Türkiye’nin dün yeni bir Navtex yayımlayarak halen tatbikatlarını sürdürdüğü deniz bölgesini 10 Mart’a kadar bağlaması üzerine Rum Başkanlık Sarayı “kırmızı alarma” girdi. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis dün Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’la telefonda görüştü. Anastasiadis’in, daha önce ayrı ayrı görüşeceği açıklanan siyasi parti başkanlarıyla görüşmesi de bu sabaha alındı. Yine sabah saatlerinde de Gayrı Resmî Siyasi Parti Başkanları Konseyi toplandı. Haberi manşetlerinde değerlendiren Rum gazeteleri, yeni Navtex ile Güney’in enerji planlamalarının “buzdolabına” kaldırmakta olduğuna işaret ederken, bugüne kadar yürüttüğü diplomatik perde gerisinden bir sonuç alamayan Rum yönetiminin bu aşamada, elindeki kozları kullanarak baskıyı Avrupa Birliği’ne taşımaya çalışacağına ve BM nezdinde girişimde bulunduğuna dikkat çekti. Fileleftheros “Avrupa’ya Alarm… Türkiye’nin Kıbrıs MEB’indeki Korsan Eylemleri İçin BM’ye Girişim… Lefkoşa ve Atina Eylemlerini Koordine Ediyor” başlık ve spotlarıyla manşete çektiği haberinde Rum yönetiminin, Türkiye’nin aday ülke statüsünün ve AB’nin Ankara’ya ekonomik yardımının kesilmesi seçeneklerini değerlendirmekte kararlı olduğunu yazdı. Edindiği bilgilere dayanarak Rum yönetiminin ilk adımını, Cuma günü Brüksel’de düzenlenecek gayrı resmi AB zirvesinde atılacağını yazan gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Avrupalı liderleri Türkiye’ye baskı yapmaya ikna etmeye çalışacağını belirtti. Habere göre Türkiye’nin yeni Navtex ilan etmesinin hemen ardından Anastasiadis, eylemlerini koordine etmek için Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile telefon görüşmesi yaptı. Çipras’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile irtibat kurarak Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini görüştüğü, Cuma günü de Brüksel’de yüz yüze görüşecekleri kaydedildi. Rum Başkanlık Sarayı’nda dün akşam iki saat süren bir toplantı yapıldı. Sözcü, Sözcü Vekili, Başkanlık Müsteşarı, Başsavcı ve yetkili mercilerden diğer teknokratların katıldığı toplantıda durum değerlendirmesi yapıldı ve çeşitli diplomatik ve hukuki senaryolar üzerinde duruldu. Anastasiadis bugün de Gayrı Resmî Siyasi Parti Başkanları’nı toplayarak görüşlerini alacak, ardından ABD’nin Rum tarafındaki büyükelçisi Kathleen Ann Doherty ile görüşecek. BASKI AVRUPA’YA TAŞINACAK Haberi iç sayfasında detaylandıran gazete baskıyı Avrupa’ya taşımayı tek yol gören Rum yönetiminin, Avrupa’nın elindeki; Rum yönetiminin inisiyatifi ile Türkiye’nin adaylık statüsünün ertelenmesi ve Türkiye’nin AB’den aldığı ekonomik yardımın kesilmesi gibi “silahları” kullanabileceğini değerlendirdiğini belirtti. Habere göre Rum Sözcü Vekili Viktoras Papadopulos dün yaptığı açıklamada, enerji programları başladığı günden beridir meydan okumalara soğukkanlılık ve sabırla karşılık verdiklerini hatırlattı. DİSİ Başkanı, “Her birimiz, yapabildiklerimizi ve yapmamız gerekenleri yaparak faydalıyız. Milli selametimiz için yapmamız gerekenleri kamuoyu önünde konuşmadan, yorum