Akıncı açıklamaları çerçevesinde Kıbrıs sorunundaki bilindik görüşlerini dile getirirken Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahalede bulunduğu şeklindeki görüşünü de yinelemekten kaçınmadı.
Müzakerelerin yeniden başlaması perspektifi ve Cenevre’deki gayri resmi 5’li görüşmenin sonucu  hakkındaki kötümserliğini dile getiren Akıncı, müdahil tarafların pozisyonlarında değişiklik olmaması durumunda ortaya olumlu bir şeyin çıkmasını beklemediğini söyledi. 
Akıncı, olguların şu anda olduğu şekilde ve tarafların pozisyonlarıyla, Tatar ve Anastasiadis’in bir kahve veya yemek için bir araya gelmesinin mümkün olduğunu ancak Kıbrıs sorununda karşılıklı kabul edilebilen bir çözümle ilgili konuşmak için bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı iddiasında bulundu.  
Akıncı, Kıbrıs’ta yegane çözümün ve karşılıklı kabul edilebilir çözümün, siyasi eşitlikle, iki kesimli iki toplumlu federasyon olduğu yönündeki görüşünü yinelemekten kaçınmazken, müzakereler sürecinde önemli bir yol kat edildiğini, hemen hemen tüm önemli konularda görüş birliklerinin bulunduğunu, sağlandığını, bundan sonra ihtiyaç duyulan şeyin siyasi irade ve kararlılık olduğunu da savundu.
Crans Montana’da kaybedilen fırsattan söz eden Akıncı, gerek Kıbrıs Türk tarafının gerekse Türkiye’nin Kıbrıs sorununda karşılıklı kabul edilebilir bir çözümü desteklemeye hazır olduğunu ancak Anastasiadis’in son adımı atmakta tereddüt ettiğini söyledi. 
Akıncı kendi ısrarı sonucu Ankara’nın, kabul edilebilir çözüm şekilleri içerisinde federal çözümü muhafaza etmesini  başardığını savunan Akıncı, Nikos Anastasiadis ile aralarında bulunan önemli ve büyük Güven Yaratıcı Önlemlerden, aynı zamanda ikisinin gidişatına şekilde damga vuran istasyonlardan da söz etti. 
Türkiye’nin Ersin Tatar ile yarıştığı seçimlere müdahale ettiği şeklindeki görüşünde ısrarlı olan Akıncı, Türkiye’nin etkisinden ve kontrolünden de bahsetmekten kaçınmadı. 
Akıncı geleceğin Kıbrıs’ına ilişkin vizyonunu paylaşarak “umudumuzu asla kaybetmemeliyiz” dedi.  
İki hafta içerisinde gerçekleştirilecek olan 5+1 görüşmesine ilişkin beklentilerinin ne olduğu ve müzakerelerin yeniden başlayacağına inanıyor musunuz sorusu üzerine Akıncı, müdahil tarafların dile getirdiği pozisyonlarında değişiklik olmaması durumunda görüşmeden olumlu bir şey beklenmemesi gerektiğini belirtti. 
Akıncı sözlerinin devamında “muhtemelen müzakerelerin başlaması için karşılıklı olarak kabul edilebilir bir neden bulunmadığı söylenecektir, bundan olayı resmi görüşmeler başlamayacak. Ancak ortak zemin bulmamız için bir tür diyalog devam etmelidir. Elbette bu adanın bölünmüşlüğünü pekiştirmeye yardımcı olacak yeni bir değerli zaman kaybına eşit değer olacaktır” ifadesini kullandı.
Taraflar bu kez başarısız olursa Kıbrıs sorununda ne olacağı sorusu üzerine Akıncı “başarısızlık tek şeye yardımcı olacak, o da, Ada’nın bölünmüşlüğünün muhafaza edilmesidir. Söylemeye de gerek yok, Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağımlılığı daha da artacaktır”.
Birçok kişi geçtiğimiz Ekim ayında seçimlerinin yapılmaması nedeniyle önemli bir fırsatın kaçtığını düşünüyor, buna katılıyor musunuz sorusu üzerine Akıncı, görevi süresince, federal bir çözüme ulaşmak amacıyla bir uzlaşma için zeminin hazırlanması yönünde elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını inandığını söyledi. 
Akıncı, sıkı çalışmaları ve sürekli çalışmaları sayesinde Crans Montana’daki konferansa ulaştıklarına inandığını, Kıbrıs Rum tarafındaki seçimler nedeniyle 2018’de ortaya çıkabilecek sorunları da bildiğini, bu nedenden dolayı, eğer siyasi kararlılık varsa, konuyu, seçimlerden önce çözebilecek noktaya getirmek için elinden geleni yaptığını belirtti. 
Akıncı, ancak maalesef Crans Montana’da fırsatı kaçırdıklarını, samimi olarak söylemek gerekirse bu konferansta gerek kendisinin gerekse Türkiye’nin, çözümün sağlanması için esneklik göstermeye hazır olduğu konusunda gerekli mesajı gönderdiğini ancak Anastasiadis’in son adımı atmaya hazır olmadığını söyledi. 
Crans Montana ve bizdeki seçimlerin ardından çok farklı bir görüntünün şekillendiğini söyleyen Akıncı, Kıbrıs Türk liderliği ve Türkiye’nin, kendisinin bunun hiçbir yere götürmeyeceğine inandığı,  iki ayrı bağımsız devletten söz ettiğini belirtti.
Akıncı diğer yandan ise Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini kabul etme isteksizliğinin de devam ettiğini söyledi.  
“Tatar ve Anastasiadis’in son altı ay içerisine bir kez görüştüğü ve bu durumda müzakerelere oturmalarının kolay olup olmadığı” sorusu üzerine Akıncı “yanıtları zaten size verdim, tarafların tezlerinde değişiklik olmazsa Tatar ve Anastasiadis’in karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm için oturmalarına neden olmadığını anlamak için yeterli olduğunu düşünüyorum” dedi.