Konferansın açılış oturumunda konuşan CTP Genel Başkanı Sıla Usar İncirli, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini geçmiş tüm süreçlerde açık bir şekilde ortaya koyduğunu vurguladı.2004 Annan referandumu, 2017 Crans-Montana Konferansı, son olarak da 19 Ekim 2025 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sn. Tufan Erhürman’ın büyük bir halk desteği ile seçilmesi ile iradenin bir kez daha kayıt altına alındığına işaret eden İncirli, bölgedeki jeopolitik gelişmelerin yarattığı endişelere dikkat çekerek Kıbrıs’ta kalıcı ve adil bir barış için “diyaloğa açık, samimi, kararlı, sürekli ve ortak mücadele” çağrısı yaptı.
Dünyamızın savaşların, ekonomik ve sosyal krizlerin, belirsizliklerin gölgesinde, otoriter yönetimlerin ve aşırı sağ siyasetin yükseldiği, hak ve özgürlüklerin gerilediği bir dönemden geçtiğini ifade eden Sıla Usar, CTP’nin demokrasi, eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesine kararlılıkla devam edeceğini belirtti. Kıbrıs’ın güneyinde artan silahlanma ve yapılan savunma anlaşmalarının Ada’nın tümü için tehlike yarattığının altını çizdi.
Konferansta konuşan CTP Milletvekili Fikri Toros da, “Kıbrıs’ta barışa giden yol kararlılıktan geçer” başlıklı bir konuşma yaptı.
İncirli: Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi çok net
Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin “çok net” olduğunu vurgulayan İncirli, 2004 Annan Planı referandumu, 2017 Crans-Montana Konferansı ve Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın geniş toplumsal uzlaşıyla seçilmesini bu iradenin tescili olarak değerlendirdi. CTP’nin siyasi eşitliğe dayalı, iki toplumlu, iki kesimli federal bir çözüm için çalıştığını hatırlatan İncirli, kapsamlı müzakerelerin “hedef odaklı, takvimli ve geçmiş yakınlaşmalar temel alınarak” en kısa sürede başlaması gerektiğini söyledi.
İncirli, CTP’nin güven artırıcı önlemlere de büyük önem verdiğini, iki toplumun sosyal ve ekonomik açıdan yakınlaşması, günlük yaşamlarına olumlu katkı yapması açısından kritik bir rol oynadığını belirterek geçiş noktalarının artırılması, geçiş koşullarının iyileştirilmesi, Yeşil Hat Tüzüğü’nün kapsamının genişletilmesi ve ara bölgede Avrupa Birliği destekli güneş enerjisi santrallerinin kurulması gibi adımların önemine işaret etti. Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda daha fazla bir araya gelmeleri gerektiğini söyleyen İncirli, bunun özellikle Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı döneminde Sn. Erhürman’ın çözüm atmosferinin oluşması yönünde sunduğu önerilerin ve fazlasının gerçekleşmesi için bir fırsat olabileceğini ifade etti.
Konuşmasının sonunda sol güçlere ortak mücadele çağrısı yapan İncirli, kalıcı barış ve adaletin ancak birlikte çalışarak sağlanabileceğini belirtti ve CTP’nin bu doğrultuda “diyaloğa, işbirliğine ve uzlaşı kültürüyle çalışmaya her zaman hazır olduğunu” vurguladı.
Fikri Toros: Kıbrıs’ta barışa giden yol kararlılıktan geçer
Açılış konuşmacıları arasında yer alan CTP Milletvekili Fikri Toros, Kıbrıs’ın federasyon çatısı altında yeniden birleşmesinin “tarihsel bir sorumluluk ve geleceğe karşı bir yükümlülük” olduğunu ifade etti. Toros, Doğu Akdeniz’de artan jeopolitik gerilimler, silahlanma ve aşırı sağın yükselişinin iki toplum arasındaki güveni zedelediğini söyledi.
Toros, Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon temelinde çözülmesinin zorunluluk haline geldiğini belirterek, federasyonun “kalıcı barış, demokrasi ve gasp edilen hakların serbest bırakılması” için tek gerçek yol olduğunu ifade etti.
Kıbrıs Türk toplumunun 2004 Annan Planı, Crans Montana ve 19 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçimindeki tutumuyla çözüm iradesini defalarca ortaya koyduğunu hatırlatan Toros, bu iradenin “barış yolunu yeniden açtığını” söyledi.
Doğu Akdeniz’deki silahlanma, milliyetçilik ve düzensiz göçün sorunu daha karmaşık hale getirdiğini vurgulayan Toros, resmi müzakerelerin “gecikmeden, sonuç odaklı, takvimli ve yakınlaşmaların temel alındığı” bir formatta yeniden başlaması gerektiğini ifade etti. Toros ayrıca, kalıcı barışın yalnızca siyasi liderlik değil, toplumların ortak sahiplenmesiyle mümkün olacağını belirtti.
Kıbrıs’ın “doğu ile batı arasında barış köprüsü” olabileceğini söyleyen Toros, demokratik değerler, işbirliği ve birlikte yaşam iradesinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu. Konuşmasını, “diyalogdan ve kapsamlı siyasi uzlaşıdan yana kararlı olduğumuzun altını çiziyorum” diyerek tamamladı.