yapmadan yapmalıyız” dedi. AKEL: “ANASTASİADİS’E GÜVEN YOK, MESELELERİ YÖNETME ŞEKLİYLE BU GÜVENSİZLİK ARTTI” AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu katıldığı iki ayrı radyo programında Anastasiadis’e sert eleştiriler yöneltti. Anastasiadis’e güven olmadığını, meseleleri yönetme şekliyle de bu güvensizliğin arttığını söyleyen Kiprianu, Anastasiadis’i Kıbrıs sorununda nasıl ilerleyeceğini netleştirmediği, MEB’de araştırmalara devam ettiği, Türkiye meydan okurken uluslararası camiadan yok denecek kadar tepki geldiği gerekçesiyle karaladı. Kiprianu, “Uluslararası toplumun tepki şekli bir yandan çıkar meselesidir, diğer yandan da uluslararası unsurun elindeki Crans-Montana’nın sonucuna dair sorumluluklarla ilgili görüntü” dedi. DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos Türkiye’nin, Rum yönetiminin enerji aramalarını dondurmasına izin verilmemesi, bunun için eşgüdüm içerisinde hareket edilmesi gerektiğini belirterek “Türkiye korsanlık yapabilir mesajı verilmesine müsaade edilmemeli” dedi. EDEK ise “şu ana kadar gösterilen soğukkanlılık ve ılımlı tepkinin değer görmemekle kalmayıp aksine acizlik olarak algılandığı” görüşünü ortaya koyarak Rum yönetimini uluslararası hukuka ve Avrupa normlarına tam uyumlu tedbirler almaya çağırdı. Vatandaşlar İttifakı ise Rum yönetiminden, bugüne kadar yaptığı gibi girişimlerde bulunmak yerine Türkiye’ye karşı yaklaşımını değiştirmesini istedi; “Türkiye, Kıbrıs’a karşı yaptığı hibrit savaşın bedelini ödemeli” iddiasında bulundu. AB’NİN TAVRI RAHATSIZ ETTİ Politis “Yeni Türk Navtex’i ‘Supya’yı Erteliyor… 3’üncü Parsel Askıda Kalıyor, Sondajlar Başka Yerde Sürüyor” başlıklı manşet haberinde yeni Navtex’i ile 3’üncü parsele girişini 10 Mart’a kadar engellemesine rağmen ENI’nin dün gece geç saatlere kadar, Türkiye’nin tavrını gözden geçirmesi yönündeki temaslarını sürdürdüğü konusunda Rum yönetimini temin ettiğini ve Saipem 12000’i bölgeden uzaklaştırma niyeti beyan etmediğini yazdı. Gazete “Supya hedefinde sondajın, en azından bu aşamada yapılmayacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Sondaj programları 10’uncu parselde yapılacak iki sondajla sonbaharda devam edecek, o zamana kadar Kıbrıs sorununda müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik istişarelere göre çok şey değişebilir” ifadesini kullandı. Rum yönetiminin, AB’nin tavrından “rahatsız olduğunu” vurgulayan gazete, bunun nedenini; AB kurumlarının ve üye ülke hükümetlerinin “ 3’üncü parseldeki egemenlik haklarını kullanmasını engellediği için Türkiye’ye dinamik baskı uygulayacaklarını” söyleyerek Rum yönetiminden tonu düşük tutmasını, Türk hükümetinin geri adım atmasına meydan vermek için Türkiye’yi aleni kötülememesini istemelerine rağmen şimdi eşit mesafe mantığı güderek ılımlı tepki vermeleri olarak açıkladı. DESTEK GEMİLERİ LİMASOL LİMANI’NA DEMİRLEDİ Haravgi haberini “Enerji Planlamalarımız Buzdolabında” başlığıyla manşete çekti. Yeni Navtex’in ENI’yi ‘Supya’ hedefinde sondaj yapma konusunu bir daha düşünmeye zorladığını çünkü Saipem 12000’in hareketsiz