Çiğdem Aydın

Hükümetin, Anamur’dan gelen suyun dağıtımı ve yönetimi konusundaki tavrını eleştiren 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu “Hükümet edenlerin başları kayalara çarptı. Ya imzalarına sahip çıkarlar ya da buraya kadar demeleri gerekir”dedi.

Diyalog TV’de “Güne Merhaba” programına katılan Eroğlu, CTP-UBP hükümetinin icraatlarını değerlendirirken “İrsen Küçük hükümetinden farkları yok” şeklinde konuştu.

Eroğlu kendisine yöneltilen soruları şöyle yanıtladı:

Soru: Halk, 2009'da, ülkeyi düzeltmeniz için, UBP Genel Başkanı iken sizi iktidara getirdi. Fakat siz, Başbakan olduğunuz ilk günden Cumhurbaşkanlığı için çalışmaya başladınız ve İrsen beyi Başbakan yaptınız. Bu durumdan pişman mısınız?

Eroğlu: Şu anda pişmanlık hiçbir şey ifade etmez. O günkü koşullarda, UBP Parti Meclisi’nin de el birliği ile aldığı bir kararla, cumhurbaşkanlığına aday gösterilmiştim. Benim hedefim, UBP’yi başlangıçta iktidara taşımaktı ve 26 milletvekili ile iktidara taşıdık. Ardından, cumhurbaşkanlığı seçimini kazandık ve ondan sonra benim bir önerim olmuştu: “Sakın transfer yönüne gitmeyiniz, koalisyon kurunuz” şeklinde. Ama, İrsen bey bunu tercih etmedi. İrsen bey belediyelerle işbirliği yaptı ve TDP ile koalisyon kurmadı ve transfer yapmayı tercih etti. Dolayısıyla, son pişmanlık para etmez derler ama, neticede, kendisi de partide yetişmiş bir arkadaştır, kısmet onundu. 6 ay için başbakanlığı kabul etmişti fakat sonra devam etti. Tabi, CTP’nin de iktidarını gayet iyi biliyoruz. Onlara söz verdikleri, taahhüt ettikleri yasaları geçireceklerdi, geçirmediler ve ondan sonra onlar da hükümeti bırakıp ülkeyi erken seçime götürdüler.

Soru: Şu anki hükümetin siyasi duruşunu ve ülke menfaatleri için yapılanları nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Eroğlu: Durum çok parlak değildir. İnşallah yakın bir zamanda toparlanma olur. Ama önce meclis toparlanmalıdır. Meclis’in toparlanması, söz verilen yasa tasarılarını süratle hazırlayıp, komitelerden Genel Kurula göndermesi gerekir ki, bir plan program tahtında hükümet edeceklerini söyleyenler, yasaları söz verdikleri tarihlerde geçirsinler. Ama gördüğüm kadarıyla, bugün için hükümette bir sıkıntı var. Tabi ki, her hükümetin yetkili organları vardır, siyasi partilerin yetkili organları vardır, yetkili organlar da en iyi şekilde değerlendirecekler ve bir karar verecekler diye düşünüyorum. Çünkü askıda veya iktidardaki iki partinin birbirlerine ters hareketler içerisinde hükümet etmeleri, dıştan bakıldığı zaman hiç hoş karşılanmıyor. Son zamanlarda hasretle beklediğimiz suyun gelişi de gerçekleşti ama hala “Su akar Kıbrıs Türk’ü bakar” meselesine döndü. Gelen su akıyor ve biz hala bunun kavgasını yapıyoruz. Bu konu ve tartışma şekli Türkiye ile iplerin gerilmesine ve hatta zamanla kopmasına neden olabilecek eylemlere dönüşebilir. Bu konular hükümetler arasında tartışılır, bu konular sokakta tartışılmaz. İki devletin yetkili makamları oturup tartışır ve su ile ilgili amaca ulaşılır. Şu anda amaç nedir, o tartışılıyor. Bugünkü hükümetin durumuna bakıldığı zaman, İrsen bey hükümetinin zamanından daha iyi değil. Dolayısıyla, ya oturup aldıkları karara imza koyacaklar, ya da diyecekler ki buraya kadar. “Bu hükümet şu icraatı çok güzel yaptı” diyebileceğim bir şey yok. Hükümet programına bakıyorum, hangi maddesini gerçekleştirdiler diye, gerçekleşen bir durum yok. Ben, halkın şikayetlerine bakarım ama şikayetlerde azalma yok, her gün halkın şikayetleri artıyor. Ekonomi daha iyiye mi gidiyor, orada da bir ilerleme yok. Bunlar hep bir araya gelince her iki partinin de oturup durumu değerlendirmesi gerekir diyorum.

