Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifinde kıldığı cuma namazının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

"3 milyon aşı geldi ve bunun serisi devam edecek"

2020 sadece bizler için değil tüm insanlık için yoğun yıl oldu. Tüm insanlık için acılarla dolu bir yıl oldu. Dün itibarıyla vefat sayısı 1 milyon 819 bin idi. Böyle bir yıl yaşadık. Zaten vaka sayısının ne kadar daha fazla olduğunu artık hep birlikte hesap edelim. Temennimiz odur ki alınan tedbirler sayesinde inşallah 2021 bu noktada bir düşüş yılı olacaktır, diye düşünüyoruz. Aşılarda alınan bir mesafe var. Biz de yaptığımız görüşmeler neticesinde 3 milyon aşı geldi ve bunun serisi devam edecek.

"Almanya ile ortak üretim yapılabilir"

Çin'den hedefimiz 50 milyon bunun yanında Almanya'dan bir o kadar aşı gelme durumu söz konusu. Aşılarla ilgili olarak da vatandaşlarımızın bir takvim çerçevesi içerisinde aşıya karşı olan tutarlılığı inşallah, bir temenni olarak söylüyorum, bu vaka sayılarını daha da düşürecek, inşallah vefat sayılarını da azaltacaktır.

Ayrıca Almanya ile yaptığımız görüşmelerde bir ortak üretim de söz konusu TÜBİTAK çalışmasını sürdürüyor. Olumlu gelişmeler var. Aynı şekilde Rusya ile yaptığımız bir çalışma var. Bir de Türkiye'nin kendi bünyesinde yaptığı çalışmalar var. Bunlarla birlikte atacağımız adımlar tedbirlerle birlikte tüm ülkede vatandaşlarımızın bir tutarlılığı var. Biz yasakları keyfimiz için istemiyoruz. Vatandaşlarımızın sağlığı için istiyoruz. Çalışmalar neticesinde takvim konusu netleşecektir. Süreç devam ediyor.

"CHP zihniyetinin faşizan anlayışının bugüne yansımasıdır"

Bunu aslında tabii bu zatın kendisine sormak lazım. Bu zat, artık bu çağda yaşamıyor. Çok gerilerde kaldı. Bu ne yazık ki CHP zihniyetinin faşizan anlayışının geçmişte olduğu gibi bugüne yansımasıdır. Bu faşist anlayış hala yaşamını sürdürüyor. Bu başörtülü kızlarımız yıllarca üniversitelerin kapılarından çevrildi. Eğer tarlada çiftçi olursan başörtü meşrudur. Ama bir üniversitede olursan başörtüsü yasaktır. Böyle bir mantık vardı. İnsanın giyimine kuşamına göre değerlendirmeye kalkacak olursak bunu bir defa kalkıp da bir demokrasi ve fikir özgürlüğü olarak anlatmak, inanç özgürlüğü olarak anlatmak mümkün değildir. Bunlara sorduğun zaman normalde bakıyorsunuz, inanç ve fikir özgürlüğünden bahsediyor. Nasıl bir inanç, fikir özgürlüğü bu? Bırakın artık bu işleri. Artık 50'li, 40'lı yıllardaki CHP'nin olduğunu, yaşam tarzı olarak hala insanların yaşamlarına müdahaleye devam ettiklerini görmek istemiyoruz.

"Sen çağın dışında kaldın"

Öyle kalkıp da Bay Kemal yanına iki tane başörtülü alıp, bununla milleti aldatma sürecini de bir kenara bıraksın. Geçin o işleri. Yanına iki tane değil 20 tane başörtülü koysan artık senin kim olduğunu, ne olduğunu gayet iyi biliyorlar. İnsanların başörtüsüyle uğraşmanın anlamı yok. Burada da hakim, savcı, polis bu ülkenin her kurumunda bunları görecekler. Şartlar bellidir şartların içerisinde şu yoktur; Başörtülü olan hakime olamaz, başörtülü olan polis olamaz. Böyle bir şey var mı? Devletin hangi kurumuna hangi şartlarda girilir bunlar bellidir. Daha bunlar çok şeyler görecekler. Hangi kurumlardan mezun olduğunuz zaman nerelere girebilirseniz, bunlar bellidir. Dolayısıyla bu kuralları da böyle ayaküstü bunların değiştirme hakkı ve yetkisi yoktur. Oy almak için bazı yerlerde görüyorsunuz başörtülü birkaç kişiyi yanlarında adeta vitrin mankeni gibi getirip koymak kimseyi aldatmıyor. Geçti o işler. Bugün parlamentoda başörtülü bayanlarımız var. Bay Fikri, görüyor musun bunları? Bak buralara kadar gelindi. Daha çok mesafeler alacağız ama sen çağın dışında kaldın. Tabii Bay Kemal bir şey söyleyemiyor.

Pınar Gültekin cinayeti

Sayın Kemal niçin acaba bunu cevapsız bıraktı? Orayı biraz sıkıştıracaksınız. Onun adına ben konuşmayayım veya onun adına ben cevap vermeyeyim. Bunu anlamanız lazım. Bunların sorunları var. Taciz, tecavüz, hırsızlık var. Artık CHP'nin nerden nereye geldiği çok açık net ortada. Şimdi en güzel dersi 2023'te sandıkta benim milletim bunlara verecektir diye inanıyorum.

"Ayasofya 2020'nin taçlı yıldızıdır"

(Sözcü gazetesinin "2020'de hatırlanmak istenmeyen, felaket ve gözyaşı" olarak nitelediği olaylar arasına Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin açılmasını eklemesi) Ben Sözcü gazetesini okumuyorum. Kimse de buna para verip almasın. Ayasofya 2020'nin adeta taçlı yıldızıdır.