Maalesef, benim de kaderim bu.

Ne zaman bir haber yapsam, ne zaman bir olayı ortaya çıkarsam, “satılmış” yaftasını yiyorum.
Sadece ben değil.

İşini dürüst yapan tüm gazeteci arkadaşlarım.
Son olay Aytaç Çaluda ile ilgili.
Mustafa Çaluda…
Aytaç Çaluda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda Özel kalem Müdürü olarak görev yaptı.
Nasıl geldi o göreve?
Bir soru daha…
“Ahmet Çaluda milletvekili olmasaydı, Aytaç Çaluda, Özel kalem Müdürü olabilir miydi?”
Cevap nedir?
Bende “hayır…”
“Evet anasının ak sütü gibi helal” diyen varsa, onu da alkışlarım.
Ama bu, Sayın Çaluda’ya yetmemiş.
“Müşavir olma hakkını” kazanmış ya…
“Müşavir olunca, boş zamanının nasıl geçeceğine de karar vermiş.
Evlatlarını da düşünmüş…
“Bir iş kurayım çocuklarıma” demiş.
Ama aklına yine “kamu kaynağı” gelmiş.
“Kapsam bir arsacık” demiş.
Kapmış da…
Sanayi Dairesi’nin “yatırım yapan işadamına” diye parsellediği Alayköy’de, “kapmış” arsayı.
Yatırımcı mısın?
Yok…
Girişimci misin?
Yok…
Aha seni bu devlet hak etmediğin halde, süper emekli yapacak, Özel kalem Müdürü yapmış…
 

Yazının devamı için tıklayınız<<<