Soru: UBP nin bugünkü siyasi duruşunu nasıl buluyorsunuz? 

Eroğlu: Ben, 40 yılımı UBP’de geçirdim. 40 yıl UBP’de çeşitli kademelerde hizmet verdim. Hayatımın en güzel yıllarıydı. Şimdi koalisyon hükümetleri kurarken, her şey sizin istediğiniz gibi olmaz. Her iki partinin düşünceleri ortak noktaya taşınır ve taraflar o ortak noktada durursa, zaman içerisinde ideolojik konuda ayrılıp, puan kazanmaya çalışırsa veya belli bir zümreyi ilerideki bazı beklentiler için kullanmaya çalışırsa, o hükümetin ayakta durması icraat yapması mümkün değildir. Her iki partinin tabii ki birbirlerinden farklı görüşleri vardır; Kıbrıs konusu olsun vd... Ama ortak nokta neydi? Her iki partinin de AB’yi hedef almış olmasıydı. Hatta, CTP’den çok önce UBP nin hedefi AB idi. Avrupa Birliği’nde ne vardır, özelleştirme vardır fakat, bu konu gündeme geldiğinde CTP geri adım atıyor. Halbuki, orta bir yol bulunabilir mi diye bakmak lazım. Neticede tek başına iktidarda değilsin. Ortak nokta bulunmazsa başları kayalara çarpar ve başları kayalara çarpmıştır şu anda. Emekli bir politikacı olarak, telkinde bulunmuyorum. Yanlış yerlere çekilmesin, hükümeti eleştiririm ama bir siyasi partiyi eleştirmek düşüncesinde değilim. Ama UBP’nin toparlanması gerektiğine inanıyorum. Yaralar vardır ve bu yaraları temizlemeleri lazım. UBP toparlanmalı, süratle yaraları sarması lazım, aksi halde seçime hazırız noktasına gelmez. Şu anda hiçbir parti seçime hazır değildir. Ama benim içinden çıktığım partim için, daha rahat yorum yapabilirim. Şu anda seçilmişler süratle toparlanması gerekiyor. Hatta mecburdurlar, aksi halde bir seçim hüsranla sonuçlanabilir. Ama vakit vardır, zaman vardır. Herkes ne yapacağını zaten bilir, bildiklerini yeter ki uygulasınlar.

Soru: UBP halkın beklediği “milli” duruşu sergileyebiliyor mu? 

Eroğlu: Buna ben karar verecek değilim. Ben konuşunca çünkü temkin olarak da algılanabilir. Partinin büyüğü olarak düşüncelerimi söylüyorum tenkin olarak değil. Özgürgün kurultaydan çıkmış şu anda partinin genel başkanı ama toparlanması kıpırdanması gerekir mi diye sorarsanız , biraz hareketlenmesi biraz partiyi toparlaması gerekir.” 

Soru: Gelinen noktada, bu ülkenin güçlü bir Sağ partiye ihtiyacı yok mu, sizce? 

Eroğlu: Ulusal Birlik Partisi (UBP) bu ülkedeki boşluğu tamamıyla dolduran bir parti idi. Ama kırgınlıklar olmuştur. Daha önceki seçimlerde, benim Genel Başkan olduğum dönemlerde, karma oy kullanacak olan veya çağırı yapan partiden ayrılsın derdim. Şimdi karma oy çok yükseldi ve bu karma oy KKTC’de siyasi partilerin sonu olacak. Karma oyu yasaklamaları gerekiyor.

Soru: UBP ile DP nin tek çatı altında birleşme zamanı gelmedi mi? Siz bu konuda öncülük yapmaz mısınız?

Eroğlu: Bu bana bağlı bir olay değil. Her iki partinin öncelikle işbirliği yapmaları lazım. İş birliği içerisine girmeden partileri hemen birleştirmek kolay değil. Önce işbirliği yapacaksınız, birlikte çalışabileceğinizi, birlikte var olabileceğinizi anlamanız gerekir ki, bütünleşmeye geçilsin. Bugün işbirliği içerisinde değiller. Geçmişten gelen bazı sıkıntılar var ama maya birdir. Önce işbirliği yapmalılar, sonra birleşmeyi düşünmeliler. Bunu daha önce Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaptılar. 

Soru: Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunu neden yapamadılar? 

Eroğlu: Ben bu konuya girmeyim. Son cumhurbaşkanlığı seçiminde yediğim çok darbeler oldu, bu yüzden o konuya girmek istemiyorum.”