Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Net bir tutum ve davranış olarak ifade ediyorum ki bizim bir tane Meclis Başkanı adayımız var ve son turun son saniyesine kadar da sadece onu destekleyeceğiz" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 25. dönem milletvekilleriyle yaptığı ilk grup toplantısındaki konuşmasında, seçim döneminde büyük bir gayretle, seçimlerin barış ortamında gerçekleşmesi için gayret sarf edenlere teşekkür eden Davutoğlu, "Bu grup toplantısını yapıyorsak adını belki birçoğumuzun bilmediği, milyonlarca AK Parti davalısının gönülleriyle buradayız. AK Parti'nin kararlı yürüyüşüne devam edeceği inancını duyurmak istiyorum. Biz bu ülkenin her bir santimetrekaresiyle gurur duyuyoruz. Demokrasi sınavını da kabul ediyorum. AK Parti bir muhasebe hareketidir. Yola o muhasebeden sonra koyulur. Son 14 yıllık hareketimizin yakın tarihi içinde hep bu sınamalardan geçtik" ifadelerini kullandı.

AK Parti hareketinin "Erdemliler hareketi" olarak adlandırıldığını anlatan Davutoğlu, o günden bugüne her kritik süreçte, atılacak her adımda erdemli davranışın ne olması gerektiğini düşünerek yola koyulduklarını ifade etti. Milletle konuştuklarını ve yürüdüklerini belirten Davutoğlu, "Artık sizler burada milletin temsilcileri olarak parmak kaldırma makinesi değilsiniz. Milletin temsilcisiniz. Hiçbir milletvekilimiz parmak kaldırma makinesi değildir ve olmayacaktır. Her bir milletvekili hem bulunduğu ili temsil eder, hem 78 milyonu temsil eder" diye konuştu.

Milletvekillerinin temsil ettikleri davanın gereğini yaparken yaptıkları her şeyin hem manevi anlamda hem tarihin siciline kaydedildiğini belirten Davutoğlu, "AK Parti'nin sicili hep temiz olmuştur, hep temiz olacaktır" dedi.

AK Parti'nin ilk davasının "siyasete itibar kazandırmak" olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Türkiye'nin siyasi hayatında sağladığı gelişmeler hakkında bilgi verdi. Bundan sonra hiçbir yasaklamaya ve prangaya izin vermeyeceklerini söyleyen Davutoğlu, Türkiye'nin geçmiş dönemlerde dalgalı sularda emin bir şeklide yoluna devam ettiğini, çünkü kaptan köşkünde AK Parti'nin olduğunu ifade etti. Davutoğlu, "Bugünde birileri yeni hükümet kurulana kadar bizi geçici ilan edip bazı kararlar alamaz" diye ifadeleri var. Biz, bu emaneti omuzlarımızda taşıdık. Ülkemizin çıkarı neyi gerektiriyorsa, bir saniyeyi değerlendirir, en doğru kararı alır ve uygularız" dedi.

Şahsi çıkarlarını parti ideallerinin önüne getirmediklerini anlatan Davutoğlu, "Milletin davası partimizin, şahsi çıkarlarımızdan daha öncedir, öncelikli olacaktır. Erdemli davranış egoyu bir kenara bırakıp mahfiyet içinde yürüme davranışıdır. Erdemli davranış şiddet ve öfke dili kullanmamakla anlaşılır" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin bölgesindeki çevre ülkelerde yaşanan gelişmelere işaret eden Davutoğlu, "Biz, şu bir kez daha zikrediyoruz. Bu makamlarda bulunurken aynen Sayın Özal'ın cesaret edip özür dilemesi gibi bir gün bizden sonra gelecek bir Başbakanın herhangi bir ülkeden insanlıktan özür dilemesini gerektiren hiçbir davranışa izin vermeyeceğiz. İşte erdemli davranış budur. Erdemli davranış herkese gönlünü açmaktır" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, bugün bazı çevrelerin Türkiye'nin terör örgütleriyle irtibatlandırmaya çalıştığını belirterek, "Bilsinler ki AK Parti'nin iktidar olduğu hiçbir dönemde, günde, saatte, dakikada, saniyede, terörle zulümle işbirliği olmamıştır, olmayacaktır" diye konuştu.

