Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, "Türkiye ülkelerindeki iç savaştan kaçan 2,2 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Türkiye'nin bu anlamdaki çabalarını takdir ediyorum. Bu, daha önce benzeri görülmemiş bir çabadır" dedi.

Piri, Taksim'deki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, ziyaretini, Türkiye ile ilgili hazırlayacağı rapor çalışması çerçevesinde gerçekleştirdiğini söyledi.

Bu kapsamda, Ankara, İzmir, Diyarbakır ve İstanbul'da hükümet yetkilileri, muhalefet partilerinin liderleri, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve gazetecilerle görüştüğünü aktaran Piri, görüşmelerde daha çok mülteci krizi, Kürt sorunu, basın ve fikir özgürlüğü ile hukukun üstünlüğü gibi konuları ele aldıklarını belirtti.

Türkiye'nin ülkelerindeki iç savaştan kaçan 2,2 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptığını anımsatan Piri, "Türkiye'nin bu anlamdaki çabalarını takdir ediyorum. Bu, daha önce benzeri görülmemiş bir çabadır. Bu krizin Avrupa Birliği (AB) ile yükün paylaşacak şekilde ele alınmasının tam zamanı. AB ve Türkiye'nin bu alandaki ortak planı çok önemlidir. Kaçakçılarla mücadeleyle ilgili adımlar atılmalı ve sıkı sınır kontrolleri yapılmalı. Mültecilerin güvenliklerini temin edebilecekleri ülkelere gitmeleri için belirli teşvikler ortaya konulmalıdır. Hem mültecilerin hem de mültecilere ev sahipliği yapan toplumların yapısal iyileştirme çalışmalarının yapılabilmesini 3 milyar avroluk mali destek mümkün kılacaktır" diye konuştu.

Kati Piri, Türkiye'deki Suriyeli çocukların kayıp bir nesil olmaması için okula gidebilmeleri ve ebeveynlerin Türkiye'de iş yaşamına serbest girebilmeleri için düzenlemelerin yapılması gerektiğini kaydetti.

Bütün bu çabalara rağmen savaştan kaçan insan akınının durdurulması için atılan adımlarda daha dikkati olunması gerektiğini vurgulayan Piri, şöyle konuştu:

"Bu nedenden dolayı AB de mülteciler için güvenli ve hukuki yollar ortaya koymalıdır. Aynı şekilde Türk halkı için vize serbestinin sağlanması bugünden yarına olabilecek bir durum değildir. Bazı nirengi noktasının yerine getirilmesi gerekir. Türk hükümeti tarafından yerine getirilmesi gereken pek çok çalışma var, bu kıstasın Ekim'de gerçekleşmesi için. Mülteci krizinin AB-Türkiye ilişkisinin yeniden ivme kazandırmasına 'maalesef' diyoruz. AB son 10 yıl içinde sürekli olarak hukukun üstünlüğü ve temel özgürlüklerle ilgili müzakere başlıklarının açılması için çağrıda bulunmuştur. Fakat bu ivmeden çok önemli bir şekilde faydalanılabilir. Hem samimi hem dürüst bir diyalogla bu iş olabilir."

AP Türkiye Raportörü Piri, Türkiye'de medya üzerinde baskı olduğunu savunarak, bu baskıların hem hukuki hem de ekonomik yollarla yapıldığını ileri sürdü.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasından kaygı duyduğunu aktaran Piri, "Bu sebeple Hürriyet, Zaman ve Cumhuriyet'i ziyaret ederek bu gazetelerde çalışan gazetecilere desteğimi göstermek istedim. Hükümet yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde de ifade özgürlüğü ve bağımsız medyanın, tam işlerliğini devam ettiren bir demokrasinin unsurları olduğunu ifade ettim" dedi.

"PKK'NIN ŞİDDETE GERİ DÖNMESİ KABUL EDİLEMEZ"

Diyarbakır ziyareti kapsamında sivil toplum temsilcileri ve Sur ilçesindeki terör saldırısında yaşamını yitiren Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin meslektaşlarıyla bir araya geldiğini dile getiren Piri, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Amacım Güneydoğu'daki mevcut durum hakkında görüşmeler yapmaktı. Aynı şekilde sokağa çıkma yasağının sürdüğü Sur'u ziyaret ettim. Buradaki pek çok vatandaş gibi ben de Türkiye'nin bu bölgesindeki gelişmelerden kaygılıyım. PKK'nın şiddete geri dönmesi kabul edilemez. Silahlar indirilmelidir. Şiddet hiçbir şekilde Kürt sorununa çözüm sağlayamaz. Aynı şekilde 22 belediye başkanının tutuklanması ve uzun süreli sokağa çıkma yasakları vatandaşlara çok ciddi bedeller ödetmektedir. Hükümetin barış sürecini yeniden başlatması için müzakere masasına dönmesini tavsiye ediyorum."

"TÜRKİYE VE AB'NİN BİRBİRİNE İHTİYACI VAR"

Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin yeniden canlandırılmasını istediğini dile getiren Piri, şunları kaydetti:

"Mülteci krizi, Suriye'deki savaş ve ekonomilerimizin birbirine olan bağımlılığı dikkate alındığında Türkiye ve AB'nin birbirine ihtiyacı var. Hatta bugüne kadarki ihtiyaçtan daha fazla olduğunu söylemeliyim. AB'ye aday olan Türkiye'nin de üyelikle ilgili belirlenmiş olan standartları yerine getirmesi gerekir. Katılım sürecinin hızlandırmasının tek yöntemi bu standartların yerine getirilmesidir. Yeni hükümetle bu önemli reformlar gerçekleştirilecektir. Bu reformlar temel haklar ve hukukun üstünlüğü alanlarındadır. Bu münasebetlerin yeni bir başlangıçla devreye alınması fırsatının kaçırılmasına izin vermemeliyiz. AB-Türkiye zirvesinde Kopenhag kriterleri çok da gündeme gelmedi. Ekonomik kıstas dikkati alındığında Türkiye çok ciddi ilerlemeler elde etti. Sadece son 15 yıl değil yakın yıllarda önemli ilerlemeler yaptı. Siyasi alanda önemli adımlar atıldı. Son yıllarda ise siyasi olarak bazı konularda durma, bazı konularda da gerilemeler var."

Piri, AB üyesi ülkeler arasında mülteci krizinin çözülmesi konusunda fikir birliğinin bulunmadığını ve AB'nin bu sorunu çözmek için Türkiye ile iş birliği yapması gerektiğini sözlerine ekledi.

Basın toplantısına AP Dış İlişkiler Komitesi Sekreteri Nereo Penalver Garcia da katıldı.