Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Dr. Derviş Eroğlu, Kıbrıs sorunu bağlamında fırsatlar kadar risklerin de büyük olduğunu belirterek “yanlış yaparsak, maceraya saparsak büyük kayıplara uğrayabiliriz” dedi.

Seçim Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, Eroğlu, bugün saat 16.50’de BRTK radyo- televizyonundan seçim konuşmasını yaptı.
Eroğlu konuşmasında, 19 Nisan’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı seçmek üzere sandık başına gidileceğini hatırlatarak, “Her seçim önemlidir ama Cumhurbaşkanlığı seçiminin diğer seçimlerimize göre farklı bir önemi vardır. Bu seçimde, bizi Kıbrıs konusundaki görüşmelerde ve uluslararası platformlarda temsil edecek, haklarımızı savunacak Cumhurbaşkanını yeniden belirleyeceğiz.

Dolayısıyla, bu kişi mutlaka ve öncelikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğunun bilincinde olmalıdır” dedi.

Ülkelerin ve insanların kaderlerinin, üzerinde yaşadıkları coğrafya ve toprakla yakından ilgili olduğunu belirten Eroğlu, Kıbrıs sorununu doğru anlamak ve geleceğe güvenle ilerleyebilmek için küresel parametreleri iyi bilmek ve Kıbrıs konusunda doğru politika belirleyip izlemek için bölgesel gelişmeleri, Anavatan Türkiye’nin stratejik konumunu doğru analiz etmek, Kıbrıs konusunda doğru yolda ilerleyebilmek için Kıbrıs Türk halkının ne istediğini, nelere ihtiyaç duyduğunu, güney komşumuzda yaşananları doğru okumak gerektiğini belirtti.

Kıbrıs meselesini yürütebilmek, sorumluluğunu üstlenmenin kolay olmadığını vurgulayan Eroğlu, bu meseleyi layıkıyla omuzlayabilmek için tecrübeli, inançlı, kararlı olmak ve çok çalışmak gerektiğini kaydetti.

Eroğlu, “Kıbrıs Türk halkını her platformda gereği gibi temsil edebilmek için, enerji jeopolitiği, güvenlik meseleleri, küreselleşme, uluslararası hukuk ve diplomasi gibi alanlarda sağlam bir vizyona sahip olmak zorunludur” diyerek, KKTC Cumhurbaşkanı'nın temel vazifesinin, dünü bilmek, bugünü doğru analiz etmek ve yarınlarımızın doğru şekillendirilmesinde etkin rol oynamak olduğunu söyledi.

“ÖNEMLİ VE BELİRLEYİCİ BİR AŞAMADA BULUNUYORUZ”

“Pek çok kritik dönemlerden geçerek bugünlere geldik; ama inanınız ki bugün, en az bütün yaşadıklarımız kadar önemli ve belirleyici bir aşamada bulunuyoruz” diye konuşan Eroğlu, “Halk olarak doğruları yapmaya devam edersek mutlaka istediğimiz, beklediğimiz sonuca ulaşacağız.Ancak, yanlış yaparsak, maceraya saparsak büyük kayıplara uğrayabiliriz. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur derler. Fırsatlar kadar riskler de büyüktür. Benim macera peşinde olmadığımı, ülkemi ve halkımı riske atmayacağımı sizler zaten biliyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“HİDROKARBON KAYNAKLARIYLA İLGİLİ SÜREÇ BÖLGESEL KRİZLERİ TETİKLEYEBİLECEK NİTELİKTE”

Kıbrıs’ın da içinde yer aldığı Doğu Akdeniz havzasında yaşanan ekonomik ve mali problemlerin, bölgesel istikrarsızlık potansiyelini yükselttiğine işaret eden Eroğlu, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarıyla ilgili süreçlerin yanlış yönetilmesinin, bölgesel krizleri tetikleyebilecek nitelikte olduğunu belirtti.

Doğu Akdeniz’de petrol ve doğal gaz nedeniyle yaşanan gelişmeleri, yakinen ve büyük bir hassasiyetle izlediğini dile getiren Eroğlu, konuşmasına şöyle devam etti;

“Bu doğal kaynaklar bir çatışmaya da yol açabilir, uzlaşmaya da... Bizim tercih ve beklentimizle birlikte tüm gayretlerimiz, bunların uzlaşı çabalarımızda bir katalizör rolü oynamasıdır.

Başka bir deyişle hedefimiz ve çabalarımız, bölgedeki doğal kaynakların barış, istikrar ve ortak refah için kullanılmasıdır.

