Başbakan Binali Yıldırım, Kırşehir'deki referandum mitinginde konuştu.

Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şu şekildeydi:

'DEMOKRASİ ÖNÜNE SET ÇEKİLEMEZ'

"Mitinglerin iptal edilmesi demokrasiye ve özgürlüklere karşı alınmış çok talihsiz bir karar, Alman makamları bu tutumlarını gözden geçirmeli. Terör örgütlerinin temsilcilerine izinler vereceksiniz, ay yıldızlı bayrağı dalgalandıranlara, memleket sevdalılarına yasak koyacaksınız. Bu kabul edilemez, demokrasi önüne set çekilemez. Demokrasi, gürül gürül akan bir nehirdir. Almanya'daki vatandaşlarımızın bu tutum karşısında "Evet" oylarıyla daha da coşup yedi düvele demokrasi dersini verecektir. Biz buna yürekten inanıyoruz."

'FETÖ VE PKK, 'HAYIR' ÇIKMASI İÇİN ÇALIŞIYOR'

"Biz 15 Temmuz'u milletçe yaşamış bir ülkeyiz. O dönemde de demokrasiyi, özgürlükleri ağzından düşürmeyen ülkelerin bazıları nasıl sus pus oldular hep beraber şahit olduk. Ama bu millet, bu aziz millet çıktığı yoldan asla dönmedi. Dönmez. O gece, FETÖ terör örgütü karşısında topyekun bir millet vardı. İkinci Kurtuluş Savaşı'nı milletle kazandık. Sevgili gençler, sizin geceleceğini karartmaya çalışan, 248 şehidimizin olduğu o karanlık gecenin sorumlusu olan FETÖ, gelecek, hesabını verecek. Yine bugün, şartlar ne olursa olsun. Bu kutlu yürüyüş devam edecek. FETÖ, Pensilvanya'da 'Hayır' çıkması için elinden gelen her şeyi yapıyor. PKK terör örgütü, onlar da 'Hayır' çıkması için gece gündüz çalışıyor. Kandil'de bir panik var. Bir endişe var. Ne diyorlar biliyor musunuz? PKK'nın ele başları, 'Evet çıkarsa biz yandık, biz biteriz' diyorlar. Evet çıkacak, siz de biteceksiniz. Başka yolu yok. Bu aziz millet, ülkesini, bayrağını, devletini, milletini seven bu gençler, demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması için ne gerekiyorsa yapacak. Güçlü ülke için, tek vatan için, tek bayrak için, tek evlet için var mısınız? Milletim bu terör gruplarının hiçbirine prim vermez. 16 Nisan'ı iple çekiyoruz, demokrasi için, diriliş için gün sayıyoruz. Vatandaş ne yapacağını bilir. Gençler, bazılarınız 2001 krizini hatırlamazsınız. O günlerde çift başlı yönetim yüzünden Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşadı."

'MİLLİYETÇİLER, ÜLKÜCÜLER 16 NİSAN'A HAZIR MIYIZ?'

2001'de cumhurbaşkanı, başbakan arasındaki tartışma yüzünden zaten pamuk ipliğine bağlı ekonomi yerle bir oldu. Hatırlayın o yaşta, sizden daha ileriki yaştakiler iyi hatırlar. Yazar kasalar, anayasa kitapçığı fırlatıldı, borsa çakıldı. Faizler bir günde yüzde 7 bin 500 arttı. Merkez Bankası'ndan bir anda 7 milyon dolar uçtu gitti. 23 banka kapandı, 50 milyar dolar Türkiye'nin kaynağı buhar oldu gitti. AK Parti geldi, bu vesayetçiler, bu kumpasçılar, geziciler ne yaptılar? Türkiye'yi karıştırmak istediler. Pabuç bıraktık mı? Milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan bunların önünde dimdik durdu mu? 17-25 Aralık'ta millete kurulan kumpasta yine Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları vardı. yine 15 Temmuz darbe girişimi, Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin kararlılığı ile sizlerin desteğiyle o gece halkın gücü, tankın gücünü yendi. Çok şükür bugün, artık gençler IMF'ye borcumuz yok. Gece gündüz çalıştık, millet efendi, biz hizmetkarız dedik. Bir daha, bu eski kötü günlere dönmemek için bir anayasa değişikliği kararı aldık. MHP ile beraber bu kararı aldık. Sayın Bahçeli, "Önce memleketim ve milletim, sonra partim" dedi ve bu yolculuğa beraber çıktık. Ben inanıyorum ki Kırşehir'in ülkücü ve milliyetçileri bu referandumda kendilerine yakışanı yapacaklar. Terör örgütlerine hak ettikleri cevabı Kırşehir'den verecek. Milliyetçiler, ülkücüler hazır mıyız? Bölücüler, teröristler bir kez daha 16 Nisan'da derslerini alacaklar."

'DEĞİŞİKLİKLER GENÇLER İÇİN'

"Bu değişikliği niye yapıyoruz? Gençler, bu değişikliği sizin için yapıyoruz. 18 yaşında siyasete girmenin yolunu açıyoruz. CHP ne diyor? "Efendim biz varken gençlerin ne işi var" diyor. Olmaz gençler, 15 Temmuz'da en önde siz vardınız. Onun için siyaset sizin hakkınız. Onun için milletvekili olma yaşını 18'e indirdik. Hayırlı uğurlu olsun. Onlar kendilerine rakip geleceklerini biliyorlar, onun için karşı çıkıyorlar. Sizin bu ülke yönetiminde, bu ülkenin geleceğinde söz sahibi olmanızda rıza göstermeyenlere siz de cevabınızı hazırlayın."

