İnatla ve ısrarla söylüyorum ve çok da iddialıyım ki; Dünya’nın hiçbir ülkesinde, hiçbir hükümet, koronavirüs salgını ile ilgili olarak başarılı değildir!

Hadeeeee!

Alınan her kararı eleştirenleredir bu mesajım aslında!

-*-*-

Şunu demek istiyorum; iki ucu da kirli bir değnek; haliyle sağlığa ağırlık verirseniz ekonomi çökecek; ekonomiye ağırlık verirseniz ölümler daha fazla olabilecek!

Haliyle, “taraftarlar” da eleştirecek!

-*-*-

Bu arada araya girelim ve soralım: İsveç ne yaptı?

İsveç dedi ki, sadece ellerinizi çok sık yıkayın, kendinizi hasta hissediyorsanız evden çıkmayın!

İsveç’te hastaneler, çok önceden “cahiliye servisi” sahibi değildi!

Bu ülkede vatandaş olmanın gereği, devletle uyumlu çalışmaktı!

-*-*-

İlk başta ülke dökülür gibi oldu!

Günde 620 kişinin öldüğü bile görüldü!

Ama İsveç, tek bir mağazasını kapatmadı, evet ciddi ekonomik küçülme yaşadı (yüzde 5 civarında) ama bu küçülme, AB ülkeleri ortalamasının (yüzde 8) ve İngiltere’nin (yüzde 11) çok altındaydı!

-*-*-

İsveç mi doğruyu yaptı yoksa Türkiye mi?

İtalya mı?

Mesela İngiltere tıpkı bizim hükümet bibi sık sık karar değiştirdi!

Sabah alınan kararlar, akşam değişti İngiltere’de!

Ve Pazartesi, yeni değişiklikler de geliyor!

-*-*-

Kısacası, hiç bilmediğimiz için, kimse hiçbir şeyi öngöremediğinden dolayı, süreç inişli çıkışlı grafiklerle birlikte, her ülkede, çok farklı kararlarla bu sorunlu süreç yürütüldü!

-*-*-

Ve evet, KKTC’de ölüm oranı çok düşük!

Yoğun bakımda hasta sayısı sıfır!

İnşallah kimseyi yoğun bakıma almayız ve başka ölüm de görmeyiz!

-*-*-

Koronavirüs ile ilgili herkesin kabul ettiği en önemli ve en değerli şey, “hijyen, maske ve mesafe”…

Bunu başaralım…

Başarmalıyız…

-*-*-

Ve hayatımıza dönelim…

Çözmemiz gereken çok önemli sorunlarımız var…

Elbette en başta ekonomi…

Turizm kapandı yine…

Üniversiteler belirsiz…

-*-*-

Küçük esnafı, ayakta kalmak için çırpınan meyhane - lokanta – cafe – büfe – bar sektörünü düşünmek zorundayız…

Düşünün sadece Lefkoşa’da belki de en az 300 bu türden mekan var…

Ortalama beş çalışandan koyarsanız, “bin 500” kişiden bahsedersiniz!

350 bin veya 400 bin resmi nüfus içerisinde bir anda sadece bu iş yerlerinden ve sadece başkentte bin 500 kişinin işsiz kalması, sizce sorun olmaması gereken bir şey mi?

-*-*-

Evet, hayat devam ediyor…

Hapishaneye hiç el atmadık…

Sebebini bilemiyorum ama merkezi cezaevimizde insanlığa karşı suç işlememiş, çok sayıda mahkum ve tutuklu var…

Merkezi Cezaevi’ni yarı yarıya boşaltabilirdik!

Özellikle Türkiye vatandaşı mahkum ve tutukluları, Türkiye’nin alması için çırpınabilirdik.

Sordum, “Almadı Türkiye” dedi bir yetkilimiz.

Türkiyeli bir yetkili ise “haberimiz yok” deyiverdi.

Israr edebilirdik!

Tıpkı, Covid 19 pozitif çıkan TC vatandaşları gibi…

-*-*-

Devletsek, mahkumları biz cezalandırmalıyız!

Devletsek, hastaya biz bakmalıyız!

Bu eleştirileri de işitiyoruz sık sık!

Kardeşim, “bakamıyoruz” ve risk büyük!

-*-*-

Çok ciddi suç işlememiş olanlara elektronik kelepçe ve haftada birkaç gün imza veya evinde denetleme şartı getiremez miydik?

Yasa mı yoktu?

Vaaaay be!

Yasa yoktu ha!

-*-*-

Evet, neymiş, yaşam devam ediyormuş tabii ki…

Mağusa’da ne olmuş okudunuz mu gazeteleri dün?

Bir kadın, bir çocukla çıplak yatağa girmiş!

Kadının kocası fotoğraf ve videolarını çekmiş!

Sonra “koca”; kendi karısının ve çocuğun görüntülerini; sevgilisine göndermiş!

Sevgilisi de bir başkasına aktarmış!

-*-*-

Koronavirüs mü dediniz?

Bence bu anlattığım olaydaki “virüs” nasıl bir şeyse ve bu arkadaşların kafasına girmişse; koronavirüsten çok daha tehlikeli!