Remzi Samar

Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, Yeni Bakış gazetesine yaptığı açıklamada hayvan üreticilerinin günlerdir Lefkoşa’da yaptıkları eylemde yüzde yüz haklı olduklarını savundu. Hayvan üreticilerinin yaptıkları üretimin karşılığını alamadıklarına ifade eden Çıralı, “Üretim ülkede günden güne gerilemektedir. Yok olmaktadır” dedi

Ülkede üretimin günden güne gerilemekte olduğuna işaret eden Çıralı,  “Hayvan üreticileri en büyük talepleri üretimde kullandıkları yem fiyatlarının, ürünleri olan sütü satarken süt fiyatlarının ve bazı devlet desteklerinin, mazot desteği gibi bunların yeniden belirlenmesini talep ediyorlar. Taleplerinde yüzde yüz haklıdırlar. Yalnız bu eylemlerde bizim tasvip etmediğimiz gayri yasal olan, vatandaşın da hayatını zora sokan eylemlerden de kaçınmaları gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın Hayvan Üreticileriyle görüşmesinin ardından yaptığı   açıklamaları doğru bulduğunu dile getiren Çıralı, “Yani 10 maddeden 4’ünde bir uzlaşı sağlandığını  Sayın Başbakan Yardımcısı telaffuz etti. Geriye kalan 6 maddeyi de müzakere etmeye açık olduklarını ifade etmişlerdi. Bu durumda eylemin askıya alınması ve müzakerelerin başlaması gerektiğini düşünüyorum. Hayvan Üreticiler Birliği’ne de tavsiyelerimiz o yöndedir” açıklamalarında bulundu.

Bu aşamada hükümetin artık köklü bir çözüm bulması gerektiğine dikkat çeken Çıralı, “Bu sistemin bu sektörlerin şu anda yönetilme şeklinin değiştirilmesi lazımdır. Devlet süt alımı ve satışında tekelci bir vaziyettedir. Bu piyasaları yavaş yavaş serbestleştirmesi lazım… Özel sektöre açılması lazım” dedi. 

Hayvan üreticilerinin üretmiş oldukları sütü istedikleri fiyata, anlaşabildikleri yerlerle satabilmelerinin önünün açılması gerektiğini anlatan Çıralı,  “Bazı yeni düzenlemelerin yapılması da şarttır. Her şey devletin elinde olmayınca her sene de hatta senede birkaç kez traktörlerle hükümetin kapısına dayanma eylemleri de ortan kalkmış olacaktır. Bu sektörlerin serbestleştirilmesi gerekiyor. Yakın zamanda buna başlanıp birkaç yıl içerisinde bu durum başarıya ulaşılabilsin” sözlerini kaydetti.

“İş dünyası olarak İsviçre görüşmesinden memnunuz”

Kıbrıslı liderlerin İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasında yaptıkları yoğunlaştırılmış müzakerelerle ilgili olarak da memnuniyet belirten Çıralı, “İsviçre zirvesi bana göre olumlu geçti. Tabi bunun bir seferde neticeye ulaşmaması gayet doğaldır. Liderler başta Anatasiadis, Kıbrıs’taki kendi siyasi aktörlerine danışma isteği ve ya arzusu doğduğu için orada bir haftalık bir ara verildi. Bir de Sayın Akıncı da adaya geldi. Meclis’te ve ya Meclis’te temsil edilen partilere de bazı konularda daha detaylı bilgiler verecektir. Anastasiadis, Güney’de bazı yetki talebinde bulunacak diye düşünüyorum ama Kuzey’de öyle bir sorun yoktur. Çünkü iki bölgeli iki toplumlu siyasi eşitliği olan bir federal sistem temelinde bir uzlaşma vardı” diye konuştu.

“Gönülden arzu ediyoruz”

İsviçre’deki görüşmelerin devamı olacağını hatırlatan Çıralı, “İki toplumlu kriterlerin de sulandırılmaması gerekir. Eşitlikçi bir anlaşma sağlanması durumunda her iki tarafın hem de Anavatan Türkiye ve AB’nin de menfaatine olacaktır. Dolayısıyla bu açıdan baktığımız zaman bir çözüme ulaşılmasını biz gönülden arzu ediyor ve destekliyoruz.” dedi.  

“Bir sonraki görüşmeden olumlu sonuç çıkacağını düşünüyor musunuz?” şeklindeki soruya da cevap veren Çıralı şöyle devam etti;  

“Kesin bir şey söylemek mümkün değil. Anastasiadis’in Kıbrıs’ta yapacağı temasların faydalı olacağını düşünüyorum.  Kiliseden son zamanlarda çok radikal söylemler üretilmektedir. Anastasiadis bu görüşlere kulak verir mi? Kulak verirse ne olur vermezse ne olur diye… Kilisenin bu çıkışlarını ben tasvip etmiyorum. Barışa da yardımcı olmuyor. Barışı daha da zora sokuyor” şeklinde cevap verdi.

 “Şu anda B planını doğru bulmuyorum”

“İş dünyası olarak sizler nasıl bir beklenti içerisindesiniz? Cenevre’deki görüşmeden olumlu yada olumsuz sonuç çıkması iş dünyasını nasıl etkiler?” sorusuna da açıklık getiren Çıralı şunları söyledi:

“Şu anda bir B planı yok. B planı olmasını biz de uygun bulmuyoruz. Görüşmelere yoğunlaşmak lazım...  Herkesin menfaatine olacak olan bir çözüm ve uzlaşıdır. Dolayısıyla oraya odaklanmak lazım... Eğer bu sefer de olumsuz bir sonuç ortaya çıkarsa ondan sonra da B planı üretmek gerektiğini düşünüyorum. Ama şu aşamada bunu telaffuz etmenin doğru olmadığını düşünüyorum.”