Üzülmez Mahallesi'nde özel bir şirket tarafından işletilen maden ocağında mesaide olan işçiler, sahur vaktinin yaklaşmasıyla baretlerinin ışığının aydınlattığı karanlık dehlizde ahşap direk ve kalaslardan masalarını kurdu.

Yanlarında getirdikleri domates, salatalık, biber, peynir, zeytin, konserve ve ekmeği ocak içinde kömürden kararmış elleriyle yiyen işçiler, ezan vaktinin gelmesiyle oruca niyetlenerek dua etti.

İşçiler, daha sonra maden ocağındaki mesailerini sürdürdü.

Yirmi yıllık maden işçisi Necmettin Kızılkaya, madenciliğin dünyanın en zor mesleklerinden biri olduğunu belirterek, "Bizler de ilk sahurumuzu ailelerimizle birlikte yapmak isterdik ama şartlar böyle. Ekmek parası için çalışmak zorundayız, ekmeğimizi evimize buradan götürüyoruz. Burası bizim için olmazsa olmaz. Madencilik işi zor, başka işimiz yok." diye konuştu.

Maden işçisi Doğuş Demir ise ramazan ayı boyunca hiçbir madencinin burnu kanamadan sahurlar yapmasının nasip olmasını dileyerek, "Ailemle ilk sahurumu geçirmek isterdim, nasip değilmiş. İlk sahurumu yer altında yaptım" dedi.

YERİN 300 METRE ALTINDA İLK SAHUR

Başka bir maden ocağında da gece vardiyasında çalışan işçiler, yılın ilk sahurunu birlikte yaptı. Domates, biber, konserve, soğan ve ekmekten oluşan sahur menüsünde sohbet eden işçiler, yerin yaklaşık 300 metre altında ailelerinden uzak sahur yaptı.

Maden işçisi Abdullah Çolak, "20 senelik madenciyim. Askerden gelince buraya başladık. Allah'a şükürler olsun. Emekli olduk. Halen daha burada çalışıyoruz. Mevla'ya şükür olsun. Bu iş yeri sayesinde evimizi barkımızı aldık. Yeni bir Ramazan ayına girdik. Ama korona hastalığı bizi birbirimizden kopardı. İnsanlığı birbirinden ayırdı. Bu üzücü şeyler olmasaydı daha iyi şeyler olacaktı" dedi.

"YEMEKLERİN LEZZETİ BURADA DAHA ÇOK ARTIYOR"

Maden mühendisi Bayram Barutçu da "Hayırlısıyla bu sene de Ramazan ayına eriştik. Malum dünya gündeminde salgın hastalık var. Özellikle bu Ramazan daha değişik olacak. Ramazan ayları her şeyi ile çok güzel ve bereketli bir şekilde geçiyordu. Bu sene biraz buruk da olsa Ramazan ayını yaşayacağız. Madencilikte Ramazan ayı gerçekten değişik şekilde hissediliyor. Ramazan ayı gerçekten bereketi ile geliyor. Bizim burada sahurda ve iftarda yeraltında çalışan arkadaşlarımız ezanın veya topun sesini duyamıyorlar. İftara ve sahura yaklaşırken saatlere bakıp bildiriyorlar. Son saatlerde herkes saatine bakar. Sofralar hazırlanır. Birlik içinde coşkuyla yemekler yenir. Dışarıdaki sofradan çok farklıdır. Soğanın, ekmeğin her şeyin lezzeti ve değeri burada gerçekten çok artıyor"