Yeni Bakış'tan Özlem Çimendal'ın haberine göre, Siyasete atılmasındaki belirleyicilerin çok yönlü olduğunu anlatan HP Lefkoşa Milletvekili adayı Cemre Günsel Esengin, bunların en başında gelen ve en önemli nedenlerden birinin de çocuklara daha güzel bir ülke bırakmak odluğunu vurguladı. 

Esengin, “Hukuk eğitimi almak için ada dışında olduğum yıllarda uzakta olmanın verdiği özlemle ülkemden hiç kopmadım. İyi bir eğitim alıp ülkeme yararlı bir birey olmak için çabalarken memleketimin sokaklarını sel aldı, iş bilmezlik sıradanlaştı, kötü yönetimin her şekli her gün hayatımıza dokunur oldu, dağlarımız daha da oyuldu” dedi. 

“Bu kötü gidiş kader değil, hak ettiğimiz gibi yaşayabiliriz”

Esengin şöyle konuştu: “Bu kötü gidişin kaderimiz olmadığına ve bu topraklar üzerinde hak ettiğimiz bir düzenin kurulabileceğine olan inancım hiçbir zaman sarsılmadı. Bu duygularıma tercüman olan Halkın Partisi’nin kuruluşunda yer aldım. 2 yıla yakın bir süredir parti içerisinde çeşitli çalışmalara katkı koymaktayım. Bir hukukçu olarak çağımızın gereklerine uygun, etkin ve adil çalışan bir Meclis yaratmak; yapanın yanına kar kalmayan adil bir sistem içinde yaşayabilmek; çocuklarımıza nitelikli bir gelecek sağlayabilmek için Halkın Partisi’nden milletvekili adayı oldum.”

“İyi yönetim ve sosyal adalet ilkelerini temel alıyorum”

İyi yönetim ve sosyal adalet ilkelerini temel alan, insan haklarına, demokrasi, laiklik, şeffaflık, hesap verebilirlik, liyakat ve hukukun üstünlüğü temelinde devletin halk için var olduğu bir siyasi görüşe sahip olduğunu anlatan Esengin, ülkenin en büyük eksikliğinin, şeffaf olmama ve devlet, halk için var olan bir siyasi anlayışın eksikliği olduğunu belirtti. 

“Sağlık ve eğitim hizmetleri içler acısı”

Ülke olarak neredeyse hemen her konuda ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Esengin, “Bunların belki de hayatımızı en derinden etkileyenleri olarak sağlık, eğitim ve ekonomik sorunlar sayılabilir. Özellikle sosyal devlet olgusunun olmazsa olmazı Sağlık ve Eğitim hizmetlerinin içler acısı hali kabul edilebilir değildir” dedi. 

“Siyasete güvensizliği siyasetçiler yarattı”

Bugüne kadar hükümette veya Meclis’te bulunmuş olan siyasi partilere ve siyasilere karşı toplum tarafından ciddi bir güvensizlik olduğunun gözlemlendiğine dikkat çeken Esengin, “Bunun nedeni sadece verilen sözlerin yerine getirilmemesi değil; aynı zamanda çeşitli yolsuzluk iddialarından tutun da son günlerde de gündemde olan siyasilerin izah edilemez zenginleşmesi ve tüm bunların hesabının sorulmaması yatmaktadır. Bu güvensizliği yaratan aslında bizzat siyasetçilerdir. Seçimden seçime hatırlanan vatandaş, ülke yararına değil zümresel çıkarlara endeksli politikalar ve benzeri hatalar bu güvensizliği körüklemiştir” şeklinde konuştu. 

“Memleketin ve yasaların vahameti Meclis’in halk için çalışmadığını gösteriyor”

Meclis’te görev yapan vekillerin gerçekten vatandaşın beklentileri doğrultusunda icraat yaptıklarına inancının memleketin haline ve yasaların vahametine baktığı zaman gittikçe azaldığına vurgu yapan Esengin, “Özellikle son hükümet dönemindeki yasa yapma ve yasaların yargıdan dönme performansı göz önüne alındığında durumun vahameti gözler önüne seriliyor” ifadelerini kullandı. 

“Önemli olan Meclis’teki zihniyetlerin değişmesi”

Toplumun ihtiyaçlarına cevap veremez durumda olan bir meclisin varlığının eleştiri odağı olduğu söylemleri hakkında da açıklamalarda bulunan Esengin, önemli olanın zihniyet yenilenmesi olduğunun altını çizdi. Esengin, “Meclis’te esas olan zihniyet yenilenmesidir. Geçtiğimiz seçimlerde eski siyasi partilere mensup yeni isimlerin meclise girdiğini gördük; ancak esaslı bir değişiklik yaşanamadı. Meclisin yeni siyaset anlayışına haiz, bu zihniyeti benimsemiş insanlardan oluşmalı diye düşünüyorum” dedi.

“Meclis’teki yetersiz olan kadın vekiller, kadın adayların bir nevi vitrin olarak kullanılmasının sonucu”

Cinsiyet kotası uygulamasının amacının bugüne kadar tam anlamıyla idrak edilememiş olmasından ve kadın adayların bir nevi vitrin olarak kullanılmasından dolayı kadın milletvekili sayısının yetersiz olduğu görüşünü dile getiren Esengin, “Tüm siyasi partiler için geçerli olmasa da, genel olarak bu algının değişmeye başladığı gözlemlenebilir” şeklinde konuştu.  

