Özge Kizir

SOS Çocuk Köyü’ne gelen çocuk sayısının artığını belirten SOS Çocukköyü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hacer Çerkez, yaşadıkları en büyük sorunun, maddi sıkıntı olduğunu vurguladı. Çerkez, “Bizim en büyük sıkıntımız maddi sıkıntıdır. Çünkü her sene çocukların sayıları gittikçe artıyor. Malesef çocukların kendilerine harcanan, okul, elektrik ve gıda gibi bütün masrafları çocuklara bakmak için personele ihtiyaç vardır. O ihtiyaçları da karşılamak durumundayız. Çünkü SOS’taki sistem aile sistemidir. Aile sistemi, kendi ailemizde gördüğümüz gibi bir yapıdır. Sadece anne vardır, baba rolünü köy müdürü gibi konumda olan yükleniyor. Bunun nedeni de çocuklara örnek olma açısından önemli bir durumdur. Fakat evde çocuklara bakan profesyonel anneler vardır. Dışardan aldığımız eğitim verip de belli bir süre eğitim alıyorlar. Ondan sonra evlerde annelik yapabiliyorlar” şeklinde konuştu.

“149 çocuğa bakım, destek ve eğitim veriliyor”

Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirmede bulunan Çerkez SOS Çocukköyü’nün fiziki yapısını şu sözlerle anlattı: “Devletin Çağlayan’da bir yeri vardır. Orada 15 tane çocuk bulunuyor. Bizdeki çocuk sayısı ise 149’dur. 149 çocuğa bakım, destek ve eğitim veriliyor. Bunlar gençler, çocuk köyündekiler ve aile güçlendirme projesindeki çocuklardır. Bununla beraber 60 çocuğa burslu olarak eğitim ve destek veriyoruz. Düşünün 149 çocuğun her konuda bakımı sağlanıyor. Bağışlanan paralar ise, teknik giderlere, tamir, bakım, hizmet içi eğitim, personel eğitimi ve yenilenme gibi faaliyetlere gitmektedir. Yıl geçtikçe çocuk sayısı artıyor fakat çıkan çocuklar da oluyor. Mesela gençlik evinde, köydeki çocuklar 16 yaşını doldurunca Girne’ye geçiyor. Oraya geçince yarı bağımsız bir hayata geçiyorlar. Ondan sonrası da tamamı ile bağımsız bir hayat. Onlar çıkınca yerlerine zaten başkaları geliyor.”

“Avusturya bağışı kesecek”

Her evde bir anne birde anne yardımcısının bulunduğunu ifade eden Çerkez, “Anneler, kendi evlerimizde olduğu gibi her evde ayrı yemekler pişiyor, çamaşırlar yıkanıyor ve birlikte çarşıya gidiliyor. Aynı kendi evlatlarıymış gibi aile ortamında büyüyorlar. Böyle olunca elbette kolay olmuyor. Çünkü devletten bir miktar katkı alıyoruz. Kendi uğraşlarımızla elde ettiğimiz bir takım gelirler vardır. Yapılan etkinlikler, vatandaşın yaptığı bağışlar, birde Avusturya’dan gelen bir miktar para vardı. Onlar, yavaş yavaş bağışı kesmeye başladılar. 2018’e doğru tamamıyla bunu kapatacaklar. Onlardan hiçbir bağış almayacağız. Kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya çabalayacağız” ifadesini kullandı.

“SOS Çocuk Köylerine bağlı 134 tane ülke var”

Yurt dışından yapılan yardımın kesilmesinin sebepleri konusunda değerlendirmede bulunan Çerkez, “Avrupa’daki ekonomik krizden dolayı birçok köyde aynı durum yaşandı. Avusturya’daki SOS Çocuk Köylerine bağlı 134 tane ülke vardır. Biz de oraya üyeyiz. Birçok köyde aynı durum yaşanıyor. Yani sadece bizde yaşanan bir durum değildir. Bazılarının tam olarak 2020’de bazıları da bizden daha erken oluyor. Onlar köylerin durumlarına ve kendi kendilerini ne kadar süre boyunca yönetebilirler diye onada baktılar. Bunların değerlendirmesini yaparak böyle birşey yapıldı” dedi.

“Bizim işimiz çocuklara bakmak ve geliri olmayan çocukların eğitim görmesine yardımcı olmak”

SOS Çocuk Köyü bünyesi altında anaokulu bulunduğuna dikkat çeken Çerkez, sözlerine şöyle devam etti: 

“Anaokulumuz vardır. Çocukların yaşadığı yer çocuk köyüdür. Bununla beraber Girne’de gençlik evimiz vardır. 16 yaşından büyük çocuklar kalıyor. Anaokulunda da dışardan para karşılığı çocuk alıyoruz. O bize bir miktar gelir getiriyor. Fakat esasında şimdi birkaç yıldır ihtiyaçlı çocuklara daha çok yöneldik. Çünkü bizim esas işimiz çocuklara bakmak ve geliri olmayan çocukların da kreşlerde eğitim görmesine yardımcı olmaktır. Bu nedenle de çocuklarımıza burs verme gibi faaliyetlerimiz vardır. Onun da bir miktarını Avrupa Birliği’nden (AB) istedik. Ardından Lefkoşa Büyükelçiliği’nden destek aldık.

