Kızılay'ın çadırları ve AHBAP konusu deprem felaketinin ardından gündemin en çok tartışılan konularından bir tanesi haline geldi. Peş peşe açıklamaların geldiği konuda, AHBAP Derneği Başkanı Haluk Levent'in sözleri de dikkat çekti. Son olarak canlı yayına bağlanan Haluk Levent yine gündem yaratacak açıklamalarda bulundu. Levent konuşmasında "Şerefim üzerine yemin ediyorum" ifadelerini kullandı. İşte detaylar...

Halk TV canlı yayınında, CHP grup başkanvekili Özgür Özel’in konuk olduğu İsmail Küçükkaya’nın programına bağlanan AHBAP Derneği Başkanı şarkıcı Haluk Levent dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Haluk Levent’in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

“Şu anda konteynerler yerleşiyor. Yarından itibaren konteynerlere vatandaşların geçişini sağlayacağız, bizim kurduğumuz konteynerlere.

Arkadaşlar aradı. Tabii değerli milletvekilimiz belki de bir konuda yanılmış olabilir diye bağlanmak istedim. Çünkü çok izleyiciniz var, ortada bir spekülasyon olmasın.

Kızılay çadırları konusunda daha önce belirtmiştim ama kaçıranlar olabilir. Kızılay çadırları sadece AHBAP’a satılmadı. Sevgili Murat Ağırel’in gazetede yazdığı gibi 3-4 kuruluşa satıldı. Sadece AHBAP değil. AHBAP bunu internetten gördü ve hemen aldı. Bu konuda biz doğru yaptığımızı düşünüyoruz.

Şöyle söyleyeyim; burada insanlar ölüyordu. Donuyordu, eksi 10 derecede insanlar ne yapacağını bilmez halde ağlıyorlardı. Cesetler… İnsanlar ölülerini dahi taşıyamıyorlardı. Zaten kepçe yok. Ben kepçe olmak istedim diye şiir yazmıştım hatta tweette. Kepçe yok. Çok eksik var. Evet devlet görevlileri gelmiş, AFAD gelmiş ama eksik çok. Yani yok, yetişemiyor kimse bir yere. Burada insanlara en başta ne lazım? Çadır lazım. Ben çadır bulun diyorum, kimse bulamıyor. Bazıları istismar edip çadırları stoklamış. Bazıları… Hiç yok. Şu anda bölgeye yavaş yavaş gelen çadırlar… Mesela dün Samandağ’a 2 tır indi, ondan önce Tarsus’a 2 tır, ondan önce Defne’ye 2 tır AHBAP çadırları indi. Bu çadırları ancak bugün geldi o gün söylediğimiz çadırlar.

Fakat Kızılay çadırlar hemen vardı. Yani ertesi gün halka ulaştırabilecektim. Benim o anda Kızılay’danmış, şundanmış, bundanmış deme lüksüm yok. Ben hemen alıp tırlara bindirip… Tır plakalarını dahi Twitter’da yayınladım. Hemen ertesi günü bin tanesini Adıyaman’a, bine yakınını da Hatay’a. Ben çadırkent de kurdum burada. Ve yan taraflara insanlara dağıttım, orada enkaz başında bekleyen insanlara dağıttım. Bu konuda ben Kızılay’dan iş birliği yaparak bir çadır almadım. Ben satış yaptığını öğrendim ve bunu sorgulama zamanım yok.”

Konuşmanın devamında İsmail Küçükkaya ise Haluk Levent’e “O nasıl oldu? Sen çadır ihtiyacı var, gördün, çadır almak istedin. Arkadaşların söylediler sana, Kızılay çadır satıyor mu dediler?” diye sordu. Haluk Levent, “Evet, her yerde görmüşler. Bakın internet sitelerinde… İnanamadık önce ama onu sorgulamak, aramak, bulmak, yazışmak, yok bize çadır vermeyin bölgeye gönderin diyebilir miyim, ben bir dernek başkanıyım” yanıtını verdi.

Küçükkaya “Peki, ne dedin arkadaşlara?” diye sorunca Levent “Hemen dedim. Eğer gerçekten onlar kışlık çadırsa, izolasyonlu çadırsa, yazlık çadır değilse, hemen dedim, buradaki insanlar donuyor, 3’e 5’e bakmayın. hemen alın dedim" şeklinde konuştu.

Levent, çadır bulduktan sonra TIR bulamadıklarını ifade ederek, "TIR'ları da ayarlamak için de birkaç saat harcadık. Sevgili arkadaşım Mahsun Kırmızıgül de Adıyaman'da AHBAP'ların yanındaydı oradan dağıtmaya başladık" dedi.

Yaklaşık 2 milyar TL'lik bir bağışa sahip olduklarını ifade eden AHBAP kurucusu şunları söyledi: "Ben şu anda depremlerden sonra kışlık izolasyonlu çadırların fiyatı 20 bin liradır. Biz de 19 bin 250 liraya aldık ama yine de 25 bin lira da olsa alırdım çünkü burada insanlar ölüyordu, donuyordu. Ben pazarlık yapmayadabilirdim. İnsanlar donuyor, ağlıyor, ölüyorken ben bekleyin kurumlar arası bir görüşme yapacağım diyebilir miyim? Kızılay çadır satmamalıydı bence ama satıyorsa da alırım ne yapabilirim?"


“ŞEREFİM ÜZERİNE YEMİN EDİYORUM, PARALARIN NEREYE GİTTİĞİ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE ORTADA OLACAK”
Özgür Özel ise Haluk Levent'e şu soruyu yöneltti: “Size yardım yapanlar başkasına güvenmediği için size yardım yapıyor bunun ağır bir sorumluluğu var. Biz sizden şunu isteriz ben normal bir vatandaş olarak, kendi belediyemizin bir kampanyası olmasa AFAD'a vereceğime size verecek kafada bir insanım. Size geçmişte bağış yapanlar, hangi kurumlara bu paranın aktarıldığını şeffaf olarak paylaşırsanız…”

Levent ise şu cevabı verdi: "Size şerefim üzerine yemin ediyorum bu paraların nerelere gittiği hiçbir kurumun olmadığı kadar şeffaf bir biçimde her yerde olacak. Üç yıl önce İzmir Belediyesi'ne deprem için sonrasında şehitlerimiz için yapılan Afrika'daki su kuyuları için Deniz Feneri'ne ama altını çiziyorum eski mide bulandıran Deniz Feneri'ne değil, yeni yönetime 200 bin TL verildi. Bu benim param değil, vatandaşın parası ve vatandaş da bu paranın şehitlerimiz için harcanmasını istediğini ifade ediyor. Şimdi biz dernek olarak bunları kasamızda tutamayız, bunları harcamak zorundayız. Dernekçiler bilir. Şartlı bağış varsa gittik yerine koyduk. Ama takip ettik. Vatandaşlara tapularını kendimiz verdi. Bizim parayla işimiz yok."