"AK PARTİ, RAKİBİNE YÜZDE 16 FARK ATMIŞ LİDER PARTİ"

Yeni dönemde ilk grup toplantısının yapıldığını söyleyen Davutoğlu, "AK Parti, rakibine yüzde 16 fark atmış lider parti. Şimdi sınavla karşı karşıyayız. Sizlerle bu tutumuzu paylaşmak istiyorum. Siyaset zor dönemde zor kararları alma cesareti gösterenlerin işidir. Siyaset gerektiğinde risk alabileceklerin göstereceği iradedir. Siyaset, tarihe yön verenlerin işidir. AK Parti hiçbir tarihi olayı izlemekle yetinmedi. Hepsine müdahil oldu, hepsine erdemli davranışın yansımalarını gösterdi. "Tarih aksın, akarken bir yerlerde tarihe tutunmaya çalışırız" demedik. Bazen başarılı olduk, bazen istediğimiz ölçüde başarı alamamış olabiliriz. Bir şeyden emin olabiliriz milletimiz, bizim dönemimizde milletimiz tarihin nesnesi olmadı olmayacak, her zaman tarihin öznesi oldu" dedi.

"Sizlerle 5 grup halinde bir araya geldik" diyen Davutoğlu, "Ne kadar özgür düşünen, ne kadar vizyonla düşünen bir grubumuz var. Bu muhasebeyi devam ettireceğiz. AK Parti, siyaseti dinamik o dinamizmi olacak şekilde hareket eder. Gönlümüzdeki değerler her yerde durmaya devam edecek" ifadelerini kullandı.

DİĞER PARTİLERİN 7 HAZİRAN'DAN BU YANA TAKINDIĞI TAVIR

Başbakan Davutoğlu, Meclis'te grubu bulunan partilerin 7 Haziran genel seçimlerinden bu yana sürdürdüğü tavra değinerek, "AK Parti olarak ilk andan itibaren biz bir iradeye saygılıyız, millet ne derse onun gereğini yaparız. İlk andan itibaren şunu söyledik; Bir Türkiye'yi bir gün dahi hükümetsiz bırakacak bir sorumsuzluk göstermeyiz. İki, Türkiye'yi millet madem ki koalisyon demiştir kimseye kapıyı kapatmayız. Üç, koalisyon görüşmelerinde iyi niyetli tavrımızı sürdürürüz, her türlü müzakereyi yaparız ama ilkelerimizden taviz vermeyiz, dayatmalara izin vermeyiz. Dört, bütün bu çabalar inşallah netice verir ama netice vermezse milletimizin huzuruna gider onun kararı neyse o kararı veririz. İşte milletimiz, sizler şahitsiniz. Hiçbir partilimizin ağzından herhangi bir başka partiye, onun liderine, onlara oy veren seçmene tek onları rencide edecek tek bir söz çıkmadı. Kutuplaştırıcı, şöyle düşünenler, böyle düşünenler diye kasti olmadı. Tek bir an dahi pazarlıklara, ekip dışı davranışlara yönelmedik. Ahlaklı erdemli tutumuzu sergiledik sergilemeye devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi.

MECLİS'E MECLİS BAŞKANI ADAYI İSMET YILMAZ İLE BİRLİKTE GELDİ

Başkanlık Divanı'nda AK Parti İstanbul Milletvekili eski Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın da yerini aldı. Davutoğlu, TBMM'ye AK Parti'nin Meclis Başkan Adayı İsmet Yılmaz ile birlikte geldi. AK Parti grup toplantısında "Enişte seninle gurur duyuyor" sloganları yükseldi. Başbakan Davutoğlu, "Hiçbir partimizin, partilimizin herhangi bir şekilde milli iradeyi eleştirmesine izin vermedik. Hiçbir dava arkadaşımız da bunu yapmadı. "Nedir bu tablo, millet neyi istedi? Ona bakalım, ona göre karar verelim" dedik. İlk andan itibaren de şunu söyledik: Bir, Türkiye'yi bir gün dahi hükümetsiz bırakacak bir sorumsuzluk göstermeyiz. İki, Türkiye'de yeni hükümet için madem ki millet koalisyon demiştir, kimseye kapımızı kapatmayız. Üç, milli iradenin tecelli ettiği bu tablo karşısında koalisyon görüşmelerinde en iyi niyetli tavrı sürdürürüz, her türlü müzakereyi yaparız ama ilkelerimizden taviz vermeyiz, dayatmalara izin vermeyiz. Dört, bütün bu çabalar İnşallah iyi bir netice verir ama netice vermezse yine milletimizin huzuruna gider, onun kararı neyse o kararın gereğini yaparız" diye konuştu.