“Anne ve babalara çocuk bakımını öğretiyoruz”

Yapılan yardımlar çocuklar için çok önemlidir. Küçük yaştan çocukların eğitilmeleri gerekiyor. Bizim bir projemiz daha vardır, bu da aile güçlendirme projesidir. Sıkıntılı olan aileler içerisinde öyle bir durum olabilir ki, çocuklarını kurumlara versinler. Biz de  bu aile güçlendirme projesine destek veriyoruz. Bunuda eğitim desteği vererek sağlıyoruz. Yani anne, baba ve çocuklara eğitim veriyoruz. Anne ve babalara çocuk bakımını öğretiyoruz. Eğer başka bir sebep varsa -örneğin aile içerisinde huzur yoktur diyelim,- onlara dışarıdan destek veriyoruz. Dışarıdan  sponsor buluyoruz. Bununla beraber okuma yazma bilmeyen annelere eğitim imkanı veriyoruz”. 

“Çocukların yurtlara veya bakım yerlerine gelmeden önce aileleri ile kalma fırsatları oluyor”

Aile güçlendirme projesinin iyi bir proje olduğunu vurgulayan Çerkez, bu projenin önceden tedbir almayı gerektirdiğini söyledi. “Çocukların yurtlara veya bakım yerlerine gelmeden önce aileleri ile kalma fırsatları oluyor. Bununla beraber ailelerde çocuklarına nasıl bakacağını öğreniyor. Hem çocuklar ailelerin yanında kalarak eğitim alıyor hemde aileler çocuklarına bakmak için kendilerini hazırlıyorlar. O yüzden yapılan bu proje çok güzel bir projedir” diyen Çerkez, bu konuda da ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını vurguladı.

“Çocuklar, devletin çocuklarıdır”

Yurt dışından alınan yardımın kesilmesi konusunda kendi stratejilerini belirlediklerini açıklayan Çerkez, “Biz kendi stratejilerimizi yaptık. Tutacağımız yolu belirlemek için onları hep yurt dışına gönderdik. Ayrıca Sosyal Hizmet Dairesi ile iletişim içindeyiz. Zaten çocuklar devletin çocuklarıdır. Çocukları ailelerden alan da, bize veren de devlettir. Ailelerden çocukları alma gibi bir yetkimiz yoktur. Devletten katkıların artırılmasını rica ettik” şeklinde konuştu.

“Halkımızdan çocuklarımız için yapacak katkıları bekliyoruz”

Yapılan çalışmaları artırdıklarına dikkat çeken Çerkez, “Yapılan çalışmalarımızı artırmaya başladık. Örneğin ‘Face to face’ diye bir proje başlattık. Dışarıda insanları yüz yüze tanıtıyoruz ve yardım istiyoruz. Yaptığımız işi anlatan bir ekibimiz vardır. Onlardan bir miktar maddi destek geleceğine inanıyoruz. Halkımıza çağrı yapıyoruz. Yeni yılla ilgili duyurular yapıyoruz. Halkımızdan çocuklarımız için yapacak katkıları bekliyoruz. Genelde bu konuda halkımız duyarlıdır. Halkımızın bir çoğu yeniyıl geldiği için elbise almak istiyor, bununla beraber bayramlarda kurbanlar geliyor. Maddi destek sağlandığı zaman sadece giyim ve gıdada değil, çocukların diğer ihtiyaçları da karşılanabiliyor” dedi.

“Çocuklara şefkat gösteriliyor”

Ailelerin SOS Çocuk Köyü’ne olumsuz tutumuna değinen Çerkez, “Gözümle görüyorum. Ben zaten SOS Çocuk Köyü’nün Yönetim Kurulu Başkanıyım. Birebir orada çalışmıyorum ama gönüllü olarak Yönetim Kurulu Başkanlığı yapıyorum. Fakat  bu konuda esas çalışanlar vardır. Çocuk psikologlardan tutun da sosyal hizmet uzmanına kadar profesyonel çalışanlardan raporları alıyorum. Gereken her türlü ilgi, sevgi ve şefkat çocuklara gösteriliyor. Çocuklarımız ayrıca birçok etkinliklere de dahil ediliyorlar. Mesela yüzme, futbol, dans, gitar, koro ve tiyatro gibi etkinliklerde de rol alıyorlar. Bunları hep biz bu işleri yapan kurumlardan bağış olarak alıyoruz” ifadesini kullandı.

“Yüzde 80 başarı elde ediyoruz”

SOS Çocuk Köyü’nün çocuklara bakım hususunda 23 yılı geride bıraktığına dikkat çeken Çerkez, “SOS Çocuk Köyü, çocuklara bakım hususunda 23 yılı geride bırakmıştır. Gayet de başarılıyız. Yüzde 80 başarı elde ediyoruz. Çocuklar kendi hayatlarını kuruyorlar ve üniversite eğitimlerini alıyorlar. Almayanlar ise meslek edindiriliyor. Kendi ayakları üzerlerinde durabiliyorlar. Halkımız çocuklara iyi bakılmıyor diye düşünmesinler. Bu konuda gayet başarılıyız” dedi.

“Devlet bizi denetliyor”

Yapılacak olan bağışlara ihtiyaç duyduklarını ifade eden Çerkez sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuklara bakım sağlamakla biz esasında büyük bir sosyal sorumluluğun gereğini yerine getiriyoruz. Çocuklar okul saatinde sokakta geziyor. Yetkililer tarafından o çocuklar alınarak SOS’a getiriliyor. Şimdi çocuklar yolda veya sokakta olduğunda ne olur? Hertürlü kötü alışkanlıkları kazanmaya başlayacaklar. SOS’ta gayet güzel aile sistemi içerisinde bakım görüyorlar. Devlet bizi denetliyor. Çocuklara iyi bakılmadığında devlet bunu kabul edebilir mi? Kesinlikle etmez. Vatandaşlamızın içleri rahat olsun ve SOS’u desteklemeye devam etsinler.”