Cumartesi günleri de kapanabilirmişiz!

Çünkü vakalarda artış var-MIŞ.

***

Vakaların neden arttığının hala daha kimse farkında değil mi?

Pazar günleri sokağa çıkma yasağı var diye, Cumartesi günleri insanları marketlere nasıl yığdığınızı görmüyor musunuz?

Sonra bir de vakalar neden artıyor sorusuna cevap arıyorsunuz.

Vakaların neden arttığını merak edenler, Cumartesi günleri marketlerin önüne bir tabure çekip otursun ve vakaların nasıl arttığına bizzat şahit olsun. Benim de Sağlık Üstü Kurulu ve devlet yöneticilerine tavsiyem budur!

O yüzden Cumartesi günleri KA-PA-NA-MA-YIZ!

Tam tersine Pazar günleri bir açılım olmadıkça, marketler Pazar günleri de hizmet vermedikçe bu vakaların düşmesini kimse beklemesin.

***

Saçma sapan uygulamaları artık bir kenara bırakmanın zamanı gelmedi mi?

Virüs gece saat 10’dan sabah 5’e kadar sokaklarda kol gezmiyor. Veya Pazar günleri dışarılarda halay çekmiyor.  

Tam tersine o kapandığımız evlerimizde, içimizde dolaşıyor. Hafta içi sabah 05.00 ile akşam saat 22.00 arasında bulaşıyor.

Az akıl fikir Allah aşkına!

***

Zaten koyduğunuz ve denetleyemediğiniz kuralları TAKAN da yok!

Geçen Pazar sokaklar ana baba günü, dağ tepe bayırlarda piknik sofraları, evlerde eş dostlarla mangal partileri vardı. Cumartesi günü markete giren her 10 kişiden 9’unun kömür aldığını da görmediniz mi?

Daha 2 gün önce bir evde 31 kişi toplanıp doğum günü partisine katılmadı mı?

Korktu mu insanlar kurallardan veya cezalardan?

Hangi yasaklar? Kimin için konulmuş kurallar?

O yasakları koyanlar bu kurallara gerçekten uyuyor mu yoksa eş dostla beraber keyifli bir Pazar günü mü geçiriyor?

***

Devlet kendi memurunu bile ödeyemez hale geldi. Özel sektör çalışanları kaderine terk edildi. Memlekette eylem yapılmayan gün yok.

Çiftçi battı, esnaf battı, fabrikalar battı, eğitim sektörü battı, turizm yerin dibinin dibine girdi, ülkenin sanatçısı bir lokma ekmeğe muhtaç hale geldi.

Hiç ama hiç kimsenin bu ülkeye yıllarca emek veren insanları şu an paramız yok size destek veremiyoruz diye mağdur etmeye hakkı yok!

Aldığınız Ah’lar ile size edilen bedduaları inanın duymak bile istemezsiniz…

İnsanlar öyle bir duruma geldi ki, “Ben öleyim razıyım ama çalışmak zorundayım. Çocuğum gözümün içine bakıyor” diyor. Kısacası işçinin, emekçinin, esnafın virüs mirüs derdi kalmadı.

Madem illa ki kapatacağım diyorsun, kapatırsan hem işletmelerin hem de çalışanların masraflarını ödeyeceksin hem de günü geldiğinde tıkır tıkır aldığın vergileri istemeyeceksin!

Olmaz değil mi?

Bugün ki tabloda bunun olmayacağını artık herkes biliyor. O yüzden öyle bol keseden atıp Cumartesi günleri de kapanmayı kimse ağzına destursuz almasın!

Ayağını yorganına göre uzat demiş atalarımız.

O yüzden altından kalkamayacağımız yükün altına girmeye “Teşebbüs etmeye” de gerek yok.

***

Yapılması gereken şey “Kapanmaları konuşmak” değil, “Kapanmamak için sağlık alt yapısını güçlendirmek”tir.

Merkezi karantinaya her ay 500 bin TL’ler ödemek yerine, her ilçeye pandemi merkezleri kurulabilir ve sağlık kapasitesi arttırılabilir. Özellikle pandemi döneminde ek mesailerini bile almadan günde 18 saat çalışan sağlık çalışanlarına haklarını verebiliriz belki. Onları güçlendirebiliriz.

Milyon kez söyledim yine söylüyorum: TEK MERKEZDEN SINIRLI SAYIDA SAĞLIK ÇALIŞANIYLA BU İŞ YÜ-RÜ-MEZ

Bu arada Girne’de ki Hastane projesi ne oldu?