"BİZE OY VERMEYEN SEÇMENLERE DÖNÜK RENCİDE EDİCİ BİR SÖYLEM KULLANMADIK"

Başbakan Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarının açıklandığı tarihten itibaren başka kendisi ve partililer olmak üzere hiçbir parti yetkilisinin ağzından herhangi bir başka partiye, onun liderine, onlara oy veren seçmenlere dönük olarak rencide edici tek bir söz çıkmadığını belirtti. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Kutuplaştırıcı, "şucular, bucular, şöyle düşünenler, böyle düşünenler" diye bir tasnif olmadı. Tek bir gün dahi bize oy vermeyen seçmenlerimizi rencide edici bir söylem kullanmadık. Tek bir an dahi pazarlıklara, etik dışı davranışlara yönelmedik. Ahlaklı, erdemli tutumuzu sergiledik, sergilemeye devam edeceğiz. Ama diğer partilere bakın. Diğer partilerin tutumlarına bakın, buna bakarken o partileri sadece eleştirmek kastıyla söylemiyorum. Milletimizi şahit kılmak ve o partileri bir iç muhasebeye davet etmek için söylüyorum."

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU'NDAN 3 PARTİYE KOALİSYON TAVSİYELERİ

"CHP'nin günlerdir başka partilerin ne yapması gerektiğini incelemekle meşgul" olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Kendilerinin yüzde 25 oy aldığı gerçeğini unutup "yüzde 41'in hiçe sayıldığı bir koalisyon nasıl oluştururuz" diye çalışmalar yapıyor. En acısı yüzde 60'lık bir blok tanımlaması" dedi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Aylardır biz seçim kampanyası yürütürken "AK Parti kutuplaştırıcı dil kullanıyor" diye suçlayanlara soruyorum, blok ne demek? Yüzde 60'lık blok demek karşıda da yüzde 40'lık blok var demek kutuplaştırıcı dilin en alası değil mi? Neden seslerini yükseltmezler çünkü onların meselesi kutuplaşmayla ilgili değil onların meselesi AK Parti ile ilgili, AK Parti'nin idealleri, değerleriyle ilgili. Bütün formülleri Sayın Kılıçdaroğlu birer birer ortaya koyuyor ama bir matematiksel tabloyu da göz ardı ediyor. Yüzde 60 nereden çıkıyor, o zaten matematiksel olarak zaten imkansız. Parlamento dışındaki partilerin oylarını da oraya koyuyor, bizden de yaklaşık yüzde 1 nispetinde bir oyu kendi tarafına alıyor, yüzbinlerce oy demek bu. Bütün bunlarla bir blok yapıyor. Gelin şimdi buradan Sayın Kılıçdaroğlu'na İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız görev verdiğinde zaten detaylı konuşacağız ama şu blok lafını, bu kutuplaştırıcı dili zihninden, gönlünden bir çıkarsın da ondan sonra gelip bizimle konuşsun veya biz geldiğimizde ona göre bizimle konuşsun.

Biz ne Hazreti Mevlana'nın ne Yunus Emre'nin ne Hacı Bektaş-ı Veli'nin dilinde kutuplaşma görmedik. Biz bu koalisyon çalışmasını yürütürken Hazreti Mevlana'nın felsefesi ile "gel" diyerek, "Yürüyelim birlikte yeni güne, yeni sözler söylemek üzere yürüyelim" diyerek yola çıktık, çıkmaya devam edeceğiz."

MHP'YE MUHASEBECİ TUTUM TAVSİYESİ

MHP'nin "7 Haziran akşamından itibaren tam bir öfkeyle bütün diğer partilere dönük bir dil, arkasından da o günden bugüne sürekli olarak retçi bir tavır" sergilediğini belirten Davutoğlu, "Siyaset reddetme sanatı değildir, siyaset en doğru kabulü milletin kabulü şekline dönüştürme sanatıdır" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, "Ret dediğiniz her an içinde oyunun dışında kalırsınız. Yeni tabloyu okumadığınız her dönemde yaptığınız her hata ile bir sonraki siyasi tabloda yerinizi daraltırsınız. Biz hiçbir zaman ret demedik. Hiçbir zaman da millete rest çekmedik. İşte koalisyon görüşmeleri öncesinde MHP'yi de bir değerlendirme yaparak, bu retçi tutum yerine muhasebeci bir tutum, karşılıklı olarak konuşabileceğimiz ülke geleceğiyle ilgili bütün bu kritik ortamda ülke geleceğiyle ilgili yapılması gereken ve atılması gereken adımları ele alacak bir tutum benimsemesini tavsiye ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"YA ŞİDDE YA DEMOKRASİ, YA TERÖR YA BARIŞ, İKİSİ BİR ARADA OLMAZ"

