Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat Türkiye’den gelen suyu işletecek olan şirketi veya şirketleri denetleyecek ve ülkemizdeki tüm su kaynaklarımızı yönetecek özerk bir su kurumu öngördüklerini söyledi.

Talat, Dikmen köyüne düzenlediği ziyarette gündemdeki konulara değindi. CTP’den yapılan açıklamaya göre, Mehmet Ali Talat, su konusunun Ankara’da atılan imzalarla birlikte çözüme kavuştuğunu belirtti.

Su konusunun ilk safhasının artık çözüme kavuştuğunu ve bundan sonra atılması gereken başka adımlar olduğunu ifade eden Talat, yatırımların projelendirilmesi, şartnamenin hazırlanması ve ihalenin açılması gerektiğini söyledi.

“SU, BELEDİYELERİN DEPOLARINA VERİLMEYE BAŞLANACAK”

Suyun artık Türkiye Devlet Su İşleri tarafından buradaki belediyelerin depolarına verilmeye başlanacağını kaydeden Talat, suyun yönetim ve denetiminin tamamen KKTC’de olacağını belirtti.

Suyun sadece işletme kısmının “yap-işlet-devret” modeliyle “kamu-özel” işbirliğinde olacağına dikkat çeken Talat, bu şirketi veya şirketleri denetleyecek ve gözetimini yapacak özerk bir su kurumu oluşturmak istediklerini de vurguladı.

“YEREL KAYNAKLARIMIZI ZENGİNLEŞTİRMEK İSTİYORUZ”

Türkiye’den gelen suyu kullanmak isteyen belediyelerin bu sistemin içine girip girmemelerinin tamamen kendi tercihleri olduğuna işaret eden Talat, “Bu suyu kullanmak isteyen belediyeler ya bu sistemin içine girecek, ya da kendi altyapılarını tamamlayıp, suyu daha uygun fiyattan satın alacaklar” dedi.

Talat, bu seçeneklerin dışında kalıp, suyu kullanmak istemeyen belediyelerin de yerel kaynaklarla devam edeceklerini ifade etti.

Türkiye’den suyun gelmesiyle birlikte artık yerel kaynakları zenginleştirme çabasına girişeceklerinin altını çizen Talat, yerel kaynakları daha az kullanacaklarını belirtti. Güzelyurt’ta bulunan su kuyularının artık kapanma zamanının geldiğini ifade eden Talat, Beşparmak aküferinden alınan su miktarını da ya tamamen durduracaklarını ya da azaltacaklarını söyledi.

1457099027.jpg

“35 MİLYON METREKÜP İÇME SUYU”

TC’den gelen suyun yaklaşık 35 milyon metreküpünün içme ve kullanma suyu olarak tüketileceğine dikkat çeken Talat, geri kalan miktarın ise arıtılmadan tarımda kullanılacağını belirtti.

Talat, “Özerk bir su kurumu öngörüyoruz. Partizanlıktan uzak, su kaynaklarımızın gerçekten zenginleştirilmesini gözeten ve Türkiye'den gelen suyu işletecek olan şirket veya şirketleri gözetim altında tutacak bir kurum arzu ediyoruz” dedi.

“SEÇİMLER SÜRECİ YAVAŞLATTI”

Kıbrıs sorununda yürütülen müzakereler hakkında da açıklamalarda bulunan CTP Genel Başkanı Talat, müzakerelerde iyi bir ivme yakalandığını, ancak Rum tarafında Mayıs ayında seçimler olduğundan dolayı sürecin yavaşladığını söyledi.

Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle amaçlarının 2016 yılı başında çözüm olduğunu ancak güneyde seçim kampanyalarının çok erken başlamasından dolayı bu durumun gerçekleşmediğini belirten Talat, nitekim DİSİ Genel Başkanı Averof Neofitou’nun da çözümün Mayıs ayından sonra gerçekleşebileceğini söylemeye başladığını açıkladı.

2010 yılının başlarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden Demopulos kararının çıktığını ve bunun ardından sürecin çok hızlı bir şekilde ilerleyip mülkiyet sorununun aşılmasını beklediklerini anlatan Talat, Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte sürecin tıkandığını ve çok büyük bir fırsatın da kaçırılmış olduğunu hatırlattı.

“SÜRECİN HIZLI İLERLEMESİNİ UMUYORUZ”

Mülkiyet konusunda beklentilerinin, sürecin oldukça hızlı bir şekilde ilerlemesi olduğunun altını çizen Talat, Demopulos kararının ardından hem mal sahibinin, hem de bugünkü kullanıcının haklarının kriterler çerçevesinde değerlendirileceğini ve bir mülkün kime ait olacağının belirleneceğini söyledi.

Müzakerelerde garantiler konusunun en sona bırakıldığını dile getiren Mehmet Ali Talat, bu konunun uluslararası bir konferansla çözüme kavuşacağını vurguladı. Talat, Mayıs ayına kadar mülkiyet başlığının çözülmesini umduklarını ifade etti.

1457099028.jpg