Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Nevhiz Özer, Yeni Bakış’tan Deniz Abidin'e yaptığı açıklamada, çocuk kanser vakalarında bir önceki yıla göre artış yaşandığını belirterek, bu ay itibarıyla 77 çocuğa kanser teşhisi konulduğunu söyledi. Özer, 77 çocuğun sadece vakfa kayıtlı olan çocuklar olduğunu ifade etti. Özer, kanser sayısının gün geçtikçe artmasının ürkütücü olduğuna dikkat çekerek, bu çocukların gerek kendileri gerekse ailelerinin tedavilerine vakıf olarak yetişmeye çalıştıklarını kaydetti. 

Özer, tedavinin gerçekleşmesinin zor olduğu durumlarda bazı çocukların yurt dışında tedavi gördüğünü anlatarak, çocukların sadece tedavi amaçlı değil, sosyal ve psikolojik alanda da desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. 

“Çevre faktörü ve beslenme önemli”

Nevhiz Özer, bu aşamada en önemlisinin anne ve babanın ayakta kalabilmesi ve sağlıklı olabilmesi olduğunu belirterek, bazı annelerin çocuğun yanında kalabilmek için işini bile kaybettiğini söyledi. 

Nevhiz Özer, “Çocuklardaki kanser vakasının artma sebebi konusunda tıp camiasından olmamam nedeniyle her ne kadar fikir yürütmek doğru olmasa da, kalıtsal boyutunun olduğunu düşünüyorum” diyerek, bunun yanında çevre faktörleri ve beslenmenin de etken olduğunu kaydetti. 

Özer, gelinen aşamada hastane konusunda şanslı olunduğuna dikkat çekerek, Onkoloji Servisinin en üst katında vakıf olarak çalıştıklarını ve çocukların oraya taşındığını ifade etti. 

“Devletin yetişemediği yerde biz devreye giriyoruz”

Özer, çocukların bu sayede rahat bir ortamda tedavi görmekte olduklarını belirterek, merkezde her türlü imkana sahip olunduğunu ve bir sıkıntının olmadığını söyledi. 

Özer, şöyle devam etti, “Devletin yetişemediği yerde veya acil bir durumda çabuk davranılmadığı hallerde, çocukları yurt dışına göndermede ya da ilaç konusunda tedarik etmeye çalışıyoruz. Bu masrafları devlet bize zaman zaman geri ödeyebilmektedir. Bazen ise almamız aylar sürüyor, bazen de alamıyoruz.”

“Devlet politika üretmekte yeterli değil”

“Devletin bir kanser politikası olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna karşılık ise Özer, devletin bu anlamda politika üretmekte yeterli olmadığını belirtti. Nevhiz Özer, ancak her şeye rağmen bir çabanın görülmekte olduğunu söyleyerek, halkı bilinçlendirmenin önemli olduğunu kaydetti. 

Özer, farkındalık yaratmanın önemli olduğunu ifade ederek, devletin bu konuya daha çok duyarlı davranması gerektiğine dikkat çekti. Özer, “Ancak ne yazık ki bazı yetersizlikler bunu imkansız kılıyor” diyerek, “el birliği ile daha çok uğraşarak bunu yapabiliriz” dedi. 

“Bilgi yetersizliği var”

Özer, “Yardım elini uzatan çok insanımız var. Dışarıdan çok görülmese bile duyarlı vatandaşımız çoktur. Ülkede sadece bilgi yetersizliği vardır. Farkındalık azdır. Vakıf olarak bu farkındalığı artırmak için çalışıyoruz. Okullarda eğitim, seminerler vererek ve beslenme konusuna dikkat çekerek farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Çocukların özellikle ev yemekleri yemesini alışkanlık haline getirmemiz gerekir. Burada aile ve öğretmenlere de görev düşer. Şeker ve yağ oranının düzenli bir şekilde alınması önemlidir. Bu konularda genel anlamda yeterli bir seviyeye ulaşmadık. Bu konuları aşabilmeyi başarabilirsek el birliğiyle daha iyi günlere ulaşabileceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu. 

Tabipler Birliği Başkanı Dr. Arifoğlu: Devletin istatistik bilimsel veri tabanı olmadı

Tabipler Birliği Başkanı Dr. Kenan Arifoğlu da, devletin bu güne kadar istatistik bilimsel bir veri tabanının oluşturmadığını belirterek, özel hastanelerde yapılan kanser  ameliyatlarının doğru düzgün bildirilmediğini söyledi. Arifoğlu, kimi vatandaşın ise yurt dışında tedavi gördüğünü ifade ederek, bundan da kimsenin haberdar olmadığını kaydetti. 

Arifoğlu, bunu Sağlık Bakanlığı’nın da dikkate aldığını ve istatistik bir birim kurulması yönünde çalışma başlatarak doğru bir adım attığını söyledi. 

“Onkolog uzmanı çok az”

Arifoğlu, bugüne kadar istatistik veri tabanı olmamasından dolayı ne kadar vakanın, hangi bölgelerde olduğunun bilinmediğini ve bir planlama yapmanın mümkün görünmediğini söyledi. Dr. Arifoğlu, yıllarca sağlıktaki politik sistem üzerinden doktorların eğitimiyle ilgili düzenleme yapılmadığından dolayı devletin ciddi anlamda onkolog sıkıntısının olduğunu belirtti. Arifoğlu, onkoloji uzmanının çok az olduğuna dikkat çekerek, devletin eksik kontenjanlar üzerinde baskı oluşturması gerektiğini kaydetti. Arifoğlu, bu yönde de bir politika olmadığından dolayı onkolog yanında acil hekim uzmanının da olmadığını söyledi. 

Arifoğlu, Onkoloji Hastanesinin açılmasının olumlu olmakla birlikte tüm hastaların emniyetli ve güvenli olması gerektiğine vurgu yaptı. 

“Kanserin bildirimi zorunlu olmalı”

“Ülkedeki kanser vakalarındaki bu kadar fazla artışı neye bağlarsınız?” şeklindeki soruya karşılık ise Arifoğlu, şunları söyledi, “Artış olduğu söylenmektedir. Peki hangi istatistiğe göre diye ben sormak istiyorum. Bugüne kadar düzgün bir istatistik tutulamadı. Dünya genelinde bir değerlendirme yapma durumumuz da bu nedenle yoktur. En küçük bir kanser vakası bile devlete bildirilmiyor. Arttığını söylemek havada kalıyor. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda çalışmasını olumlu buluyorum. Kanser vakalarının tüm verileri bir merkezde toplanmalıdır.”

Dr. Arifoğlu, bu kadar çok dağınıklığın içinde hastaların da güvenebileceği bir yer bulana kadar zaman kaybı yaşadıklarını düşündüğünü ifade ederek, kanser bildirimi zorunlu bir hale getirilip, bu dağınıklığı toparlamak gerektiğini kaydetti.