'ASIL PROBLEM, CHP'NİN KAFASINDA'

"Bunlar diyor ki "Siyasette gençler olmasın". Ya gençlerin önünü açın, söz hakları olsun. Öyle değil mi gençler? Bir değişiklik de şu, şimdi bakın gençler. Sevgili kardeşlerim. Türkiye'de Cumhuriyet 1923'te kuruldu değil mi? İstiklal savaşımızı yaptık, cumhuriyeti kurduk. "Rejim değişiyor" diyor bunlar. Bakın Kırşehir Meydanı'ndan sesleniyorum. Türkiye'de rejim sorunu yok, değişime direnen bir ana muhalefet sorunu var. Türkiye'nin rejimi 1923'te, cumhuriyetin ilanıyla kuruldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Cumhuriyeti kurdu. Bu ülkenin bağımsızlığı için, bu ülkenin geleceği için bedel ödediler ve biz rahatça yaşıyoruz. Şimdi asıl problem CHP'nin kafasında. Şöyle, başörtüsü problemi olduğu zaman kızlarımız okullara gidemediği zaman, o yasağı niçin aldırdılar biliyor musunuz? Rejim değişecek diye. Şimdi başörtüsü yasağı bitti, her şey serbest. Kimseye bir zararı oldu mu? Millet bunları tanısın. Bunlar milleti korkularla bugünlere getirdiler.

'KOALİSYONLAR, ZAYIF HÜKÜMETLER DARBELERE ZEMİN OLUŞTURDU'

"Burada bir konuya daha açıklık getirelim. Bu anayasa değişikliği istikrar getiriyor, güçlü hükümetler getiriyor. Bugün 2017. 94 yıl geçti. 94 yıl içinde Türkiye'de kaç hükümet kurulmuş? 65. Yani her hükümet için 17 ay, bir buçuk yıl bile değil. 17 ayda bir hükümet ne yapabilir? Ancak tebrikleri kabul eder, bürokratlardan brifing alır. Bir de bakar ki zaman dolmuş, vedalaşmaya başlar. Hizmet nerede? Hizmet başka bahara. ABD kurulduğundan beri 228 sene geçmiş. Şu an ABD'de 45. başkan seçildi. Biz de ise 25 günlük hükümetler oldu. 70-80 arasında tam 13 tane hükümet kuruldu. 90-2000 arasında yine aynı. Kim kaybetti, Türkiye kaybetti. Eğer bu çift başlılık olmasaydı bugün 65. hükümet 2083 yılında kurulabilecekti. Ama maalesef koalisyonlar, zayıf hükümetler nedeniyle iktidarlar kısa süreli oldu. Hizmet üretemedi ve darbelerin oluşması için bir altyapı teşkil oldu."

'HÜKÜMETİ DOĞRUDAN SİZ KURACAKSINIZ'

Artık hükümeti doğrudan sandıkta siz kuracaksınız. İki tane sandık gelecek önünüze. Cumhurbaşkanını seçeceksiniz birinde. Ve onun kuracağı hükümete karar vereceksiniz. Diğerinde de milletvekillerini seçeceksiniz. Şimdi seçtiğiniz gibi. Şimdi sadece milletvekili seçiyorsunuz, kim başbakan olacak bilmiyorsunuz. Ankara'da bir bakıyorsunuz sizin seçtiğiniz değil, bir başka kişi seçilmiş. Artık güven oyunu sandıkta siz veriyorsunuz, hükümeti o seçiyor. İki sandık arasında seçtiğiniz cumhurbaşkanı, sizlerin beklediği bu hizmetleri yapıyor. Beğeniyorsunuz, bir daha seçiyorsunuz. Ama üçüncü kere seçilmesi söz konusu değil. Bu ne demektir? İstikrar, daha fazla iş, gençlere imkan ve gelecek…"

'TEK ADAM OLACAK, PATRON DA MİLLET OLACAK'

"Bir de diyorlar ki 'Bu anayasa değişikliği Erdoğan için yapılıyor'. Ben de diyorum ki bu değişiklik Erdoğan için değil, her doğan içindir. Bu değişiklikle gelecek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hemen 16 Nisan'da başlamayacak. 2019'da başlayacak. Bu süre içinde hazırlıklar yapılacak, önümüzde yapılacak seçimlerde her şey hazır hale gelecek. Yeni sisteme göre cumhurbaşkanını seçeceğiz. Bunların hukuktan haberi yok. Anayasa değişikliğini bile okumamışlar. Bunlar kendi başarısızlıklarına, demokrasimizin zayıflığına ve geçmiş dönemlerin, koalisyonların getirdiği sorunların arkasına sığınarak hayır kampanyası yapıyorlar. Milleti artık bu hikayelere karnı yok. Biz, milletin önünü tıkayan bu engelleri kaldırıyoruz. Tek başına güçlü iktidar çıkaran bir sisteme geçiyoruz. Vekil iktidarından millet iktidarına geçiyoruz. Biz vatandaş ne diyorsa onu yapıyoruz. Şimdi, Yenice Mahallesinde bir muhtar var değil mi. Kılıçdaroğlu diyor ki, 'bir muhtar yetmez, iki muhtar daha seçelim'. Biri bir şey diyecek, diğeri başka bir şey, işler ortada kalacak. Yok öyle iş. Tek adam olacak, patron da millet olacak."