"HDP, baktığınızda bütün bir seçim kampanyasında birilerinden Batı'da barış, Doğu'da şiddet söylemi çıktı" diyen Davutoğlu, "Şimdi işte sınama vaktidir. Eğer Türk siyasetinde Türkiyelileşme ideali ile bu ülkenin siyasetinde bir yer edineceklerse önce dönüp her türlü teröre, her türlü şiddete karşı açık bir tavır sergilemek zorundalar. Çözüm sürecinin devamını isteyeceksiniz ama şehirlerin kenarlarında, dağlarda silahlı grupların mevcudiyetine onay vereceksiniz. Böylesi bir siyaset artık bu ülkede yürümez. HDP'den beklediğimiz bizim değil milletin beklediği, barış sözcüklerine kanarak onlara oy verenlerin beklediği öncelikli tutum, PKK terörüne karşı nerede durdukları tutumudur. Teröre karşı nerede duruyorlarsa Türkiye siyasetinde de o kadar yer alacaklar. Ama milleti bir kez aldatırsınız, iki kez belki aldatabilirsiniz ama daima aldatamazsınız. Ya şiddet ya demokrasi, ya terör ya barış. İkisi bir arada olmaz. İşte biz bütün muhasebelerin içinden erdemli davranışı arayarak geldik ve erdemli davranışı sergilemeye devam edeceğiz" açıklamasında bulundu.

MECLİS BAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Meclis Başkanlığı seçimlerine dikkat çeken Başbakan Davutoğlu, AK Parti'nin Meclis Başkanı Adayı İsmet Yılmaz'ı, "Siyasete girmeden önce de sonra da tanışmaktan derin dostluk kurmuş olmaktan büyük onur duyduğumuz bir dava arkadaşımız. Milli Savunma Bakanı olarak da siyasetçi olarak da hiç kimsenin gönlünü kırmamış, hiç kimseye yüksek sesle konuşmamış, her zaman mahviyetin, tevazunun sembolü olmuş bir dava arkadaşımız" sözleriyle tanımladı.

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın İsmet Yılmaz'ı aday gösterirken MYK'da, MKYK'da ve bütün kurullarımızda aldığımız bütün değerlendirmeleri birlikte ele alarak bu sonuca ulaştık ve geçen hafta Perşembe gecesi tabloyu paylaşmak istiyorum ki erdemli davranış nedir cümle alem görsün. O iftardan sonra gelen en büyük onayı almış olan iki arkadaşımızı Konut'a davet ettim. Sayın Nabi Avcı ve Sayın İsmet Yılmaz. Önce her biriyle ayrı ayrı konuştum. İkisinin de söylediği şu oldu: Diğer arkadaşım bu mevkiye benden daha fazla layıktır. "Ya rabbi" dedim bu ne güzel bir topluluk. Bu toplulukla her yere yürünür, bu topluluk tarihe yürünür, ebediyete yürünür. Şunu da ifade edeyim, ayrıca ismi geçen birçok arkadaşımız oldu, onlara göre bu oylamalarda daha az oy almış arkadaşlarımız oldu. Ama emin olun yine gururla ve o arkadaşlarımıza da teşekkür ederek söylüyorum, tek bir arkadaşımızın bu süreçte bana gelip de kendini göstermesi, kulis yapması söz konusu olmadı. Hiç kimse bu makama talip olmadı. Ben biliyordum isimleri geçen ve çok sayıda arkadaşımız da bunu hak ediyordu, bu mevkiyi dolduracak kapasitedeydi ama ne bir kulis oldu ne bir hizipleşme oldu ne de bana gelip de "bu makam bana daha layıktır" diyen bir herhangi bir arkadaşım oldu. İşte AK Parti Grubu'nun erdemli davranışı buradadır, erdem buradadır."

