Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu, bütün bakanlıklar gibi kendilerinin de ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

6 haftadır sıkı bir çalışma yaptıklarını söyleyen Aşıkoğlu, “Resmin tamamını görmeye çalışmazsak sosyal medyadaki korku ve panikle hareket etmiş oluruz” dedi.

Global bir ekonomik kriz olduğunu ifade eden Aşıkoğlu, “Büyük ekonomik, sosyal ve politik sonuçları olacak salgınla karşı karşıyayız” dedi.

“TOPLUMUN YÜZDE 70-80’İ BULAŞACAK”

Dünyada salgına karşı mücadelenin farklı bir şekilde verildiğini söyleyen Aşıkoğlu, “Bizim uyguladığımız sistem zamana yaymak” dedi.

“Zamana yayarak sağlık sistemimizin insanlara doğru hizmet vermesini sağlamak” diyen Aşıkoğlu, bulaşan sayısının miktarının değişmeyeceğini söyledi.

Toplumun yüzde 70’i 80’inin bulaşacağını kaydeden Aşıkoğlu, “Önce bununla yüzleşmemiz lazım. Bu uzun vadeli küresel ekonomik politik siyasal ciddi bir krizdir. 2008’den beridir de Almanya tarafından biliniyor” dedi.

Şu an küresele anlamda da ülkesel anlamda da bu salgının başında olduğumuzu söyleyen Aşıkoğlu, “Yüzleşmemiz lazım. Birincisi bu iş uzun sürecek, ikincisi de bu iş yüzde 70 veya 80ine bulaşacak bir salgındır” diye konuştu.

“SADECE ZAMANA YAYMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Aşıkoğlu şöyle devam etti: “Dünyada ekonomik olarak ciddi bir ekonomik kriz var. İlginçtir ki Almanya’da 2008’de sayın Merkel’e ulaştırılan bir rapor var. Bu 2013 yılında da meclisten geçirilip yayınlanmış bir rapordur. 20 farklı bürokratın imza koyduğu bir rapor. Almanlar 2008’ten beri biliyor ve sağlık sistemlerini buna göre dizayn ediyor. Bu virüs global bir virüstür. Önlenmesi imkansızdır. Çünkü 4 yıla yayılmıştır. Biz 1 yıl bile evden çıkmasak 2’nci 3’üncü yıl bulaşacak. Kontrol etmeye çalışıyoruz ve zamana yaymaya çalışıyoruz.”

Şu an yapmamız gereken şeyin hem hastalıkla hem de kendimizle yüzleşmek olduğunu vurgulayan Aşıkoğlu, “Bu yüzleşmemiz gereken bir süreçtir. Şu anda çok kırılgan olan ekonomimizin bütün dünyayı etkileyen ve dibe vurduran ekonomimizi de maliyemizi de hazinemizi de kamu maliyesini de ciddi şekilde etkilemiştir” dedi.

“BU 2-3 AYLIK BİR HADİSE DEĞİLDİR”

Çok hızlı bir şekilde kısa orta ve uzun dönemli bir strateji çizmekte olduklarını söyleyen Aşıkoğu, “İlk bilmemiz gereken şey bunun 2-3 aylık bir hadise olmadığıdır. Özellikle hizmet sektörlerinde uzun süreç olacak. Büyük bir ekonomik kriz olduğunu bilmemiz gerekir. Eğitim sektörü ve turizm sektörü 2-3 aya düzelir dersek çok iyimser bir tablo çizmiş oluruz” dedi.

Dijital platformların incelenmesi halinde herkesin panik atak geçirdiğinin görülebileceğini vurgulayan Aşıkoğlu, “Hiç kimsenin beklemediği bir anda böyle bir şey oldu ve ticaret bıçak gibi kesildi. Devlet dahil olmak üzere önlem alamadı. Şimdi hayat standardımızı nasıl koruyacağımıza dair bir panik yaşıyoruz” dedi.

“HAYAT STANDARDIMIZI KORUYAMAYACAĞIZ”

Hayat standardımızı koruyamayacağımızı söyleyen Aşıkoğlu, “Bununla da yüzleşmemiz lazım. Dolayısıyla da daha az bir finansal bütçeyle daha verimli ve etkin kullanılacak bütçeyle yaşamak zorunda kalacağız. Devletin ve özel sektörün bu hayat standardımızı koruyacak gücü yok” dedi.

Bu sürecin sonunda bizi başka bir dünyanın beklediği algısının önemli olduğuna dikkat çeken Aşıkoğlu, “3 yıl sonra şu anki gibi dünya beklersek çok gerçekçi olmaz. Bana göre ve birçok uzmana göre fabrika ayarlarına geri dönüyoruz. Bu hastalıkla yaşamayı öğrenmek zorundayız.

Tedbiri elden bırakmadan ama ekonomiyi de koruyarak. Belki de 65 yaş üzeri insanları sadece evde tutarak. Ekonominin çarklarını döndürerek bir strateji çizmemiz gerekecek. Bu virüsle beraber yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor” dedi.

