Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Zorlu Töre, konuk olduğu Günaydın Ada programında ülke gündeminde öne çıkan gelişmeleri değerlendirdi. Su yönetimi konusunda CTP Parti Meclisi’nden çıkan kararı yorumlayan Töre, bu kararın önce UBP ile görüşülmesinin daha doğru olacağına inandığını söyledi. Ufukta bir hükümet krizi öngördüğünü belirten Töre, Ocak ayına dikkat çekti. 

“UBP’YLE KONUŞULMALIYDI” 

Töre, “Cumhuriyetçi Türk Partisi hükümeti veya genel başkanı öncelikle Ulusal Birlik Partisi ile bu konuyu değerlendirmesi gerekirdi. Eğer hükümet bir koalisyonsa, koalisyon ortağıyla oturup bu konuları değerlendirmesi gerekirdi. Halbuki Sayın Mehmet Ali Talat ve şu anda hükümetin başkanı olan Sayın Ömer Kalyoncu daha önce Ulusal Birlik Partisi ile bir değerlendirme yapmadan Anavatan Türkiye’ye ve ordaki hükümete kendilerinin görüşlerini ilettiler ama bu kendi görüşleri hükümetin görüşüymüş gibi aktarıldı. Bu kamuoyunda basında da öyle çıkmıştı. Bunlar doğru yaklaşımlar değildi. Koalisyon yapma adabına uygun davranış biçimleri değildi.” 

CTP’den yapılan açıklamada bu kararın hükümet kararıymış gibi bir havayla duyurulduğunu belirten Töre, bu duruma tepki gösterdi: “Cumhuriyetçi Türk Partisinin de almış olduğu karar sanki hükümetin sonunu getirecekmiş gibi bir davranış biçimidir. Çünkü hükümet ortağıyla bir istişare yapmış değillerdir. Ciddi bir istişare yaptıklarına inanmıyorum. Sayın genel başkanımızla Sayın Talat bu bütçe görüşmeleri çerçevesinde bir araya gelmişlerdi. Bu partinin hükümet organlarında ya da partinin kendi içerisinde değerlendirilmiş bir konu değildir. Tüm bu gelişmeler ışığında ufukta bir hükümet krizi öngördüğünü belirten Töre, Ocak ayına dikkat çekti. 

“OCAK’TA BOZULABİLİR” 

“Dilerim bir uzlaşı noktası bulunsun. Eğer bu uzlaşı noktası bulunmaz CTP benim görüşlerim bunlardır, hükümet ortağım da beni hiç ilgilendirmiyor, hükümet etme sorumluluğu da beni hiç ilgilendirmiyor şeklindeki yaklaşımı sürerse Ocak ayında bir kriz olacağı aşikardır. Bu şekilde devam ederse hükümet bozulabilir. “ 

“İKİ TARAFTAN GELEN AÇIKLAMALARA İNANMIYORUM” 

Müzakere sürecinde yaşanılan gelişmeler, taraflardan gelen farklı açıklamalarla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Töre, bir milletvekili olarak Cumhurbaşkanına da Rum tarafından gelen açıklamalara da inanmadığını belirtti: “Ben ne Cumhurbaşkanımıza inanıyorum ne de Rum Basınının söylediklerine. Ben Cumhurbaşkanı’nın söylediklerini ve Akıncı’nın ne yapmak istediklerini aşağı yukarı biliyorum. Kıbrıs Konusunda düz bir çizgi olacağını ifade ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konusundaki bakış açısını da biliyorum. “ 

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Rum liderle bire bir sohbetlerinde toprak ve harita konularını konuşmuş olacağı iddiasında da bulunan Töre, müzakereci Özdil Nami’yi de tavizkar bir tutum sergilemekle suçladı: “Güzelyurt’un ihalesinde bir sorun var mıdır diye kendisine bir soru sordular. O da ‘hayır, herhangi bir sorun yoktur’ dedi. 

Çünkü ben eminim Sayın Anasdiadis Sayın Akıncı ile bunları masada zivaniya içerken veya başka bir ortamda, veya kahve içerken bunları konuşmuşlardır. Özdil Nami de Mavro yannis ile bu konuları konuşmuştur. Zaten Özdil Nami benim gözümde ciddi bir şekilde tavizkar tutumlu olan birisidir. 

“BÜYÜK BİR HAYAL” 

Birleşik Kıbrıs’ın büyük bir hayal olduğunu da söyleyen Töre, Türk ordusunun adadan çıkacağı bir günü görmeme temennisinde de bulundu: “Allah bana o günü zaten göstermesin diye söylüyorum. Türk ordusunun adadan çekildiğini, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sonlandırıldığını Allah bana göstermesin. İnsanın Allah’a bir can borcu vardır, dolayısıyla öyle bir şeyi görmek istemiyorum. “ 

Son olarak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın aracının plakasını değiştirmesiyle ilgili yorumda da bulunan Töre, bu hamleyi kınadı. Bu durumun devlete inançsızlığın bir göstergesi olduğunu savunan Töre, düşüncelerini şu sözlerle ifade etti: 

“DOĞRU DEĞİLDİ” 

“Ne gibi bir sıkıntı yarattı bu yazı Cumhurbaşkanlığı arabasının forsunda da onu çıkarıp oraya amblem koydu? Sadece içinde zeytin dalı ve Kıbrıs haritası bulunan bir amblemi koydu ve bıraktı. O amblem zaten vardı. Niye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başkanı sıfatını çıkardı? Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Bazı sivil toplum örgütleri vardır ‘inadına barış istiyoruz’ diyorlar sanki adada barış yoktur. Bende geçen hafta konuşmamda söyledim; Kıbrıs’ta barış engellenemez. Çünkü Adada barış vardır. Türkiye ve Türk ordusu adada olduğu müddetçe Adada barış vardır. Bir anlaşma olsun mu? Olsun. Ama Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti orta yerden kaldırılacaksa, halkımız yeniden göçmen olacaksa, Türkiye’yi adadan çıkaracaksa öyle bir anlaşmayı biz kabul etmeyiz.” Dedi.