Deniz Abidin

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner,çalışma hayatındaki sıkıntıları Yeni Bakış'a değerlendirdi. Saner, ülkede ara eleman bulma konusunda sıkıntı yaşandığına dikkat çekerek, bunun neticesi sonucu ülkeye sürekli yabancı iş gücü getirildiğini söyledi. Saner, ülkedeki işsiz sayısının yapılan en son ankete göre 9 bin 500 civarında olduğunu belirterek, ülkedeki yıllık nüfus artışı da eklendiği zaman işsiz sayısının  12 bin 500 civarında olduğunu söyledi. Saner, dünya ortalamasına bakıldığında 300 bin nüfusu olan ülkede yaklaşık 13 bin işsizin yüzde 5'e bile tekabül etmediğini, işsizlik oranının yüzde 8'in üzerinde olması durumunda ciddi sıkıntı olduğunun ifade edildiğini kaydetti. Saner, ülkedeki genç işsizlere bakıldığı zaman,  toplam nüfusun yüzde 9,87'sine denk geldiğini , bunun da ciddi anlamda  yüksek olduğunu belirtti.

"Eğitimde yönlendirme olmalı"

Saner, gençlerin işsiz kalmaması için eğitim politikasının yönlendirilmesinin büyük önem taşıdığını belirterek, ara eleman açığının giderilerek yatırımlara yönelmesi gerektiğini söyledi. Saner, iş sahalarının artırılmasıyla refahın da artacağını kaydetti. İş sahalarının artırılması için her türlü yatırıma açık olunması gerektiğini ifade eden Saner, ülkeye gelecek olan yatırımcıların piyasayı rahatlatacağının bilinmesi gerektiğini söyledi.

"Araç imal fabrikası yapılabilir"

Saner şunları söyledi, "Dünyada ekonomik kriz hat safhadayken yatırımcının KKTC'ye de bir yatırım yapalım diyerek bizi seçeceğini ben düşünmüyorum. Burayı bir cazibe merkezi haline getirmemiz lazım. Ağır bir sanayiyi ben Kıbrıs'ta düşünemem. Çünkü bu bizim işimiz değil. Fakat hafif sanayi açısından, özellikle de Türkiye'den  sudan sonra elektriğin de yakında gelecek olması yatırımcıyı tetikleyecektir. Hafif sanayi ile bir araç imal fabrikası yapılması bugün için önemlidir. Kıbrıs'ın jeopolitik durumuna bakıldığında Ortadoğu’nun merkezinde, her tarafa çok kolay ulaşılabilen bir merkezdir. Örneğin,  bilişimle, oturduğunuz yerden dünyaya fikir projesi satabilirsiniz. Bugün Mc Donald's, ABD'de bir yerden diğer yere siparişi Hindistan yönlendiriyorsa, bizim ülkemizde de aradığınız bir firmadan yemek siparişi verdiğinizde İstanbul'dan hizmet alıyorsak, bu ucuz iş gücüdür. Bizde nitelikli ve nicelikli genç nüfusta bunları ön plana çıkararak çok rahat bu ülkede ekonomimizi rahatlatabiliriz. Bunları yapacak olan devlet olmamalıdır. Özel sektör için yatırım iklimini ülkede yaratmamız gerekir. Biz bu ülkeye yatırımcı gelsin diye yurt dışında birçok işadamını ikna etmek için uğraşırken, ülkeye gelen bu kişiler bir süre sonra nasıl gideceğini düşünüyor"

"Çok büyük bürokratik engeller var"

Saner, yatırımcıların önüne çok büyük bürokratik engeller konulduğuna dikkat çekerek, "bu bürokrasi altında kimse iş yapmak istemez"diye konuştu. Saner, mutlaka yatırımcının önünün açılması gerektiğine dikkat çekerek, bugün ülkede yurt dışından  gelen 37 bin işçi olduğunu belirtti. "Bizim toplam işsiz oranımıza bakıldığında  şu an işsiz durumdaki 12 bin 500 kişi bu yerleri doldurabilir, hatta daha da 25 bin işçi açığımız  olur"diyen Saner, devlet olarak çok dikkatli olunması ve ara eleman yetişmesi konusunda çalışma yapılması gerektiğine  vurgu yaptı. Saner, "Ara eleman yetiştirme konusunda bakanlık olarak  ciddi çalışmalarımız vardır"dedi.