“EKONOMİNİN DEVAM ETMESİ GEREKİYOR”

Ekonominin devam etmesi gerektiğine dikkat çeken Aşıkoğlu, “Bu tercih değil. Sağlık için bizim diğer vakalara bakabilmesi için devletin, sağlık hizmetlerinin durmaması lazım.

Hayat devam edecek. İnsanların alım gücü düşecek ama bir kaos içinde olmadan beraber yaşayarak bir sistem kurarak yaşayabileceği ortamı bu devlet sağlamalıdır. Sadece korona virüsünden etkilenen ekonomik sektörleri değil 2023’ü de düşünerek hareket etmek gerekiyor” dedi.

Başbakanın ekonomist olmasının büyük bir şans olduğuna dikkat çeken Aşıkoğlu, “Diğer bakanların bütün bürokratların şu anda 5 haftadır hafta sonları dahil bu ekipler çalışıyor. 12 -14 saat civarı çalışıyoruz. Bunu yapmak zorundayız zaten görevimiz.

Ekonomik paket ve orta vadede gelecek paket uzun vadede çıkacak paket bu söylediklerimin argümanlarıyla ortadadır. 3 ay sonra her şey düzelecek diye bir strateji belirlemiş olsaydık devlet tarafından büyük şansızlık olurdu. Nisan mayısı şansa bırakamazdık” dedi.

“DÜNYADA LOJİSTİK KONULARINDA SIKINTI YAŞIYOR”

Şu an nisan sonunun halkın görüp göremediğini soran Aşıkoğlu, “Göremiyoruz ne olacağını bir iki ay sonra. Bu krizden çıktığımızda nasıl bir dünya dengesi bekliyor onu da bilmiyoruz. Devlet soğuk kanlı krizi en az hasarla atlatıp kriz sonrasına odaklanmaktır” dedi.

Yiyecek içecek stoklarında sıkıntı yaşamamak için çalıştıklarına dikkat çeken Aşıkoğlu, “Dünyadaki lojistiği ciddi sekteğe uğrattı. Örneğin gazete kağıdı bitmiştir. 2-3 hafta sonra belki de gazeteler basılamayacak. Bazı tarım ürünlerinde Rusya’dan getirmekte zorlandık. Belli ki dünyadaki lojistik konularında sıkıntılar yaşanıyor” dedi.

“ATTIĞIMIZ MERMİNİN HEDEFİ TUTMASI LAZIM”

Aşıkoğlu şöyle devam etti: “Biz şu anda örneğin patates domates salatalık biber fasulye soğan gibi temel ürünlerin hem bu yaz hem de yıl sonuna kadar kışlık ekimini de garanti altına alabilmemiz ve ucuz, bol olmasını sağlamamız lazım. Şu anda tarım bakanlığı bunun dizaynını bitirdi.

Bu proje başbakanlığa sunulacak. Teorik olarak çalışmalar bitmiştir. Zamanı bölgesi ve kim ekeceği konusunda çalışmalar oluyor.”

Aşıkoğlu gelinecek aşamanın ‘dip’ değil ‘dibin dibi’ olacağını kaydetti ve şu şekilde devam etti: “Bu dip değil dibin dibi olacak. Bunu soğuk kanlılıkla ve rasyonel akılla çözebiliriz.

Şu an tabancada 6 mermi varsa bizde 2-3 var. Attığımız merminin hedefi vurması lazım. Kamu için şunu yapmamız lazım öncelikle: Haziran ayına herkes ucuza yemek bulabilmeli. Devletin bunu sağlaması lazım. Bu aylarda herkesin ucuza doğru dürüst beslenmesi lazım.”

Üçüncü uyruklu insanlara ilk aşamada yardım edilemediğini ama Nisan ayından sonra başka planlarının olduğunu ifade eden Aşıkoğlu, “Onları tarım sektörüne yönlendirebilirsek eğer belki de inşaat sektöründe çalışan yabancı uyrukluları tarımda kullanacağız.

Aynen bireyler gibi bir günde talep kesildi bir günde boşta kaldı bu devlet için de geçerlidir. Şimdi herkes turizmi söylüyor. Turizmde de planlar paketler olacak. Şu an istesek bile turizmi canlandırma şansımız yok.”

“SOSYAL MESAFEYİ KORUYUN”

Aşıkoğlu sözlerini şu şekilde tamamladı: “Sonuç olarak biz bu adada yaşayan insanlar olarak bunu da atlatırız ama nasıl atlatacağımızdır önemli olan.

Virüsle ilgili söyleyecek bir şey sosyal mesafenizi koruyun ve enfekte olan biri gibi yaşayın.

Ekonomik kurtuluş için de virüsle beraber yaşamayı öğreneceğiz. Yavaş yavaş ekonomiyi canlandıracağız.

Yaptığımız hatalardan madem ki fabrika ayarlarına geri dönüyoruz yeniden planlayacağız. Devletin yapısal sorunlarını çözeceğiz. Şimdi ikinci paket geliyor.

Türkiye ile yürüttüğümüz görüşmelerden çıkacak olan güzel şeyler var. Nisan sonuna turizmle ilgili paket var. Tarımla ilgili farklı proje gündemde olacak.”

Kıbrıs Postası