"BİZİM BİR TANE MECLİS BAŞKANI ADAYIMIZ VAR, SON SANİYEYE KADAR ONU DESTEKLEYECEĞİZ"

Bugün saat 15.00'da Meclis Başkanlığı seçimi için ilk turlara başlanacağını belirten Davutoğlu, "Bir kaç istisna hariç Türkiye'de bir teamül oluşmuştur, en büyük partiden TBMM Başkanı seçilir. Bir takım söylentiler, spekülasyonlar da görüyoruz. Acaba Meclis Başkanlığı koalisyon görüşmelerinin bir parçası mıdır? Öyle veya böyle şu aşamada bir perde arkasında koalisyon görüşmelerine dayalı olarak AK Parti tercihini değiştirir mi? Buradan hepinize net bir tutum ve davranış olarak ifade ediyorum ki bizim bir tane Meclis Başkanı adayımız var ve son turun son saniyesine kadar da sadece onu destekleyeceğiz. Erdemli davranış, herhangi bir dava arkadaşını pazarlık meselesi yapmayı ahlaksızlık olarak görür. Biz eğer Sayın İsmet Yılmaz'ı aday göstermişsek herhangi bir aşamada pazarlık yapmak için göstermedik. Sayın İsmet Yılmaz İnşallah kazanır. Kazansa da kazanmasa da son ana kadar 258 desteğin arkasında olmasını talep ediyorum" diye konuştu.

"BİZDE GİZLİ HESAP OLMAZ"

Bugünlerde bir senaryo gündeme getirildiğine dikkat çeken Davutoğlu, "Çok taktik bir manevrayla üçüncü turda bizim bazı arkadaşlarımızın başka bir adaya yöneleceği ve bir taktik manevrayla son tura bir mühendislikle iki adayın kalmasını sağlanacak. Yine erdemli bir davranış olarak söylüyorum, bizde gizli hesap olmaz. Bizde siyasetin ahlakına aykırı tek bir davranış olmadı, olmayacak. Yok "şu matematiksel oyunu oynarsak şu neticeyi alırız, şu taktik, ayak oyunları yaparsak şuraya gideriz" dediğimiz anda seçimi kazansak bile siyasetin ahlakını kaybederiz. Buradan milletimize sesleniyorum, AK Parti Grubu'ndan milletimizi rencide edecek hiçbir davranış olmadı, olmayacak. Siyasi ahlakı ayakta tuttuk, tutmaya devam edeceğiz. Birinci turda da ikinci turda da üçüncü turda da dördüncü turda da bir tek adayımız var ve bütün arkadaşlarımız o adayın arkasında kenetlenecek, birlikte bir davranış ve tutum içinde olacağız. Erdemli davranış budur" dedi.

"CUMHURBAŞKANIMIZ KOALİSYON MÜZAKERELERİNİN PARÇASI DEĞİLDİR, OLMAYACAKTIR"

"Yine bu çerçevede koalisyon görüşmeleriyle ilgili bir hususu daha zikredeyim" diyen Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"İnşallah Meclis Başkanı seçildikten, Meclis Başkanlık Divanı oluştuktan sonra Cumhurbaşkanımızdan görevi alacağız, görüşmelere başlayacağız. Burada nasıl Meclis Başkanlığı koalisyon ile irtibatlı değilse bunu da bir kez daha altını kalın çizgilerle çizerek ifade ediyorum, Cumhurbaşkanlığı makamı da Cumhurbaşkanımız da koalisyon müzakerelerinin parçası değildir, olmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı makamını rencide edecek, Cumhurbaşkanımızı tartışma konusu yapacak hiçbir müzakerenin içinde olmayız. 17 Mayıs 2001'de bu hareketi erdemliler hareketi olarak başlatan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, Cumhurbaşkanımıza ve kendimize olan saygımızın bir gereğidir. Kimse bizi böyle pazarlıklar içinde göremez."