“Samimi ve ortak rıza temelinde Kıbrıs’ta bir anlaşma mümkün”

Kıbrıs konusunun geldiği nokta ve bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceği konusunda da açıklamalarda bulunan Esengin şöyle konuştu: 

“Uzun süredir süren müzakereler federasyon zeminine yani yönetimin-yetkilerin paylaşılmasına, birlikte yönetme ilkesine dayanır. Bugün için Kıbrıs Rum toplumunun yönetimi paylaşmaya hazır olmadığı gözlemlenmektedir. Yönetim paylaşılamıyorsa, yönetimi paylaşmayı içermeyen işbirliği modellerine yönelmek düşünülebilir. Önemli olan bunun adı değildir, samimiyetle ortak rıza temelinde Kıbrıs’ta bir anlaşmanın farklı modeller temelinde ele alınması konuşulabilir. Buna paralel olarak iki toplum arası diyalog arttırılarak insancıl konularda yapıcı ve işbirliğine açık olmak gerekir. Bunlara örnek olarak kayıpların bulunması ve kayıp yakınlarına yardımcı olunması; yeni sınır kapılarının açılması veya orman yangınları, çevre kirliliği yaratan kazalar konularında karşılıklı yardım alma-verme gösterilebilir.”

“KKTC Meclis’i tam bağımsız”

KKTC Meclisi’nin tam bağımsız olup olmadığı noktasındaki tartışmalara da değinen Esengin, “KKTC Meclis’i tam bağımsız olarak hareket ediyor, herhangi bir müdahaleye maruz kaldığını düşünmüyorum” dedi.  

“Hukuka aykırı işlemler yaparak devleti zarara uğratan siyasilere işlem başlatılacak”

Devleti zarara uğratarak, hukuka aykırı icraatlara adı karışan siyasilerin yargılanmaları için gerekli adımların atılmasının önemine işaret eden Esengin, kimsenin siyasi dokunulmazlığın ardına saklanarak toplumu zarara uğratmaya hakkı olmadığını vurguladı. Esengin, “Milletvekili dokunulmazlığını kaldıracağız; siyasi dokunulmazlığı sadece kürsü dokunulmazlığı şeklinde daraltacağız ve hukuka aykırı işlemler yaparak devleti zarara uğratmış olan siyasilerle ilgili yasalar çerçevesinde işlem başlatacağız. Kamu kaynaklarını kötüye kullanmış kim var ise de bunun hesabını soracağız” ifadelerini kullandı. 

“Faiz oranlarının düzenlenmesi Anayasal bir hak”

Gün geçtikçe zora giren KKTC ekonomisinde, banka faiz oranlarının düzenlenmesinin bir gerek olmakla birlikte aynı zamanda da Anayasal bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Esengin, “2006 yılında, Anayasa Mahkemesi’nin 4/2006 sayılı kararı ile Mahkeme yürürlükte faizlerin alt ve üst tabanını belirleyen bir yasa olmayışının Anayasa’ya aykırı olduğu kararını vermiş ve Meclis’i göreve davet etmiştir. Ancak aradan 11 yıl geçmiş olmasına rağmen hala daha faiz yasası yapılmamış ve vatandaşların mağduriyeti artmıştır. Aslında yukarıda bahsettiğimiz güvensizliğin sebeplerine bu tür durumları da ekleyebiliriz. Halkın Partisi olarak Faiz Yasası taslağımız hazırdır; faize faiz ödenmesine neden olan ve kredi maliyetini haksız olarak artıran faiz hesaplama yöntemlerinin (üç aylık kapitalizasyon) yerine bankaların daha adil hesaplama yöntemleri kullanmalarını sağlayarak ve finansal tüketiciler ve bankalar arasında dengeli ve adil bir yapı oluşturacağız. Devamla, faiz hesaplama yöntemini ve diğer maliyetleri içeren bilgileri bankaların müşterilerine hem sözlü hem de yazılı olarak sağlamasını zorunlu hale getireceğiz” şeklinde konuştu.  

“Uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele yeterli değil”

Son yıllarda ilkokul yaşlarına kadar düşen içki, sigara ve uyuşturucu kullanımı ile ilgili mücadelenin yetersiz kalındığının açıkça görüldüğüne de değinen Esengin, “Mevcut mücadelenin yetersiz kaldığı aşikardır. Ne yazıktır ki senelerdir bu sorun tespitleri yapılmış olmasına rağmen, bir Devlet politikası haline getirilmemiştir. Cezai uygulamalara dair yeni bir yasa yürürlüğe girmiş olmasına rağmen eksiksiz alt yapı ve personel dolayısı ile Denetimli Serbestlik Yasası anlamını ve amacını yitirmiş durumdadır. 

Bilinçlendirme politikaları ile birlikte, bağımlıların rehabilitesi ve yeniden topluma kazandırılmaları bir devlet politikası haline dönmeli ve gereken yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir. 

Halkın Partisi olarak, seçim manifestomuzda da belirttiğimiz üzere Uyuşturucu Rehabilitasyon Merkezi kurmak hedeflerimiz arasındadır. Devamla, spor hizmetlerinin kalitesini ve çeşitliliğini arttırarak sporun daha geniş kitlelere yayılmasını sağlamak da önceliklerimiz arasındadır” ifadelerini kullandı. 

“Müşavirlik statüsünü yasadan kaldıracağız”

İktidara geldiklerinde yapacakları ilk işin müşavirlik statüsünü yasadan kaldırmak olacağına vurgu yapan Esengin, “Gerek şahsımın gerekse partimin önceliğinde bulunan yasal düzenlemelerden birisi Üst Kademe Yöneticileri Yasası’nı tadil ederek, müşavirlik statüsünü yasadan kaldırmak ve müdür/müsteşar atamalarında liyakatı esas alan, görev süresi sona erdiğinde ise eski görevine geri dönmesini sağlayacak olan yasal düzenlemedir” dedi.