geçirdiği her günün maliyetinin 200 bin Euro’nun üzerinde olduğunu, Mart ayı içerisinde de Fas’ta sondaj görevi planladığını vurguladı. Saipem 12000’in “VOS Prime”, “VOS Prudence” ve “VOS Purpose” isimli destek gemilerinin de Limasol Limanı’na demirlediklerini ekledi. Gazete, Rum yönetiminin BM nezdindeki girişimlerini, Türkiye’yi “3’üncü parseldeki askeri tatbikat nedeniyle bölgedeki tehlikeyi gerekçe göstererek egemenlik haklarını ihlal etmek” ve “hareketleri ile Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasını engellemek ve zora sokmakla” suçlayarak yükselttiğini yazdı. Aynı gazete, Doğu Akdeniz’deki durumu “çok endişe verici” diye niteleyen AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun, partisi tarafından alınacak inisiyatifleri açıkladığını yazdı. Habere göre Anastasiadis ve çalışma arkadaşlarının “diplomatik çalışmalar yapıyoruz, gelişmeleri beklemek lazım” dediklerini hatırlatan Kiprianu, “Gelişme yerine bugün Türkiye’nin Navtex’ini yenilediğini görüyoruz. Mesele bir yandan çıkarlarla, bir yandan da yabancıların elindeki, Crans-Montana’nın sonucuyla ilgili sorumluluklar konusundaki görüntüyle ilgilidir” dedi. Kiprianu, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın görev süresinin iki yıldan az kaldığını, yerine artık, Rumlarla birlikte yaşamamış kişilerin geleceğini, durumun da bugünkünden çok daha zor olacağını söyleyerek “zaman daralıyor. Bunu anlamazsak bir sabah Kıbrıs’ta taksimin artık bir olgu olduğunu göreceğiz” uyarısında bulundu. AKEL “ÜZERİNE DÜŞENİ” YAPACAK AKEL’in üzerine düşeni BM, AB ve Kıbrıs sorununun çözümünü savunan Kıbrıs Türk siyasi partileri ile görüşerek yapacağını söyleyen Kiprianu, gerilimin azaltılması ve Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasına ikna etmek için AKEL’in BM merkezine, ABD’ye ve Rusya’ya mektuplar göndermek niyetinde olduğunu sözlerine ekledi. Alithia manşet haberine “Şimdi Ne Olacak?.. Türkiye’nin Yasadışı Navtex’ini Yenilemesinden Sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Büyükler İkilemleri… Parsel ‘3’teki Sondaj Buza, Enerji Planlamalarımız Alaşağı Oluyor” başlık ve spotlarını attı. SAIPEM 12000’E “BÖLGEDEN AYRILMAYA HAZIRLAN” EMRİ VERİLDİ Türkiye’nin yeni Navtex’inin, 3’üncü parseldeki sondajların yapılmayacağı anlamına geldiğini belirten gazete, ENI’nin bölgeden gidebileceğini, halihazırda sondaj gemisine destek vermekte olan üç geminin Limasol Limanı’na demirlediğini kaydetti ve edindiği bilgilere dayanarak yeni Navtex üzerine Saipem 12000’in “bölgeden ayrılmaya hazırlan” emri aldığını, önümüzdeki günlerde de ayrılacağını vurguladı. GÜVENLİK KONSEYİ’NE BAŞVURU Gazete, tepki şekli konusunda alarmda olan Rum yönetiminin önünde birçok ikilem bulunduğunu çünkü uluslararası kamuoyunun, Türkiye ilk Navtex’ini yayımladığında yaptıkları şikayetlere ilgisiz kaldığını vurguladı. “Uluslararası organlara sözlü şikayetlerimizden başka tepki yolu yok. Güvenlik Konseyi’ne başvuru da uzak bir olgu” ifadelerini kullanan gazete, BM Güvenlik Konseyi’ne başvuru seçeneği olmamasının nedenlerine ise yer vermedi.