"İnşaatlardaki iş kazaları dört kat daha fazla"

Saner, açıklamalarındaülkedeki iş kazalarına dikkat çekerek, iş kazasının bugün her alanda yaşanmasının mümkün olduğunu söyledi. Saner, inşaatlarda yaşanan iş kazalarının oranının diğer sektörlere göre dört kat daha fazla olduğunu belirtti. Saner, inşaatlardaki önlemlerin artırılması gerektiğini söyledi. Saner, iş güvenliğiyle ilgili tüzük çalışmasının başladığını, bakanlık müsteşarının sivil toplum örgütleriyle görüşme yaptığını kaydetti. Saner, sorgulanması gerekenin herşeyden önce inşaatların yapı denetiminin yapılması olduğunu belirterek, yapı denetiminin ülkede olmadığını söyledi.

"Beni asla böyle bir fotoğraf karesinde göremeyeceksiniz"

Saner şöyle devam etti, "Alfabenin A'sı yok, B'si yok, biz X ve Z'yi konuşuyoruz. Denetimlerden sonra müteahit, daha sonra taşeron, sonrasında da işçilerin güvenliğinin alınması gerekiyor. Bu ülkede birim fiyat belirleyen kurum vardır. Biri inşaat dairesidir, bir diğeri de mimar mühendisler odasıdır. İkisinin de fiyatları yakındır. 150 bin lira olan bir inşaatın bedeli ihaleye girildiği zaman 90 bin liraya ihale ediliyor. Bir inşaatın yüzde 60'ı malzemedir, yüzde 40'ı işçiliktir. Verdiğim örneğe bakacak olursanız, ihalede 90 bin olan inşaatın bedelinin toplamı malzemedir. Bunu bizim merkezi ihale komisyonu dahil olmak üzere ihale ediyor. Malzeme fiyatına dahil olan bir işte iş sağlığı ve güvenliğinden bahsediliyor. Arada fark olarak görülen bütün herşey güvenliklerin sağlanması için bu işçilerin sosyal sigorta ihtiyat sandıklarının ödenmesi için harcanması gereken rakamlardır. Bunların hiçbiri harcanmıyor, ancak ilgili bakanı görürsünüz iş sahasında bareti başında iş sağlığı ve güvenliği konusunda fotoğraf çektiriyor. Benim de asıl mesleğim mimardır. Ancak beni asla böyle bir fotoğraf karesinde göremeyeceksiniz"

"Popülizim yapmak çok kolaydır"

Bakan Saner, "Ben alfabenin A'sının, B'sinin yerine oturması için uğraşıyorum" diyerek, sektörün desteklenmesi için belli başlı sistemlerin yerine oturması gerektiğini kaydetti. Saner, popülizimin çok kolay olduğunu ifade ederek, kendisinin bunu yapmak yerine bazı sistemleri yerine oturtmak için uğraştığını söyledi.

"Çalışma ve Muhaceret Affı Meclis'te"

Son günlerde eleştirilere maruz kalan hükümetin icraatlarının yargıya taşınması ve bunlardan biri olan çalışma ve muhaceret affı ile ilgili ise Bakan Saner, çalışma ve muhaceret affı konusunda politikanın uygulanmakta olduğunu ve Meclis'e sevkedildiğini söyledi. Saner, "Biz burada çok samimiydik. Söylenen şu ki biz bu kararı Meclis kapalıyken aldık. CTP sadece muhalefet yapıyor. Biz daha geçen gün 2015 yılının mazot desteğini ödedik. Ülke iki yıldır kan ağlıyor. Biz müteahitin ve çiftçinin ödemesini yaptık"

