Kudret Özersay’ın uyarıları…

Akla, mantığa çok uygun…

“Sağlığımızı tehlikeye atmadan, gerekli tedbirleri alarak” diyor Kudret hoca…

Ve ekliyor: “Kıbrıs’ta iki taraf arasındaki geçiş kapılarından kısa süreli geçişler başlamalı…

Nasıl mı?

Mesela test yaptıran veya iki aşısını da vurdurmuş olan 12 saatliğine geçebilmeli!

Bu konuyu mutlaka değerlendirmek lazım!

Nasıl mı?

-*-*-

Hükümet bu konuda girişim yapmalı…

Neden?

Çünkü döviz ama özellikle de Euro’nun Türk Lirası ile farkını da dikkate alarak Güney Kıbrıs’tan ülkemize gelecek kişilerin bir yandan süpermarketlerden diğer yandan Arasta başta olmak üzere Mağusa, Girne, Güzelyurt, Lefke çarşılarında esnafımızdan yapacağı alış veriş, böyle bir ekonomik kriz döneminde az da olsa olumlu bir hareketlilik yaratabilecektir…

Evet, Özersay söylüyor bunları!

“Biz muhalefeti dinlemeyiz” mi diyeceksiniz?

Paşa gönlünüz bilir!

Ama bu öneri, bence en kısa sürede değerlendirilmeli!

-*-*-

“Para kalmadı, devletin gelirleri azaldı” diyen kim?

Hükümet üyeleri!

Bizzat Maliye Bakanı!

Ve Başbakan…

-*-*-

Peki, gelirler azaldıysa, “… Rumlar ülkemizden akaryakıt alımaya başlarsa, bunun da en az diğer kalemlerde olduğu gibi Maliye’ye önemli bir gelir oluşturabileceği göz ardı edilmemelidir”...

Bunu da Kudret hoca dile getiriyor…

-*-*-

“Egemen eşit iki devletli çözüm” diyerek Cenevre’ye gidiliyor…

Gerçekten “egemen ve eşit” olduğumuza inanıyorsanız, o zaman bir şeyler yapmak zorundasınız!

-*-*-

Ve bu önerilere kulak vermek de göreviniz olmalıdır!

“… Örneğin son 24 saat içerisinde PCR testini yaptırmış olanların, belirli bir saat dilimi içerisinde ülkemize gelişlerine izin verilmesini konunun uzmanları değerlendirmelidir diye düşünüyorum” diyor Kudret Özersay…

Fena mı ediyor?

Yanlış bir şey mi söylediği?

-*-*-

“… PCR test sonucu negatif olan bir kişinin, bir günden daha kısa bir süre içerisinde pozitife dönmesi ve hastalığı bulaştırmaya başlaması çok düşük bir olasılıktır. Kuşkusuz bu konuyu en iyi değerlendirebilecek olan Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’dur. Güneyin epidemiyolojik verilerine de bakarak bu konuda olumlu bir adım atılması yönünde karar verirlerse bunun özellikle böyle bir dönemde ekonomik anlamda çok olumlu bir etkisi olabileceğini düşünüyorum”…

-*-*-

Bu sözlerde bir eksiklik var mı?

Yoksa, “ne yapmadın ya sen bakanken?” diyerek, illa ki mızırlık mı çıkarmak lazım?

“Muhalefet söyledi, asla kabul etmeyelim, olman da halk alkışlar” korkusunda ezilmek mi lazım?

-*-*-

Özersay, en az bir aydan beri diyor ki, “…  Cenevre görüşmesi öncesinde her iki tarafın da sağlık koşulları imkan verdiğinde Covid salgını öncesindeki koşullarda tüm geçişlerin açılacağı ve özellikle turistlerin geçişlerini zorlaştıracak ilave engellemelerin yaratılmayacağı güvencesinin karşılıklı olarak taahhüt edilmesi de çok önemlidir. Çünkü geçiş kapıları salgın nedeniyle kapanmazdan kısa süre önce Kıbrıs Rum Yönetimi Larnaka veya Baf üzerinden ülkemize gelmek isteyen turistlere birtakım zorluklar çıkarmaya başlamıştı. Cenevre gibi bir zirve öncesinde bu konularda Rum tarafından güvence alınmasını zorlamamız gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir karşılıklı taahhüt açıklaması Cenevre’deki atmosferi de olumlu etkileyecektir.”

-*-*-

Bu öneri, son dönemlerdeki en yapıcı, en güven artırıcı ve en önemli konuyu içeriyor…

Sadece hükümet değil, Cumhurbaşkanı tarafından acilen değerlendirilmeli…

Çünkü, Cenevre’den “eli boş” dönmek sorun olmayabilir ama “suçlanan” olarak dönmek de olasılıklar arasında!

-*-*-

İki bölgeli veya iki devletli çözümü savunmak başka şeydir; salgın nedeniyle içinden çıkılmaz bir duruma düşen ekonomiyi düşünüp, Cenevre’ye gitmeden önce “en kötü senaryolara göre” tedbirler üretmek başka şey…

-*-*-

Olumlu veya olumsuz, doğru veya yanlış “egemen eşit iki devleti savunmaya gidiyor olabilirsiniz”…

Ama gitmeden önce; bu öneriler ışığında girişim yapmak hatta bu konuda “başarılı sonuç” elde etmek, inanın sizin başarı hanenize yazılır, korkmayın, Kudret hocaya bir şey kazandırmayacaktır!

-*-*-

Evet, Özersay’ın önerisidir…

Siz ne olur yapın…

Yapın ki biz kazanalım…

-*-*-

Kudret hocayla bu konuyu kısa bir şekilde konuştum…

“Son 24 saat içinde yapılmış negatif test ile günübirlik (12 saatlik) geçiş izni verilse esnaf belini doğrultur, süpermarketlerden alış veriş patlar ve akaryakıt alımıyla maliye gelir elde eder” diye anlattıklarını bir kez daha özetledi.

Madem ki Türkiye’den de gelmiyor; fena mı yani!

Lütfen!