Bu yazımda biraz ‘’ŞİKÂYET’’ etmek istiyorum.

Ülke geneli ve bölgemizde yaşanan tüm olumsuzlukları, uyuyarak izlemeye devam mı edeceğiz, yoksa TAMAM mı diyeceğiz?

Bu karar elbette sizin…

Özellikle, 18-45 yaş arası gençlere soruyorum bu soruları.

Kırsal kesim arsası aldınız mı? Tüm ada da çalışmalar yapılırken, hatta toplu konut projeleri açıklanırken, biz ne pay aldık? Koca bir HİÇ...

İstihdam sağlayacak tek bir devlet yatırımı gördünüz mü? Yıllardır inşaatı devam eden Üniversite, Erenköy’de bulunan marina, son zamanlarda yapılan siteler dışında ciddi büyük yatırım gördünüz mü?  Bölgede yaşayan halk KKTC vatandaşı değil mi?

Emin olun! bu kafayla, görmeyeceğiz de.

Adanın her yerinde balıkçı barınakları düzenlenirken, yenileri yapılırken biz ne yaptık? Şelonezin hali ortada, Ayfilon tarafı içler acısı, Zafer Burnu barınağı adeta dökülüyor. Peki, susmaya devam mı edeceğiz Arkadaşlar? Buradan ekmek kazanıp, aile mi geçinecek? Zor.

Her yerde eğitim sıkıntılı ve sancılı başlıyor. Son zamanlarda bu gerçeği görüyoruz. Ama! Her seneye eksik öğretmenle başlamak, bizim kaderimiz mi olacak? Ne zaman kabul etmediğimizi dile getireceğiz? Yoksa biz de kahveler de ömrümüzü susarak mı geçireceğiz?

Sağlık konusunu büyük uğraşla rayına koyarken, siyasi çekişmelere alet olmasını izleyecek miyiz? Ambulans alınır ses yok, test yapılmaz ses yok, hemşire gider ses yok, ölümler olur ses yok. Susmaya devam mı edeceğiz?

Tarım hayvancılık Dipkarpaz’da geçim kaynağıyken, bitme noktasına geldi. Eşeklerin sıkıntısını yıllarca çeken halkın balyaları yerlerde kalırken, civar köylerden balya gelmesine sessiz kaldığımız gibi, susmaya devam mı edeceğiz?

Avrupa Birliği soğuk hava deposu ve Balıkçı barınağına dinlenme, buz yapan konteyner koydu. Bu tesislerin devlet eli ile çürütülmesine susacak mıyız? Aktif kullanılsa, istihdam sağlayacak alanların nasıl yok olduğunu görmüyor muyuz?

Zafer burnu, geçmiş yılların en büyük yerleşim yeriyken, şimdilerde terk edilmiş gibi. Binlerce turisti ağırlayan bölgenin bu halde kalmasına susacak mıyız? Devlet istese, bir köy daha çıkmaz mı oradan? Yüzlerce kişi ekmek yemez mi bölgeden? Susmak daha mı kolay sizin için?

Yanı başımızda çöp yanarken ve köyün üstüne zehirli dumanlar gelirken, susmaya devam mı edeceğiz? Bu kafayla mı turist çekeceğiz köye?

Ne yapalım yani? İşe giren, durumu iyi olan sussun mu? Geçmişte olduğu gibi, altta kalanın canı çıksın diyerek, geldiğimiz duruma devam mı edelim?

Bir eğitimci olarak şunu belirtmek isterim; SUSMAYIN!

İtiraz eden, sorgulayan, araştıran çocuklar yetiştirin.

Bizi, itiraz eden ve her şeyi kabul etmeyen çocuklar kurtaracak.

Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.