"Pozitif etki rakiplerimizi rahatsız ediyor"

Piyasada ciddi bir pozitif etki oluştu. Bu pozitif etki  rakiplerimizi rahatsız ediyor. Kimse dört dörtlük değil, bizde değiliz. En azından en iyiyi yapmak için çalışıyoruz. Bizim işimiz mahkemeler değil. Yargı, yürütme ve yasamayı bir birine karıştırırsak ileride hiçbirimizin beğenmediği sonuçlar ortaya çıkar. Yargı, biz Meclis'te ne yasa yaparsak Anayasa'ya göre karar verir. Benim yargının verdiği karara itirazım yoktur. Yargı uygun görmüştür, ara emri almıştır"

"Sabretseler, konuşacaktık"    

Saner, hükümetin kanun gücünde kararname çıkarttığını belirterek,  bunun 90 gün içinde yasallaşması gerektiğini söyledi. Saner, kanun gücünde kararnamenin Meclis'in gündeminde yer aldığını ifade ederek, bunun Meclis'in orjinal tutanağında yer aldığını kaydetti. Saner, "Bu tarih 3 Ekim'dir. Ara emri ise 29 Eylül. Davayı açan bu arkadaşlar üç gün daha sabretseler bunu Meclis'te dilediğimiz kadar konuşabilirdik" dedi.

"CTP iktidarda başka, muhalefette başka"

Saner, çıkan kanun gücünde kararnamelerin ekonomik olmadığının belirtiyorlar," size göre ekonomik olmayabilir, Tufan Erhürman 112.'nci maddeye göre mahkemeye taşıdığını söylüyor. Peki ben şunu sormak isterim. Sayın Erhürman'ın 2005 yılında geçirdiği aynı madde hangi ekonomiye uyuyor? CTP'nin o yıl geçirdiği aynı konuyla ilgili olan kanun gücünde kararname hangi akla uyar?" diye sordu.

"Burada amaç üzüm mü yemek, yoksa bağcıyı mı dövmektir?diyen Saner, CTP'nin 2005 yılında aynı mantıkla kanun gücünde kararname çıkarttıklarını, hatta yasallaştırmadıklarını söyledi. Saner, CTP'nin iktidarda başka, muhalefette başka davrandığını belirterek, "takke düşer ve keliniz görünür, toplumda zaten bu yaptıkları destek görmedi, biz ifade etmeye başladıkça da artık güvenilirliklerini de yitirmeye başladılar"diye konuştu.

"Okusalar anlarlardı"

Saner, çalışma ve muhaceret affı bilgilendirme klavuzunun bakanlığın web sayfasında yer aldığını belirterek, muhalefetin bunu okumadığını, okunmuş olsa 3.'ncü maddede anlatılmak isteneni anlayacaklarını söyledi. Saner, "Biz burada ne demek istedik, biz bir kişiyi yurt dışına göndermişsek, üç ay içinde müracaat etmesi durumunda, işiçileri bakanlığı tarafından kendisine  bir belge gönderilecek, bizim de 90 gün yasallaşma süremiz var, iadeli taahütlü belge gelmesi durumunda ise tekrardan 90 gün daha zaman olacak. Biz bunu yasallaştırmazsak nasıl bu 3.'ncü madde kullanılacaktı?" diye sordu.

"Aynı koşullarda kanun gücünde kararname yaptılar"

Saner, amacın tamamen UBP'nin el attığı konuları baltalamak olduğunu söyleyerek, CTP'nin aynı koşullarda 2005 yılında ziyaretçi izniyle ilgili kanun gücünde kararname yaptığını, ancak UBP'nin yaptığını eleştirdiğini kaydetti. Saner, CTP'yi tamamen samimiyetsiz bulduğunu belirtertti. CTP'yi halka doğru bilgi vermemekle eleştiren Saner, tüm bunlar Meclis'te konuşulacağını söyledi.

