Özge Kizir

CTP milletvekili Mehmet Çağlar müzakere sürecine destek verdiklerini belirterek, “Şuan ortaya maddeleriyle ortaya çıkmış olan bir metin yoktur. Öncelikle onun çıkması gerekiyor. İki toplumun da kendilerini güvencede hissedebilecekleri bir durum yaratılması lazım. Dolayısıyla garantiler ve güvenlik bu anlamda önemlidir. Her şeye rağmen çözüm demek de doğru olmaz” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Güzelyurt Milletvekili Mehmet Çağlar, katıldığı televizyon programında müzakere sürecini değerlendirdi. 

Görüşmelerin yoğun bir şekilde sürdüğüne değinen Çağlar, “Geçtiğimiz ay 7 tane görüşme gerçekleşmiştir. Yoğun bir şekilde 7 defa teknik komitelerin ve özel görüşmecilerin görüşmelerine tanık olduk. En son yapılan toplantıda da toprak ve garantiler konusunda yaptıkları açıklamalarla beyin jimnastiği yaptılar. New York’a gidilirken çantada bunlarla gidildi. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gerek kamuya gerekse siyasi partilere dönük bir takım açıklamalar yaptı. Bunları toplumla paylaştı. Önceki gün bildiğimiz kadarıyla Akıncı’nın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ile görüşmesi oldu. Bugün, beklenen 3’lü görüşme olacak” şeklinde konuştu.

“Ekim ayı çok önemlidir”

Üçlü görüşme konusunda açıklamada bulunan Çağlar, “3’lü görüşmede neler olabilir ki? Bütün bunların ötesinde pozitif olarak söylenebilecek bir nokta var ki, gerek 5’li görüşmeyen gidilmesi gerekse biraz daha ötelenmesi konusundadır. Ekim ayı çok önemlidir. Ekim ayında da boşlukta kalan noktaların görüşüleceği yoğun bir süreç bekleniyor. İki toplumda da detaylar hiçbir zaman bitmez. Detaylara indiğimiz takdirde daha da detayı vardır. Fakat en genel anlamda bakıldığında barış aslında Kıbrıs’ta yaşayan bütün insanlar içinde bir modernite projesidir” ifadesini kullandı.

"Siyasi anlamda kabul edilmeyen ama Kıbrıs Cumhuriyetinin eşit ortağı olarak görülen bir toplumuz”

Barışa ulaşabilmenin ilk şartının çözüme ulaşmak olduğunu vurgulayan Çağlar şunları söyledi:

“Dolayısıyla bununla en azından biz kendi toplumumuz olarak ne elde edeceğiz diye buna bakmamız gerekiyor. Bir kere 1960’da kurulan cumhuriyetin ve 1963’te toplumlararası olaylar ve sorunlar nedeniyle 1964’ten beridir BM kararıyla bugüne kadar getirdiler. Biz Kıbrıslı Türkler -gerek 1964’ten sonra gerekse 1974’ten sonra- bugün uluslararası toplumun siyasi anlamda kabul etmediği ama Kıbrıs Cumhuriyetinin eşit ortağı olarak da gördüğü bir toplumuz.” 

“İnsanlara toplumlar arası bu güvenceyi vermesi gerekiyor”

Kıbrıs sorununun toplum sorunu olduğunu ifade eden Çağlar, "Kıbrıs sorunu hiçbir hükümetin sorunu değildir. Toplumların sorunudur. Artık o kadar önemli bir bölgedeyiz ki bu artık bölgesel bir sorundur. Kıbrıs sorunu uzlaşmazlık yaşanan diğer toplumlara örnek olabilecek. Ve barışın mümkün olabileceğinin sinyallerini veriyor. Böylece bu projede 2-3 dönüm daha fazla alacağım konusunda değil, toplumsal düşünmek gerekiyor. İnsanlara toplumlar arası bu güvenceyi vermesi gerekiyor. Gerek Kıbrıslı Türkler ve gerekse Rumların yer değiştirmesi konusunda kendi toplumuzdan söz edersek yaşamlarını sürdürebilecekleri ve bütün bunların dikkate alınacağı bir noktada ele alınması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Hiç kimse uzun yıllar yaşadığı bir bölgeden ayrılmak istemez”

Yeni federal bir devletin oluşturulacağı bir süreçten geçtiklerine değinen Çağlar, “14-15 yaşlarında yaşadığımız o dönemden değil, köylerde insanlar her şeylerini bırakarak bugünlere geldi fakat Rum tarafı da geldi. Yaşadığımız 40 yıllık bir deneyim vardır. Kendi bölgemden örnek verecek olursam (Güzelyurt) 30-40 bin insan yaşıyor. Güzelyurt’a yerleşen insan oranın yerlisi değildi. Dolayısıyla bu bölgenin insanları diğer bölgelerde üretimle uğraşmış insanlardır. Bizim aslında yaklaşımımız tam da bu noktadadır. Bu insanları mağdur ettirmemek noktasındadır. Hiç kimse uzun yıllar yaşadığı bir bölgeden ayrılmak istemez. 

“İnsanların beklentisi birlikte yaşayabileceği bir ortam”

İnsanların aslında beklentisi birlikte yaşayabileceği bir ortamın oluşturulması noktasıdır. Oradaki insanların ellerinde tuttukları mülkün devam etmesi noktasıdır. Göçmenliğin artık sonunun gelmesi lazımdır.”

“İki bölgeli ortak vatan yaratma projesini bizim anlatmamız gerekiyor”

Çağlar sözlerini şöyle sürdürdü:  “Barış projesinin yeni topluma anlatılması gerekiyor. İki bölgeli ortak vatan yaratma projesini bizim anlatmamız gerekiyor. Çözümü isteyen örgütlerin de aslında bunu yapması gerekiyor. Her şeye rağmen çözüm demek de doğru olmaz. Bunları daha rasyonel bir şekilde çözüme destek vermek gerekiyor. Toplumla geçici bir şekilde paylaşarak bakacağız göreceğiz gibi durumları bir tarafa iterek bunun yapılması gerekiyor. Şuan ortaya maddeleriyle ortaya çıkmış olan bir metin yoktur. Öncelikle ortaya çıkması gerekiyor.

“İki toplumdan kendilerini güvencede hissedebilecekleri bir durum yaratılması gerekiliyor”

Neyi satacağımızı bilmemiz gerekiyor. İki toplumun da kendilerini güvencede hissedebilecekleri bir durum yaratılması gerekiliyor. Dolayısıyla garantiler ve güvenlik bu anlamda önemlidir. Daha önce yapılan görüşmeler hedefi ortaya koyuyor. Bizim şu zeminde bu koşullarda başka beklentimiz olmamalıdır.”