlarının yaşandığı bir bölgede, Türkiye'nin istikrar unsuru olarak bulunması, ABD açısından her zaman dikkate alınması gereken, ABD'nin çıkarlarını doğrudan etkileyen, dünya barış ve istikrarını doğrudan etkileyen bir husustur. ABD bir süper güç olarak Türkiye'nin AB ile ilişkisinin iyi olmasını her zaman destekler. Bugüne kadar de desteklemiştir. Dolayısıyla, böyle bir sıkıntı ABD ile hiç yaşamadık".

Türkiye ile ABD arasında model ilişki olarak değerli bir ilişki bulunduğunu ve bunu başka türlü vasıflandırmanın da mümkün olmadığını belirten Bozkır, iki ülkenin bu ilişkileri daha fazla geliştirmek için çaba sarf ettiğini bildirdi.

"YANLIŞ BİLGİLERDEN KAYNAKLANAN BİR ALGI"

Öte yandan, "bir süredir Türkiye'nin imajına dair gerek ABD'den gerek AB'den bakıldığında bazı yanlış bilgilerden kaynaklanan, olgularla buluşmayan bir algının oluştuğunu" anlatan Bozkır, ABD ve AB'de bu imajı doğru bilgilerle düzeltmek için çaba sarf ettiklerini, dünkü temaslarında bu noktada önemli görüşmeler olduğunu söyledi.

Bozkır, bu konuda herkesin üzerine görev düştüğünü ifade ederek, "Türkiye'yi seven herkesin birlikte hareket etmesi, çaba sarf etmesi lazım. O açıdan önümüzdeki dönemde yoğun bir şekilde bunu gerçekleştireceğiz" yorumunu yaptı.

"Türkiye'nin bölgesinde Suriye, Irak, terörün artması ve Ukrayna gibi sorunlarla mücadele için enerji sarf ettiğini ve bu sırada Batı ülkeleriyle yeterince konuşmamasından ve oluşmakta olan yanlış imajı düzeltmek için gerekli bilgileri paylaşmamasından kaynaklanan bir durum oluştuğunu" dile getiren Bozkır, şöyle devam etti:

"Yeniden konuşup bilgi akımını sağladıkça, tenkitleri dinleyip, bu tenkitlerle ilgili olarak, eğer tenkitler haklıysa Türkiye'de bunları yerine getirmek, haklı olmadığına inanılıyorsa da bunlarla ilgili bilgileri paylaşmak suretiyle, önümüzdeki dönemde sanıyorum çok daha olumlu tabloya geçeceğiz."

"TÜRKİYE'NİN İSTATİSTİKLERDE NEREDE YER ALDIĞI YANLIŞ BİLGİLERE GÖRE OLUŞMUŞ"

Bozkır, başka bir soru üzerine, Washington'daki görüşmelerinde, Fethullah Gülen'in iadesi ile 17 ve 25 Aralık'taki İstanbul merkezli operasyonların gündeme gelmediğini söyledi.

"ABD Temsilciler Meclisi'nden bazı üyelerin Dışişleri Bakanı John Kerry'ye mektup yazması ve Gülen konusunun AB ile müzakerelere maliyetinin olup olmadığına" dair soru üzerine Bozkır, "Hiçbir maliyeti olmuyor, sıfır maliyet" dedi.

Bozkır, mektupta bahsedilen 28 gazetecinin isminin verilmediğine işaret ederek, "O zaman ben diyeyim 35, siz deyin 20, olur mu öyle şey. Bugün ben devletin bakanı olarak açıklama yaptım, devletin başbakanı Davos'ta başka bir açıklama yaptı. Dedi ki 'eğer bir tane isim verirseniz ve eğer yazdıklarından dolayı veya ifade ettiklerinden dolayı tutuklanmış veya hapse girmiş olduğunu ifade ederseniz, ben bizzat takipçisi olacağım'. Ve şu ana kadar başka isim verilmedi. Şimdi '100 tane, 150 tane gazeteci' deniliyor, bugün '28 tane' deniliyor ama isim yok. Nasıl bulacağız bu 28 kişiyi?" diye konuştu.

"Türkiye'de tutuklu veya hapiste gazeteci olduğunu iddia eden iki önemli kuruluş olan Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ile Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Türkiye'de yaptıkları temaslar sonrasında, önceden 100 kişi civarından bahsederken, kendilerine sadece 11 kişilik liste sunabildiklerini" ifade eden Bozkır, listedeki isimlerin de yazdıklarından dolayı değil, bomba, terör örgütüne genç çocukları cezbetmek için aracı olma ve polise saldırma gibi suçlar nedeniyle yargılanıp tutuklandığını kaydetti.

Bozkır, Türkiye'nin basın özgürlüğünde dünyadaki raporlardaki yerine dair soru üzerine, "Türkiye'nin istatistiklerde nerede yer aldığı yanlış bilgilere göre oluşmuş" dedi.

Türkiye'de 7 bin gazete, 258 televizyon bulunduğunu ve her türlü fikirlerin gazetelerde yazılabildiğini, karikatürler çıktığını, televizyonlarda tartışma olduğunu belirten Bozkır, "Böyle bir ortam varken 'Türkiye'de basın özgürlüğü' yoktur denmesi doğrusu benim içime sinmiyor" değerlendirmesinde bulundu.