Deniz Abidin

Feminist Atölye (FEMA) Aktivisti Fezel Nizam, Lefkoşa Türk Belediyesi'nin Ağustos ayında açacağını açıkladığı Kadın Sığınma Evi'ni Yeni Bakış'a değerlendirdi. Nizam, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Yasası'nda belli bir nüfusun üzerindeki bölgelerde Kadın Sığınma Evi'nin olması gerektiğinin belirtildiğini hatırlatarak, sadece Lefkoşa'da değil, diğer bölgelerde de sığınma evlerinin olması gerektiğini belirtti. Nizam, bugüne bakıldığında Kıbrıs'ın Kuzeyi'nde tek bir tane bile Kadın Sığınma Evi'nin olmadığını ifade ederek, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı'nın çeşitli özverilerle bir süre kadın sığınma evini idare etmeye çalıştığını, ancak sonunda kapatılmak zorunda kalındığını söyledi.  Nizam, Kadın Sığınma Evi'nin ilk başlarda geçici olacağının belirtildiğini ve devletin bu görevi üstleneceğini, yer ve bina ile ilgili görüş belirtildiğini dile getirdi. Nizam, devletin o dönemde sığınma evi için bir yer arayışı içinde olduğunu fakat yapılan hükümet değişiklikleri nedeniyle bir şekilde ortadan kaltığını söyledi.

"Yüreklilik isteyen bir iş"

Nizam, zaman içinde ekonomik zorluklar nedeniyle Sosyal Riskleri Önleme Vakfı'nın Kadın Sığınma Evi'ni kapattığına dikkat çekerek, ülkenin çok acil bir kadın sığınma evine ihtiyacı olduğunu belirtti. Lefkoşa Türk Belediyesi'nin Ağustos ayında açacağını açıkladığı Kadın Sığınma Evi'nin sosyal belediyecilik açısından önemli bir adım olduğunu kaydetti.

Nizam şunları söyledi, "Bu iş çok yüreklilik isteyen bir iştir. LTB'nin geçmişten bugüne geldiği durum ve içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılara rağmen bu tarz girişimlerde bulunmuş olması önemlidir"

"Devlet ihtiyaçları daha iyi karşılar"

Nizam, ülkede bir Kadın Sığınma Evi'nin açılması konusunda sivil toplum örgütleri ile LTB'nin  toplantı yaptığını söyleyerek, "görüş alışverişinde bulunduk. Bu belediyenin birçok sivil toplum örgütüne yaptığı açık bir davetti"siye konuştu. Nizam, devletin tekelinde yönetilecek bir Kadın Sığınma Evi'nin ihtiyaçları daha büyük oranda karşılayacağını savundu. Nizam, Türkiye'deki örneklere bakılırsa, bazı sığınma evlerinin sivil toplum örgütleri tekelinde olduğunu, buna da en güzel örneğin Mor Çatı olduğunu kaydetti.

Nizam, "Devletten alınan projelerle kadına daha duyarlı bakış açısıyla yapılan bir projedir. Ancak, devletin yönetiminde bir kadın sığınma evinin olması büyük bir ihtiyaçtır. Bu devletin  kadına yönelik şiddet mevzularına ne derece önem verdiğini gösteren bir adımdır. Devletin toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden ne kadar uzak olduğunun altına imza attığı uluslararası sözleşmeler ve kadına karşı her türlü eşitsizliğin önlenmesi açısından İstanbul Sözleşmesini ne kadar tanımadığını gösteriyor"diye konuştu.

Nizam, Ağustos ayında açılması planlanan Kadın Sığınma Evi'nin tamamen belediyenin bünyesinde çalışacağını ifade ederek, psikolojik desteğinin ve güçlendirilmesine yönelik farklı çalışmaların olacağını söyledi.