"Bizde bu denge maalesef ters döndü"

Bakan Saner, özel sektörün sendikalaşması konusunda ise, sendikaların esas görevinin kendi üyelerinin haklarını korumakla birlikte çalıştıkları yerde en az asgari hizmeti verip vermediklerini denetlemek olduğunu kaydetti. "Bizde bu denge maalesef ters dönmüştür"diyen Saner, özellikle de devlette bu dengenin alt üst olduğunu söyledi. Saner, sendikaların görevinin sadece çalışanların haklarını korumakla geçtiğine dikkat çekerek, özel sektörün bu gerekçelerle sendikal yaşama biraz farklı bir gözle baktığını söyledi. " Bu konuya Kazan kazan formülüyle bakılması gerekir"diyen Saner, işçinin hakları korunurken, işverenin haklarının da korunmasının gerekli olduğunu dile getirdi.

"İşçinin grev hakkı, işverenin de lokavt hakkı var"

Saner, "Bugün iş yasasını Ersan Saner yaratmadı. İşçinin grev hakkı varken, işverenin de lokavt hakkı vardır. O nedenle dengeyi iyi kurmamız gerekir. Tek taraflı olarak denge düzelmediği sürece bu kısır tartışmalar içinde daha çok tartışmaya devam edeceğiz. Temel kuralları oturtmazsak sıkıntı devam edecektir. Bu ülkeye yatırımcı gelmek istemiyor, gelecekse de bu işlerle uğraşmak istemiyor, o zaman büyük yatırımcı neden sizin ülkenizi tercih etsin?"diye konuştu. Saner, "Sendikalar daha fazla istihdamı desteklemek adına çalışanların haklarını koruyarak asgari müştereklerde de işverenlerle anlaşıp yolumuza devam etmek zorundayız. Aksi takdirde bu ülkedeki kısır döngüyü yıllarca üzerimizden atamayız. Hiçbir şekilde de çalışma yaşamındaki mutluluğu sağlayamayız" dedi.

"Hep birlikte büyümek için hedef konulmalı"

Asgari Ücret konusunda ise Bakan Saner, "Benim asgari ücret bu ülkede dört dörtlüktür demem mümkün değil" diyerek, ülkenin koşullarının da gözönünde bulundurulması gerektiğini kaydetti. Saner, işveren tarafının tutumunun farklı, işçi tarafının tutumunun farklı olduğuna dikkat çekerek, hep birlikte büyümek için hedef konulmazsa aynı sıkıntıların devam edeceğine vurgu yaptı. Saner, "Türkiye'de bu rakamlar arttı, devlet süspansiye veriyor. Biz ise bu konuda ince eleyip sık dokuyoruz. Bu ülkede daha çok iş gücü, daha çok ekonomi, daha çok kazanç elde etmemiz gerekir. Bu konular çözülmediği sürece ciddi sıkıntılar yaşarız"diye konuştu.

"Kaynak bekliyoruz"

Madde bağımlılarına yönelik tedavi ve rehabilitasyon merkezinin hayata geçmesi için başlatttıkları girişimlere de değinen Bakan Saner, bina alınması için kaynak beklediklerini kaydetti. Saner, denetimli serbestlik yasası mecliste görüşülürken komite üyesi olduğunu hatırlatarak, toplantılarda 'konuşmak kolay,  icraatta hayata geçirmek gerekir' dediğini belirtti. Saner, Bakan olur olmaz Bakanlar Kurulu'nun ilk 20 önergesinin içinde bu konunun olduğunu söyleyerek, gerekli bakanlar kurulu kararının üretildiğini kaydetti. Bakan Saner, rakamların 2017 bütçesinde ellerine ulaşacağını anlatarak, Maliye Bakanı'nın bu konuda ciddi bir uğraş içinde olduğunu belirtti. Saner, "Artan ödeneklerden bunu karşılayabilir miyiz?Bunun için gerekeni yapacağız"diye konuştu. Saner, engelsiz yaşam evinin ise binasının yapımının hızlandığını kaydetti.