Güncel tartışma konumuz milli yüzücümüz Doğukan Ulaç’ın başarısı..
Ama bu başarı yine her zaman olduğu gibi olayları özünden saptırdığımız için arada kaynama noktasında!..
Bayrak tartışması tamamen siyasi bir nokta.. Oysa burada büyük bir emeğin karşılığı var..Gözden kaçırmamak, kısır tartışmaların içine gömmemek lazım..
Ayrıca Sevgili Doğukan uluslararası bir etkinlikte ilk kez kürsüye çıkmadı.
Bu başarılı evladımız 2017 yılından bu yana İstanbul boğazının geçildiği bu organizasyonda dünyanın bir çok ülkesinden gelen rakiplerini geçip kürsüye çıkma başarısı gösteriyor.
Kıt olanaklar içerisinde Doğukan’ın bu başarısını alkışlayıp, O’nun gibi nice sporcuları nasıl yetiştirebiliriz diye kafa yormamız gerekirken, “Efendim nasıl olur da Türkiye’de KKTC bayrağını açtırtmazlar” gibi bir noktayı tartışarak işin özünü kaçırıyoruz.
Burada asıl tartışılması gereken Doğukan gibi sporcularımızın yaşadığı sıkıntılardır.
Sponsor destekli kulüpler bulamamaları, geçinmek zorunda oldukları için sporcu kimliğinden çıkıp başka bir iş yapma zorunlulukları, gerekli alt yapıya sahip çalışabilecekleri salon / havuz / pist vs.. bulmada yaşadıkları sıkıntılar, tanınmamışlığın yarattığı Türkiye dışındaki organizasyonlara katılmada yaşadıkları engeller..
Bu kadar yetenekli gençlerimizin Devletin teşvik sistemlerinden neden yeterince yararlanamadığını da ayrıca sorgulamamız gerekiyor!
Başarı göstermiş sporcularımıza ödül yasalarına uyulmadığı için Cumhurbaşkanı ve devletin ilgili makamlarının mahkemeye verildiği gerçeğini neden dillendirmiyoruz!
Biz henüz başarı gösteren evlatlarımıza dahi sahip çıkmıyoruz!
Gerçekler bunlar ama biz illa ki bayrak tartışacaksak o konuda da şu bilgileri paylaşabilirim..
Her başarılı sporcu elbette göğsünü gere gere bayrağını o kürsüde açmak ister..
Devletini seven her sporcu için bu bir onurdur..
Ben Doğukan’ı hem başarısından, hem de bu davranışından dolayı ayrıca tebrik ederim.
Gelelim organize komitesine..
Bu organizasyon Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından yapılıyor. Bu organizasyonu yapan görevli kişilere birilerinin Türkiye Cumhuriyeti Bayrağıyla KKTC bayrağı arasında bir fark olmadığını söylesin, bilmiyorlarsa öğrensinler!
Zaten asıl sorunlarımızın başında da bu konu var. Türkiye ile KKTC en üst düzeyde işbirlikleri yapıyor ama alt noktalarda bu işbirliklerinin farkında olan yok!
İki ülke arasında ekonomik işbirliğinin yanı sıra sportif ve kültürel işbirlikleri de var.. Bunun bilinciyle hareket edilmeli!
Doğukan’dan önce kürsüye çıkan 70 yaş üstü sporcular göğüslerini gererek Türkiye Cumhuriyeti bayrağını açabiliyorlarsa, bizim sporcumuz da KKTC bayrağını açabilmeli..
Tekrar ediyorum; iki bayrak arasında fark yoktur! Bunu bilmeyen olimpiyat komitesi üyesi var ise de o işi yapmamalıdır.
Şimdi burada önemli olan başta bizim Cumhurbaşkanlığı’ndaki spor komitesi yetkilileri olmak üzere tüm ilgili birimler bu yaşanılan üzücü olayla ilgili bilgilendirmeler yapıp bir daha yaşanmaması için çalışmalıdır. Zira Doğukan daha çok defalar o kürsüye çıkacak ve gururla bayrağını açacaktır!
Kuru demeçler yerine Doğukan’ın başarısını taçlandırın ve bu yaşanan üzücü olayın bir daha yaşanmaması için gerekli müdahaleleri yapın..
Gerisi teferruattır..





