Erken seçim tartışmalarından ekonomi politikalarına, Güney Kıbrıs’taki gelişmelerden İsias Davası’na kadar birçok başlığı değerlendiren Atalay, “Ülkemizin artık kısır çekişmelere değil, istikrarlı ve kararlı bir yönetime ihtiyacı var” dedi.
“Siyaset toplumun merkezinde, gerginlik değil çözüm üretmek gerekiyor”
Programda, siyasetin toplum üzerindeki etkisine değinen Atalay, vatandaşın artık polemik değil, icraat beklediğini vurguladı ve "Siyaset bazen gergin bir alan gibi görünse de hepimizin hayatını doğrudan etkiliyor. Halk artık kim kazandı, kim kaybetti diye bakmıyor. ‘Kim çözüm üretecek?’ sorusunun cevabını arıyor.” dedi.
Atalay, toplumsal kutuplaşmanın ülkeye zarar verdiğini belirterek, siyasetçilerin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini söyledi.
“Erken seçim çözüm değil, sistemin kendisi değişmeli”
Son dönemde gündeme gelen erken seçim iddialarını değerlendiren Atalay, erken seçimin ülkenin sorunlarını çözmeyeceğini söyledi ve
"Vatandaşın erken seçim beklentisi yok. Seçim yaparsın, yine aynı tablo ortaya çıkar. Çünkü sistem değişmeden, zihniyet değişmeden hiçbir şey değişmez.”ifadelerini kullandı.
Atalay, esas hedefin güçlü bir yönetişim modeli kurmak olduğunu belirterek, “Halk istikrar istiyor, kriz değil. Ülke olarak enerjimizi seçim değil, reform süreçlerine harcamalıyız" dedi.
“Hükümet ortakları sorumluluk bilinciyle hareket ediyor”
Son günlerde UBP içinde yaşanan tartışmalarla ilgili soruyu da yanıtlayan Atalay, Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın seçilmesinin ardından kurulan yeni dengeyi değerledirerek şunları söyledi: “Elbette her partide farklı görüşler olur. Ama bunlar demokrasi içinde kalmalıdır. Hükümet ortakları, ülke menfaatini her şeyin üzerinde tutmalıdır. Sayın Başbakan Ünal Üstel’in de önceliği budur: istikrarı korumak.”
Atalay, hükümetin bugüne kadar pandemiden ekonomiye, kamu reformundan altyapıya kadar birçok alanda ciddi adımlar attığını söyledi.
“Ekonomide kalıcı çözümler için reform şart”
Ekonomik sıkıntılarla ilgili sorulara da yanıt veren Atalay, kısa vadeli pansumanlar yerine uzun vadeli yapısal çözümler gerektiğini vurguladı, "Ekonomi artık günü kurtarma politikalarıyla değil, planlı reformlarla yönetilmeli. Devlet üretimi desteklemeli, özel sektöre nefes aldırmalı. Sosyal yardımlar daha adil ve sürdürülebilir hale getirilmeli.” şeklinde konuştu.
Atalay, KKTC’nin Türkiye ile yürüttüğü ekonomik iş birliğinin de bu süreçte en büyük güvencesi olduğunu hatırlatarak, “Türkiye Cumhuriyeti ile yapılan mali protokoller ülkemiz için bir yol haritasıdır" dedi.
“Muhalefet yapıcı olmalı”
CTP ve diğer muhalefet partilerinin hükümete yönelik eleştirilerine de değinen Atalay, sert söylemlerin toplumu yorduğunu belirterek, “Muhalefet elbette eleştirecek ama yıkıcı değil, yapıcı olmalı. Sürekli olumsuzluk pompalamak halkta umutsuzluk yaratıyor. Bizim artık birbirimizi suçlamaktan ziyade ortak akılla hareket etmemiz gerekiyor.”diye konuştu.
“İsias Davası vicdanlarda derin bir yara”
Gündemdeki İsias Davası’yla ilgili olarak da konuşan Atalay, bu konunun siyaset üstü bir mesele olduğunu vurguladı:
"İsias Davası hepimizin yüreğinde derin bir yara. O çocuklar, o aileler hepimizin evladı. Bu davanın takipçisi olmak bir insanlık görevidir. Hükümet de bu konuda elinden gelen tüm diplomatik ve hukuki desteği veriyor.”Atalay, davanın yalnızca yargısal değil, toplumsal bir yüzleşme anlamı taşıdığını da belirtti.
“Güney Kıbrıs’ta niyet samimi değil”
Kıbrıs sorunu ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tutumuna ilişkin soruya ise Atalay şu yanıtı verdi: “Maalesef karşı tarafın niyeti samimi değil. Federasyon görüşmeleri yıllardır sonuç vermedi. Artık yeni bir vizyon zamanı. Egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm, en gerçekçi yoldur."
Atalay, Cumhurbaşkanı Erhürman’ın da bu politikayı kararlılıkla sürdürdüğünü vurguladı.
“Dış politika ve uluslararası görünürlük güçlenmeli”
KKTC’nin uluslararası platformlarda daha fazla yer bulması gerektiğini söyleyen Atalay, “Artık dünyaya anlatacak güçlü bir hikâyemiz var. Kıbrıs Türk halkı barıştan yana, ama onurlu bir duruştan asla taviz vermez” dedi.
“Toplumun güven duygusu yeniden inşa edilmeli”
Programın sonunda toplumsal beklentilere değinen Atalay, siyaset kurumunun halkın güvenini yeniden kazanmak zorunda olduğunu ifade etti ve şunları kaydetti :“İnsanlar artık siyasetçiye inanmak istiyor. Verilen sözler tutulmalı, şeffaflık sağlanmalı. Toplumun güven duygusunu onarmak hepimizin ortak sorumluluğu.Bugün kimin iktidarda olduğundan çok, ülkenin istikrar içinde yönetilip yönetilmediği önemlidir. Sistem değişmeden, ülke refaha kavuşamaz. Bizim görevimiz, bu dönüşümü sağlamak.”