Çiftçiler Birliği Başkanlığına yeniden seçilen Hüseyin Çavuş Kelle, Yeni Bakış’tan Eniz Orakcıoğlu'na hedeflerini anlattı. Çiftçilerin en büyük sıkıntısının toprak koruma yasası olduğunu vurgulayan Kelle, “Toprak Koruma Yasası Meclis’te durmakta ve ivedilikle bu yasanın bu dönem Meclis’ten geçmesi gerekmektedir. Bu yasa geçmediği ve toprak sınıflandırılması yapılmadığı sürece, her geçen yıl büyük bir oranda topraklarımızı inşaat sektörüne kaptıracağız” diye konuştu.

“Yasalar ve tüzükler tadilat istiyor”

Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, 31 Mart’ta Çiftçiler Birliğinin yeni yönetim kurulunun oluştuğunu anımsatarak, “Bu yeni Yönetim Kurulu yasaya göre kendi içinde bu hafta yeni oluşumu gerçekleştirecektir. Genel ve Mali Sekreterlerini atayıp, disiplin kurullarını oluşturup yoluna hızlı bir şekilde devam edecektir. Bizim asli görevimiz ise, üreticinin haklarını savunmak, Çiftçiler Birliği misyonundan ve vizyonundan ödün vermeden bu yola devam etmektir. Tabi ki bunun yanında da hedeflediğimiz profesyonel bir yapı var ve bu yapıda tadil edilmesi gereken birlik veya üreticilerimizle ilgili yasalar veya tüzükler varsa bunlar üzerinde çalışılarak, yasal bağlamda da üreticinin haklarını korumaktır. Çünkü tarım veya tarıma bağlı kuruluşlarla ilgili yasalar ve tüzükler 83’den günümüze gelmiştir ve artık bu yasaların da tadil edilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

“Kurum, kuruluş ve çiftçilerin lehine düzenlenmeli”

Yasaların ve tüzüklerin tadili ile ilgili oluşturdukları disiplin ve denetleme kurulu oluşturduklarını belirten Kelle, “Bu kurulları seçerken özenle seçtik. Nasıl ki şu an bakanın bir müsteşarı var ve bu müsteşar tüm tarım sektörünü idare etmeye, bütçeyi uydurmaya çalışıyorsa, bizim de 8 emekli müdür ve müsteşarlardan oluşan bir disiplin ve denetleme kurulumuz vardır. Bu kurulun görevi bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşların ek olarak da çiftçilerin lehine yeniden tüzüklerin ve yasaların düzenlenmesini sağlamaktır. Tabiki sadece bununla da kalmamız mümkün değildir. Bunun yanında yasamızı hareketlendirecek kendi içindeki tüzükleri hızlı bir şekilde yapmak gereklidir” diye konuştu.

“Ambar projesini hayata geçirmeyi hedefliyoruz”

34’üncü dönemde Çiftçiler Birliği Genel Merkezini inşa ettiklerini hatırlatan Kelle, “Şimdi diğer bir hedefimiz tohum sallama ve saklama ambarının projesini hayata geçirmektir. Bunun yanında KKTC’de büyük bir geçmişi olan ve bu toprakları vatan yapmamızda öncülük eden Çiftçiler Birliği’nin bir arşivini ve müzesini yapmak için attığımız adımlar, proje ve çalışmalarımız son noktaya gelmiştir. Öte yandan, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin tarih kitabının yazılması için de çalışmalar başlattık ve bunları sonuçlandırmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde ümit ediyoruz ki diğer sektörlerle ve tarım sektörleri ile de daha fazla kucaklaşmak daha fazla iç içe olmak ve hatta yapabilirsek aynı çatı altına girmeyi hedefliyoruz. Ama ilk hedefimiz Çiftçiler Birliğinin misyonu ve vizyonu olan bu topraklarda üreticinin var olmasını sağlamak, haklarını korumaktır. Kurak geçen bu yılı da en iyi şekilde atlatarak, sıraladığımız hedeflere doğru ilerlemeyi istiyoruz” dedi.

“Her geçen gün topraklarımızı inşaat sektörüne kaptırıyoruz”

Çiftçilerin en büyük sıkıntısının toprak koruma yasası olduğunu vurgulayan Kelle, “Toprak Koruma Yasası Meclis’te durmakta ve ivedilikle bu yasanın bu dönem Meclis’ten geçmesi gerekmektedir. Bu yasa geçmediği ve toprak sınıflandırılması yapılmadığı sürece, her geçen yıl büyük bir oranda topraklarımızı inşaat sektörüne kaptırmaktayız. Bununla ilgili girişimlerimiz muhakkak olacaktır. Öte yandan akaryakıtla ilgili olarak renkli akaryakıta geçilmesi için bir mücadelemiz olacaktır. Bunlara ek olarak tarıma verilen desteklerin yeniden gözden geçirilmesi ve şekillendirilmesi için çalışmalar yapılacaktır. Bunun alışılagelmiş ve zaruriymiş gibi aynı düzende bir destek modelinden çıkartılması ve bunun yeniden gözden geçirilerek belki de farklı modellerle sürdürülebilir bir yapıya kavuşması gerekir. Bu noktada da çalışmalarımız sürüyor ve bakanlıkla da istişarelerimizi gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.

“Ada gıda cenneti değil, gıda çöplüğü haline gelebilir”

Türkiye’den gelen suyun her damlasını ve ülke kaynak sularının her damlasının çok iyi kullanılması gerektiğinin altını çizen Kelle, “Bu konuda da çalışmalarımız var. Türkiye’den iki yıl sonra tarıma verilecek suyun planlanması, neyin üretilmesi gerektiğini, neyi üretirsek girdilerimizi düşüreceğimizi çalışmalarının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Eğer bunları yapamazsak yani neyi yurtdışına pazarlayıp, neyi yurtiçinde, neyi ne kadar tüketeceğimizi, neyi üretmemiz gerektiğini planlayamazsak gıda cenneti olacak dediğimiz bu ada, gıda çöplüğü haline gelir. Bu nedenle önümüzde 3 yıl var ve bu 3 yıl içerisinde çok sıkı çalışarak, sadece saha ve arazide değil, masa başında da çok iyi çalışarak, iyi lobicilik yaparak üreticinin her anlamda haklarını korumak için büyük bir mücadele bizi bekliyor” dedi.