Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, SES KIBRIS Genel Yayın Yönetmeni Aytuğ Türkkan’ın Cenevre zirvesi öncesinde sorularını yanıtladı.

Bakan Ertuğruloğlu, “Bu süreç bizi vilayetleştirmeye götürür” diyen 4’üncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya sert mesajlar gönderdi, “Akıncı’nın kompleksleri beni bağlamaz” dedi

“1960’da başımıza gelen bir daha gelmesin”

“Neden egemen eşitlik?” sorusunu yanıtlayan Ertuğruloğlu şöyle konuştu:

“1960 yılında Kıbrıslı Rumlarla bir ortak tecrübesi yaşadık. Ama başına ne geldiğini gördük. Bundan hiç ders almamışçasına siyasi eşitlik kırmızı çizgimizdir, Türklerin karar alma mekanizmasına etkin katılımı olmazsa olmazımızdır gibi söylemlerle Kıbrıs konusunda bir anlaşma şekli ortaya koyarsak ki bu bizim siyasi muhaliflerimiz görüşüdür. Bu demektir ki hiç ders almadınız yaşadıklarımızdan. Tabi ki siyasi eşitliği talep edeceğiz, tabi ki etkin katılımımız olacak ama bunların sürdürülebilir olması için 1960 ortaklığının dayandırıldığı temel ilkelerden daha sağlam temeller üzerine kurulmalıdır ki 60’ın başına gelen yeniden başımıza gelmesin. Bu da egemen eşitliği gündeme getirir. Egemen eşitlik varsa siyasi eşitliğin anlamı vardır. 1963’te bir gecede tüm haklarımız elimizden alıp götürüldü, bu yine olabilecek demektir.”

“Pasaport iptali mümkün değil”

Ertuğruloğlu’na “Federasyon çerçevesinden çıkılması sonrasında Avrupa’nın ya da Rumların kontrolündeki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türklerin bazı bireysel kazanımlarına yönelik haklarından geriye götüme gayretler, mesel Cumhuriyet pasaportlarının iptali gibi sıkıntılar  yaşanabilir mi ?” sorusu yöneltildi. Bakan Ertuğruloğlu şöyle yanıtladı:

“Ben AB makamlarının kendi kuralları gereği buradaki pasaport sahibi Türklerin pasaportlarını iptal etmeyi yapamaz. Kıbrıs konusu Ulusal davadır. Bireylerin vizesiz seyahati noktasına indirgenecek bir dava mı? Ya da hellim satacaktık, satamayacaktık. Hadi bakalım beğendiğiniz oldu Rum devletine teslim oldunuz hellim mi satacaksınız? Satsanız ne olacak? Bize korku salarak bir şeyler beklemek yanlış. Kıbrıs pasaportunu alan insanlar onu tanıdığı için değil, kişisel kazanım için bunu yapar. Bizi cezalandıracaklar diye, yolumuzdan döndürmeye çalışmaları abes ile iştigal olur.”

“Konuşma hakkı yok”

“Sayın Mustafa Akıncı, “bu süreç bizi vilayetleştirmeye götürecek” diyor, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz sorusuna Ertuğruloğlu’nun yanıtı sert oldu:

“Sayın Akıncı’nın kompleksleri ve hataları beni bağlamaz. Sayın Akıncı Cumhurbaşkanı olduğu devletin varlığını inkar ederek görev yapmıştır. AB ile ilişkilerde, Rumlarla olan ilişkilerde, Amerika’yla, İngiliz’le dünyayla ilişkilerde kendine toplum muamelesini layık gören ama Türkiye ile ilişkilerde bir anda devlet zemininde ilişki talep eden bir kişidir. Yapmış olduğu korkunç hatalar ve tavizler nedeniyle bana göre bugün fazla konuşma hakkı olmaması gerekir. Eğer bir cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı olduğu devleti yok sayarcasına hareket ederse, eğer bir cumhurbaşkanı kendi hükümetinden gizli haritalar hazırlatıp karşı tarafa toprak tavizi içeren harita verebiliyorsa orada ciddi bir yanlış vardır.”

“Korkunç boyutta tavizler…”

Akıncı’nın ortaya koyduğu “kazanımları” eleştiren Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

Siyasi bir eşitlik kazandıracak diye Rum’un da bunu asla kabul etmeyeceğini bile bile “ha bugün ha yarın kabul ediyorlar, karar almadaki etkin katılımı da kabul ediyorlar..1960’ta 3 Türk bakan vardı ben şimdi 4 bakan yaptım, birinin onayı olmadan karar alınamayacak” deyip bunu başarı olarak lanse eden bir kişidir. 1960’ta 3 bakandan 2’nin onayı vardı bu mu, yoksa 4 bakandan birinin onayı mı başarıdır. Bunları yapan bir kişinin aklınca destekleyicileri tarafından çözümcü, çağdaş bir kişi olarak lanse edilmesi ve sanki konuşma hakkı hala varmış gibi, bu hataları korkunç boyuttaki tavizleri  varken hala görüş ortaya koyması kabul edilebilir değildir.”

“Cenevre’de sıkıntı yaşayacağız, çünkü..”

Tahsin Ertuğruloğlu Kıbrıs sonunda iki farklı nedenle sıkıntı yaşandığını ifade ederek Cenevre’de de bu sıkıntının yaşanacağını kaydetti:

“Bu halka devletine ve milletine sahip çıkacak siyasi yapılar katkı koyabilir. İç politikada yapılan yanlışlar sayesinde dış politikadaki duruşun yıpratıldığını ben çok ifade ettim. Kıbrıs sorununu partiler üstü bir noktaya getiremedik, bu dış politikamızı yıpratıyor. Cenevre’de de bunu yenine yaşayacağız. İkincisi ise iç politikada tüm hükümetlerin Kıbrıslı Türkleri mutlu edici bir performans sergileyememiş olmasıdır. Hükümetleri eleştirmek herkesin en doğal hakkıdır ama devleti yerden yere vurmak yanlıştır.”   

“Bizi yolumuzdan döndürmek için oyunlar olacak”

“Madem ki ortak bir noktada değiliz Cenevre’de ne yapacağız?” sorusuna Ertuğruloğlu şu yanıtı verdi:

“Cenevre’yi bir görelim. Bizi yolumuzdan döndürmek için ne gibi oyunlar oynanacağını bir görelim. Biz dik duruşumuzu gösterelim. Ortak zemin var mı yok mu Cenevre’de ona bakacaklar. Bir başka toplantı daha gündeme gelir mi gelmez mi? Yeni açtığımız sayfada önümüzde kolay bir süreç var demiyorum ama imkansız bir süreçte devam etmenin hiçbir mantığı yoktur. Tek yol Federasyondur dediğimiz zaman teslim olduk demektir. Diplomaside sonuna kadar diyaloğa şans verilir. Cenevre’yi biz yaşamadan “artık ortak zemin yoktur” dememizin siyaseten doğru bir tarz değildir. Rum akıllanır mı akıllanmaz mı ayrı konu .. Ama Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahibi muamelesi gördükçe asla akıllanmayacaktır.”

SES KIBRIS