Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, 2015 yılında ekonominin yeniden yükselişe geçeceği yönündeki inancını dile getirdi.

Politis gazetesine göre Rum Haber Ajansı’na (KİPE) konuşan ve diğer konuların yanı sıra ekonomiyle ilgili soruları yanıtlayan Anastasiadis, Hükümet’in, kalkınma sağlamaya, yeni çalışma alanları yaratmaya ve krizle mücadele etmeye yardımcı olacak bir politikayı desteklediğini belirtti.

Yatırım yapılması için devletin yaratacağı güvene ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Anastasiadis, kreditörlerin olumlu yorumlarına, kredi derecelendirme kuruluşlarının not yükseltmelerine ve krizden birbuçuk yıl sonra başarıyla piyasalara çıktıklarına işaret ederek, geçen iki yılda devletin güvenilirliğinde iyileşme olduğunu vurguladı.

Bankaların yeniden sermayelendirilmesi, “stres test”ten başarıyla geçmelerinin bankacılık sistemine de güveni sağladığını söyleyen Anastasiadis, beklenen yeniden yükselişin gerek yerli, gerekse yabancı yatırımcıları cesaretlendirecek önemli faktörlerde güvenilirliğin sağlanmasının ardından geleceğini belirtti.

Anastasiadis, ekonominin, içinde bulunduğumuz yıl içerisinde yeninden yükselişe geçmesinin gerçek olacağı bir aşamada bulundukları yönünde tam bir inanca sahip olduğunu ifade etti.

HARAVGİ’DEN ANASTASİADİS’E ELEŞTİRİ: “YA DURUMU BİLMİYOR YA DA GÜZELLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR”

Öte yandan Haravgi gazetesi “Başkan Durumu Güzelleştiriliyor ya da Bilmiyor” başlığıyla verdiği haberinde, Anastasiadis’in Rum ekonomisiyle ilgili açıklamalarının mekan ve zaman dışında olduğunu savundu.

Gazete ekonominin 2015 yılında yeniden yükselişe geçeceği sözlerinin gerçeklerle bağdaşmadığını iddia etti.

Anastasiadis’in ipotekli malların açık artırmayla satılması yasasını destekler sözlerde sarf ettiğine de değinen gazete, yaptığı açıklamaların Anastasiadis’in gerçekleri mi bilmediği yoksa yasanın geçmesi için durumu güzelleştirmeye mi çalıştığı konusunda soru işaretleri doğurduğunu belirtti.

Gazete Anastasiadis’in açıklamalarının istatistik dairesinin verileriyle de uyuşmadığını, zira ekonomide kalkınma olması yerine, durgunluğun derinleşmesiyle geriye doğru gidildiğini savundu.