Diyalog gazetesinden Suna Eden'in haberine göre Kuzey Kıbrıs genelinde depresyonun yaygınlığını ölçen ilk bilimsel çalışmanın sonuçları, her beş kişiden birinin tedavi gerektirecek kadar ruhsal hastalığı olduğunu gösterdi. Psikiyatrist Profesör Doktor Mehmet Çakıcı başkanlığında beş kişilik uzman psikolog tarafından yapılan çalışma, ülkedeki depresyon oranının yüzde 23.4 olduğunu ortaya çıkarırken, bu rakam dünya ölçekleri baz alındığında oldukça yüksek bir sırada yer alıyor.  

KKTC’deki oran, Afganistan, Irak, Nepal gibi ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşan ülkelerle neredeyse aynı çıkarken, şehirlerde yaşayanlara göre kırsal kesimde yaşayanların daha fazla depresyona yakalandığı belirtildi. Bilimsel çalışmaya başkanlık yapan Profesör Doktor Mehmet Çakıcı, elde edilen yüzde 23.4’lük oranın korkunç derecede yüksek olduğunu, bu oranın her beş kişiden birinin depresyonda olduğunu gösterdiğini söyledi. Çakıcı, Diyolag’a yaptığı açıklamada bilimsel çalışmayla ilgili bilgiler verdi. 

Ülkedeki ilk çalışma 

Çakıcı,  ‘KKTC’de Depresyonun Yaygınlığı ve Risk Faktörleri’ isimli çalışmanın ülke genelini kapsayan ilk bilimsel çalışma olduğunu belirterek, kendisi dâhil beş kişiden oluşan uzman psikologlar tarafından yapılan çalışmanın tüm bölgeleri kapsadığını ifade etti. Çakıcı,  2011 yılında yapılan nüfus oranına göre bir kota belirlenerek kadın ve erkekten oluşan 18-65 yaş arası bin kişiyle görüşüldüğünü, bu kişilerle görüşülürken 36 sorudan oluşan uluslararası depresyon ölçeğinin kullanıldığını söyledi. Şehir ve köylerdeki bin kişi üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre, ülkede depresyon oranının yüzde 23,4 olarak belirlendiğini kaydeden Çakıcı, dünya geneline bakıldığında ise depresyon oranının yüzde 3 ila 25 arasında olduğunu belirtti. KKTC’deki yüzde 23,4’lük oranın dünyayla kıyaslandığında çok yüksek bir rakam olduğunu kaydeden Çakıcı, “Ülkemizde depresyon oranına bakıldığında Brezilya, Afganistan, Irak, Bolivya, Nepal ve Hindistan ülkeleriyle eşdeğerde olduğunu söyledi. Çakıcı, bu altı ülkedeki oranın yüzde 23 ile 25 arasında olduğunu dile getirdi. 

Gençler ve kadınlarda daha fazla 

Elde edilen verilerde gençlerin, kadınların ve yaşlıların depresyona yakalanma oranının daha yüksek olduğunun görüldüğünü belirten Çakıcı, ayrıca şehirlere nazaran kırsal kesimlerde oranın daha yüksek çıktığını söyledi. Çakıcı, gençlerin işsizlik, gelecek kaygısı, boşanma, kadınların şiddet, işsizlik, evinde yaşadığı kişisel sorunlar, boşanma, yaşlıların ise hastalık ve ölüm korkusundan dolayı depresyona yakalandığını söyledi.  

Depresyon hali ruhsal bir hastalık 

Depresyonun çökkünlük, karamsarlık, mutsuzluk, umutsuzluk gibi duyguları içeren ruhsal bir hastalık olduğunu kaydeden Çakıcı, elde edilen yüzde 23,4’lük oranın ülkedeki her beş kişiden birinin tedavi gerektirecek kadar ruhsal hastalığı olduğunu gösterdiğini ifade etti. Depresyonun genel nedenlerinin biyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel nedenler olduğunu dile getiren Çakıcı şöyle konuştu: “Mesela vücudunuzda mutluluk veren seratonin hormonunun eksilmesi kişiyi depresif bir ruh haline sokar. Bu durum biyolojik etken sınıfına girer. Yakın kişilerin kaybı, boşanma, ayrılık gibi etkenlerde depresyonun psikolojik boyutunu oluşturur. Sosyo-Kültürel nedenler ise işsizlik, ekonomik sorunlar, göç, bankaların batışı, yaşadığı yerde ayrımcılığa maruz kalma, koloni geçmişi, kendinden daha büyük bir ülkeye bağımlı olma gibi unsurlardır.” 

Bilimsel açıdan gerçeklerle yüzleştim 

Çakıcı, KKTC ile depresyon oranı açısından eşdeğer olan Brezilya, Afganistan, Irak, Bolivya, Nepal ve Hindistan ülkelerine bakıldığında ortak özelliklerimizin göç, koloni, savaş, başka bir ülkeye bağımlı olmak gibi etkenler olduğunu dile getirdi. Çakıcı, Ruhsal hastalık potansiyellerini incelemeye başladığım zaman KKTC’deki yoğunluk karşısında şaşırdım. Bu çalışmaları yapmasaydım, ülkemizdeki çoğu insanın ruhsal hastalıklarla boğuştuğunu bilmeyecektim. Bilimsel olarak bu gerçekle yüzleştim” dedi. Elde edilen sonuçları ‘korkunç derecede’ olarak nitelendiren Çakıcı, “Depresif bir toplum olduk” ifadesini kullandı.