YUNANİSTAN'IN DURUMU

Başbakan Davutoğlu, küresel ekonomik krizin etkisini göstermeye devam ettiğini vurguladı. "Türkiye'nin kalkınma hamlelerinin rehaveti içinde olamayız" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Yanı başımızda dost ve kardeş Yunanistan'ın karşı karşıya kaldığı tabloyu bir göz önüne alınız. Eğer biz benzer tablolarla karşı karşıya değilsek, AK Parti kadrolarının hükümetlerinin, yönettiği ekonomi sayesindedir. Har vurup harman savursaydık, maceraperest bazı tutumlar içinde olsaydık, irrasyonel ekonomik politikalara yönelseydik, bir takım yanlış uygulamalarda ekonomik kaynakları tüketmiş olsaydık bugün biz de çok zor durumda olurduk. Bugün bu kürsüde komşu Yunanistan'a dayanışma mesajımızı da iletmek istiyorum. Biz çevremizde barış içerisinde yaşayacağımız ekonomik, siyasi güçlü ülkeler görmek isteriz. Hiçbir komşumuzun zayıf düşmesinden menfaat ummayız. Yunanistan ekonomik kriz içerisindeyken, Avrupa bütünüyle ekonomik kriz içerisindeyken 2001'den itibaren Yunanistan'la Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'ni bu mantıkla kurduk. Son Yunanistan ziyaretimde muhatabım o zaman Sayın Simitis'ti, Başbakan olarak o zaman Sayın Çipras'la da görüşmüş ve kendilerine de ifade etmiştim, "Biz Yunanistan'ın ekonomik olarak güçlü, siyasi olarak istikrarlı olmasını isteriz, Ege'nin barış denizi olmasını isteriz, Kıbrıs'ın çözülmesini isteriz. Onun için Türkiye, Yunanistan'ın getirebileceği her türlü işbirliği teklifini ya da ekonomik işbirliği arayışına olumlu yaklaşacaktır. En kısa zaman Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'ni yapalım diye kendilerine teklifte bulunmuştum. Ama Yunanistan'ın kendi iç şartları sebebiyle bu şu ana kadar mümkün olmadı. TBMM'den bir kez daha ifade ediyorum, Yunanistan'ın ekonomik krizi aşabilmesi için elimizden ne gelirse komşu bir ülke olarak turizm, ticaret, enerji alanında, işbirliği alanlarında ne yapmak gerekiyorsa yapmaya hazırız. Biz komşularımıza sadece ve sadece iyi komşuluk ilişkileri ve karşılıklı saygı içerisinde bakarız. Bu çerçevede de önümüzdeki dönemde Yunanistan'ın ekonomik sorunları karşısına birlikte atabileceğimiz adımları, karşılıklı olarak oturup konuşma üzere hükümet kurma çalışmaları sonrasında da daha önce planladığımız Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'ni yapmak üzere Yunanistan'la temasa geçeceğiz. Yunanistan'la olduğu gibi diğer bütün komşularımızla da gerek Ukrayna gerek Suriye gerek Irak'ta hep istikrar olması için çaba sarf ettik, bundan sonra da çaba sarf edeceğiz."

SURİYE'DE YAŞANAN GELİŞMELER

Türkiye'nin kendi sınırlarını koruyacak kudrete ve bu anlamda da askeri kapasiteye sahip olduğunu belirten Davutoğlu, "Hiç kimsenin bundan tereddüdü olmasın ayrıca sınır ötemizde ortaya çıkacak ve Türkiye'nin içini etkileyebilecek bölgesel dengeleri ortadan kaldırabilecek gelişmeler karşısında da kayıtsız kalmayız. Değil bin yıl, bir gün, bir ay, bir hafta, bir dakika, bir saniye dahi bu görevi yürütmek için imkan varsa o görev için de alınması gereken kararları alırız" dedi.

Suriye'de son dönemde yaşananları yakından takip ettiklerini vurgulayan Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"DEAŞ terör örgütüne de Suriye rejiminin kanlı baskılarına da her zaman ilkesel olarak karşı çıktık. DEAŞ terör örgütünü ilk terörist ilan eden ülke Türkiye'dir. Daha Musul işgal edilmemişti daha DEAŞ bizim sınırlarımıza dayanmamıştı. Ama biz 10 Ekim 2013'te aldığımız Bakanlar Kurulu kararıyla DEAŞ'ı terör örgütü ilan ettik. Şimdi Türkiye'ye özellikle de AK Parti'ye karşı uluslararası bir algı oluşturmak isteyenler bizim bu örgütle adımızı yan yana zikretmeye kalkıyorlar, içerde bazı işbirlikçileri de buna çanak tutuyor. Bizim adımızı hiçbir terör örgütü ile kimse yan yana yazamaz, yazamadı, yazamayacak. Ama bu iddialarda bulunanların terör örgütleri ile adları yan yana yazılmıştır. Biz DEAŞ'a karşıyız, DEAŞ gibi El Kaide'ye karşıyız, her türlü terör örgütüne karşıyız. Ama terör örgütüyle işbirliği suçlamasında bulunanlar bir kez de dönüp Kandil'e seslensinler ve terör karşıyız diyebilsinler. Biz her konuda ilkeli tavır gösterdik, gösterilmesini de bekleriz. Açık bir iftira ile açık bir saldırı ile açık söylüyorum bu Türkiye'ye dönük bir saldırıdır. Türkiye'nin herhangi bir terör örgütüyle işbirliği yaptığı iddiasını delilsiz şekilde gündeme getirenler Türkiye'ye dönük uluslararası bir saldırının parçası olmuşlardır. Biz teröre karşı da terörü savunanlara karşı da hangi dille konuşulacağını çok iyi biliriz."