Kıbrıs Adası açıklarındaki hidrokarbon kaynakları, Kıbrıs’ta yaşayan iki toplumun ortak zenginliğidir. Bu ortak zenginliği, hedeflediğimiz siyasi ortaklığın ruhuna uygun olarak bir işbirliği alanı olarak kullanmalıyız. Ancak karşı taraf, bu konuda tek yanlı hareket etmekte ısrar ediyor.
Bu durum karşısında, söz konusu kaynaklara ilişkin hukukumuzu korumakta kesin kararlıyız”

“İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ”

Eroğlu, Anavatan Türkiye ile her konuda olduğu gibi bu konuda da tam bir görüşbirliği içerisinde olduklarını ve bunun önümüzdeki dönemde de devam edeceğini ifade ederek, “Diğer yandan bizler, bölgesel ekonomik gelişme ve istikrara ve bunun gereği olan bölgesel aktörlerle de işbirliğine açığız. Bölgedeki yatırım fırsatlarını çağdışı niyetlere kurban etmek istemeyen bir anlayışımız vardır” dedi.

Bu nedenle, Kıbrıs meselesi en kısa zamanda bir çözüme kavuşturulmalıdır dediklerini anımsatan Eroğlu, “Diyoruz, çünkü halkımız statükonun yarattığı belirsizlikten bıkmıştır ve artık önünü görmek istiyor. Bu onun en doğal hakkıdır. Biz, bölge barış ve istikrarı için büyük önem taşıyan hidrokarbon kaynaklarının en ekonomik yol olan Türkiye üzerinden dünyaya taşınmasının en doğru yol olacağı görüşündeyiz. Pek çok uzmanın da katıldığı bu görüşümüzü tüm muhataplarımıza iletmiş bulunuyoruz” şeklinde konuştu.

“Biz sadece hidrokarbon yataklarının değil, Anavatan Türkiye’den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne deniz altından döşenen borularla getirilmekte olan suyun da barış için kullanılmasından yanayız” diyen Eroğlu, bununla ilgili görüş ve düşüncelerini de herkese anlattıklarını ve büyük takdir gördüklerini söyledi.

“VERDİĞİM TÜM SÖZLERİ TUTTUM”

2010 yılında aday olurken verdiği tüm sözleri tuttuğunu belirten Eroğlu, göreve geldikten sonra yaptıklarına örnekler verdi;

“Görev sürem boyunca tarihsel sorumluluğu olan Cumhurbaşkanlığı görevimi, anayasal yeminime sadık kalarak, siz halkımın istekleri, çıkarları doğrultusunda yerine getirdim. Bunu yaparken, yine halkımızın istek ve beklentileri doğrultusunda, Kıbrıs konusunu uzlaşıya dayalı bir sonuca götürmek için elimden geleni yaptım.

Göreve geldikten hemen sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne bir mektup göndererek, benden önce elde edilen yakınlaşmalara sadık kaldığımı, kalınan yerden görüşmelere devam edebileceğimi bildirdim. Erken bir uzlaşı için gerekli olan zaman takvimi konusunda ısrarlı oldum.”

11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması’nda Türk tarafının kazanımlarına da değinen Eroğlu,tabii ki bir uzlaşı metni olan söz konusu açıklamanın, kapsamlı çözüm anlamına gelmediğini ama kendilerine göre, 11 Şubat Ortak Açıklaması’nın iyi niyetle yaklaşılması halinde çözüm yolunda iyi bir enstrüman oluşturduğunu belirtti.

“ÖNEMLİ KAZANIMLAR ELDE ETTİK”

Eroğlu, görev süresinde elde edilen önemli kazanımlardan birinin de, Birleşmiş Milletler  Genel Sekreteri’nin Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda ilk kez bir “son oyundan” söz etmesi olduğunu vurguladı.

“Bu sayededir ki rahatlıkla, Kıbrıs konusunun çözümünün bir takvime bağlanmasını, en kısa zamanda  bir sonuca gitmek istediğimizi rahatlıkla talep edebiliyoruz” diyen Eroğlu, öte yandan Rum lider Nikos Anastasiades’in geçtiğimiz Eylül ayı içinde masadan kaçmasından önce müzakereleri al-ver aşamasına getirmelerinin de önemli bir gelişme olduğuna dikkat çekti.

Eroğlu konuşmasında, “Ve şunu da belirtmekte fayda görüyorum; Rum lider masaya döndüğünde, ki biz ön koşulsuz dönmesini bekliyoruz, masada kaldığımız yerden devam edeceğiz. Sayın Anastasiades başka noktalara yönelemeyecek. Bunun için ben süratle bir sonuca varacağız diyorum” ifadelerine de yer verdi.