"HER TÜRLÜ SENARYOYA HAZIRIZ"

Başbakan Davutoğlu, Suriye içinde bir etnik grup zulme uğradığında Türkiye'de o etnik grupla kendilerini yakın hissedenlerin hemen onlara yardım çağrısında bulunduklarına dikkat çekerek, "Bu bazen Kürtler bazen Türkmenler bazen Araplar. Herkes kendi kabilesine, etnik grubuna dönüp de onların güvenliğini düşünmeye başlarsa işte o zaman parçalanma başlar. Biz Suriye'ye dönüp baktığımızda ne Kürt ne Arap ne Türkmen ne Sünni ne Alevi görürüz, sadece ve sadece komşu Suriye halkını görürüz. Komşu Suriye halkından yardım isteyen herkese de elimizden gelen yardımı yaparız" diye konuştu.

Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kobani'den bir haftada 197 bin kişiyi kabul ederken etnik kimlik sormadık. Suriyeli Kürt kardeşlerimizle bizi karşı karşıya getirmeye kalkışmasınlar. Aynı şekilde Bayır Bucak'tan Türkmen, İdlip'ten Arap kardeşlerimiz geldiğinde de etnik kimlik sormadık. Kimse bizi Arap kardeşlerimizle de karşı karşıya getirmesin... Birileri demografik ya da siyasi haritayı değiştirmeye kalkarsa şu veya bu yönde bir etnik gruba karşı başka bir etnik grup, bunun karşısında da açık bir tutum sergileriz. Son dönemde özellikle aldığımız tedbirler bağlamında yapılan spekülasyonlar söz konusu. Hiç kimse ve aziz milletimiz kaygı içinde olmasın. Biz Türkiye'nin ne oldu bittilerle karşı karşıya bırakılmasına izin veririz ne de Türkiye'yi bir maceraya sürükleriz. Kim oldu bitti yapmaya kalkarsa geçmişte olduğu gibi cevabını veririz ama Türkiye'nin de bir maceraya girmesine izin vermeyiz. Etrafımızda bir ateş çemberi var, doğru, her türlü riskle karşı karşıyayız, doğru ama Allah aşkına bütün vatandaşlarımız ellerini vicdanlarına, kalplerine tutarak sorsun 4 yıldır hatta Irak savaşından bu yana 12 yıldır biz iktidardayken etrafımız ateş çemberindeydi ama bu ateş çemberi İstanbul, Diyarbakır, Trabzon, Artvin, Muğla'yı yakmamışsa Elhamdülillah oraya yaklaşmamışsa bunun arkasında AK Parti'nin erdemli, basiretli, dirayetli yönetimi vardır. Eğer ekonomi bu dönemde kalkınmaya devam etmişse, huzur devam etmişse, bu dönemde 2011'den bu yana bir referandum, iki genel seçim, bir mahalli seçim, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi tam bir demokratik usul ve üslup içinde gerçekleşmişse bunun arkasında AK Parti'nin demokratik, barışçıl siyaseti vardır. İşte bugün de biz Suriye'deki gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Dün Milli Güvenlik Kurulu'nda da ele aldık. Her türlü senaryoya hazırız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. En kötü olabilecek senaryoya da açığız, bunun gerçekleşmemesi için daha önce alınması gereken tedbirlere de hazırız. Türkiye bütün kurumlarıyla işleyen bir güvenlik yapılanmasına sahiptir. Türkiye bütün demokratik kurumlarıyla işleyen güçlü bir demokrasiye sahiptir."