Kendi döneminde sağlanan bir diğer önemli gelişmenin de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ilk kez Güvenlik Konseyi’ne sunduğu bir raporda Kıbrıs Türkü’ne uygulanan ambargoların kaldırılması gerektiğine güçlü vurgu yapması olduğunu belirten Eroğlu, Ban-Ki-moon’un Ocak ayında Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporda, “Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik kalkınmasını geciktiren kısıtlama ve engellerin kaldırılmasının adadaki güveni geliştireceğine” dikkati çektiğini de anımsattı.

Eroğlu, Genel Sekreter’in  ayrıca, bunun aksine davranışların uzlaşı çabalarına zarar vereceğini de raporunda vurguladığını hatırlatarak, “Bu tespitlerin, Kıbrıs Rum tarafı ve onların Kıbrıslı Türklere uyguladığı izolasyon ve sınırlamaları tolere edip bunlara göz yumanlara da önemli bir mesaj verdiği ortadadır” dedi.

“ÖNÜMÜZDE KRİTİK, HATTA BELİRLEYİCİ OLABİLECEK BİR DÖNEM VAR”

Eroğlu, “Dünyada hak ettiğimiz yeri alabilmek için bir hayli yol aldık,  ancak önümüzde kritik, hatta belirleyici olabilecek bir dönem vardır. Rum istekleri, hedefleri ile bizimkiler örtüşmüyor. Hatta yakınlaştığımızı söylemek bile çok zor” dedi.

Rum liderliğinin, yönetim ve güç paylaşımı, mülkiyet, toprak, garantiler, vatandaşlık, Avrupa Birliği gibi konularda aşırı taleplerinin olduğunu vurgulayan Eroğlu, Hidrokarbon yatakları ve ortak kaynaklar konusunda ise tamamen dayatmacı,  kendi egemenliklerini bize ve Türkiye'ye kabul ettirmeyi hedefleyen bir yol izlediklerini söyledi.

“Hidrokarbon yatakları, hellimin tescili gibi konularda bile bizi yok sayan bir zihniyetle uğraşmaya devam ediyoruz” diyen Eroğlu, Rum liderliğinin bölge ülkeleri ve bazı küresel aktörlerle girdiği ilişkilerin, Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu tehdit eder nitelikte olduğunu belirtti.

Eroğlu, bunlar karşısında mücadelelerini kararlılıkla sürdürürken, barışçı çizgilerinden de ayrılmayacaklarını söyledi ve “Dirayetli ve pozitif duruşumuzu sürdüreceğiz. Tehditleri ortadan kaldıracak, çıkarlarımızı koruyacak proaktif bir siyaset yürütmeye devam edeceğiz. Avantajlarımızı iyi kullanacağız. Anavatan Türkiye ile işbirliği ve uyum içinde çalışmaya devam edeceğiz. Hedefimiz dünyaya gerçekleri daha büyük bir açıklıkla göstermektir” dedi.

“GÖREVİME DEVAM ETMEK İSTİYORUM”

Eroğlu, “Özlemimiz, terörizmden ve savaşlardan uzak, uluslar ve halklar arası dostluğun, ülkeler arası işbirliğinin sağlandığı, barış ve istikrar içinde bir bölge ve dünyadır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün veciz şekilde söylediği gibi, yurtta ve dünyada barıştır” diyerek, bu düşüncelerle güvenle ileriye gidebilmek adına, görevine devam etmek istediğini söyledi.
Eroğlu, “Kıbrıs konusunda yürüttükleri süreci tamamlamak, Kıbrıs Türk halkını güvenli yarınlara taşımak için sizlerin desteği ile görevime devam etmek için adayım” dedi.

“HALKI MASADA BEKLETMEYE KİMSENİN HAKKI YOK”

Halkı haklı olduğu bir davada, değil elli yıl, beş yıl daha masada bekletmeye kimsenin hakkı olmadığını belirten Eroğlu, “Kıbrıs konusu, artık bir sorun olmadan çıkmalı doğru bir şekilde ve kısa sürede çözüme kavuşturulmalı, bir sonuca bağlanmalıdır. Ben kararlıyım kardeşlerim; ortak değerlerimize, haklarımıza sahip çıkarak önümüzdeki dönemde Kıbrıs konusunu bir sonuca bağlayacağım” dedi.

Eroğlu, şerefli, özverili bir mücadele sonucu bugünlere gelmiş bir halkın geleceğiyle ilgili görüşmeler yaptığının bilincinde ve sorumluluğun idraki içinde olduğunu belirterek, “Başaracağımıza, doğru yolda ilerlemeye devam edeceğimize, sizlerin, yani Kıbrıs Türk Halkı’nın, KKTC’nin kazanacağından eminim. Yine birlikte kazanacağız” dedi.
Eroğlu konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi;

“19 Nisan’da sandık başına gidecek ve güvenle ileriye gidebilmek için oy kullanacağız, Birlikte başaracağız, birlikte ilerleyeceğiz.”