3 Nisan 1989’da 51 yaşındayken bir trafik kazasında hayatını kaybeden Çağatay’ı anma törenine, ailesi ve sevenlerinin yanında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sezai Öztürk, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Zorlu Topaloğlu, ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, bazı bakan ve milletvekilleri katıldı.

Saat 09.30’da başlayan törende, Mustafa Çağatay’ın kabrine çelenklerin konulmasının ardından saygı duruşu yapıldı, İstiklal Marşı okundu.  

Ardından, Merhum Başbakan Mustafa Çağatay’ın ailesi adına Yücel Dolmacı’nın konuşması, rahatsızlığı nedeniyle törene katılamadığı için Nagehan Diner tarafından okundu ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar konuşma yaptı.

- “Seveni çok, düşmanı yoktu”

Mustafa Çağatay’ın ailesi adına Yücel Dolmacı’nın konuşmasında, beraber yürüttükleri çalışmalara ve anılarına yer verildi; Çağatay’ın demokrasiye inancı ve demokrat kişiliğine vurgu yapıldı.

Çağatay’ın herkesi sabırla dinlemesi, sessizliği, sade giyimi ve mütevazı kişiliğine de değinilen konuşmada, “Seveni çok, düşmanı yoktu” ifadelerine yer verildi.

Başarılı bir avukat olan Çağatay’ın her zaman hukukun üstünlüğüne önem verdiğine ve tüm görevlerinde hep Anayasa’ya ve yasalara bağlı kaldığına işaret edilen konuşmada, “Adaletin terazisi Çağatay Bey’in eline o heykeldeki kadının elinden daha çok yakışırdı” denildi.

Dolmacı’nın konuşması şu sözlerle tamamlandı:

“Sayın Çağatay’ı elim bir trafik kazasında kaybetmenin üzüntüsünü her an duyuyoruz. Ancak ondan sonra onun ilkelerinden ayrılmış olmamız ve bugünkü sorunlar üzüntümüzü artırıyor. Onu rahmetle tekrar anar, saygılar sunarım.”

- Tatar: “Onların davası şu an bizim davamızdır”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise konuşmasında, Mustafa Çağatay’a ilişkin, “Kendisi Limasol’dan Girne’ye, KKTC’nin kökleşmesinde ve yücelmesinde büyük hizmetleri geçen bir hukukçu, bir mücadeleci, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kurucularından ve ona büyük hizmetler veren bir abimiz, bir büyüğümüz olarak gerçekten çok sevilen; demokrat kişiliği ve hoşgörüsüyle hep anılan bir devlet adamıydı. Kendisini rahmetle anıyorum, ailesine sabırlar diliyorum” dedi.

Tatar, “Bugün KKTC, 1983’ten sonra halen yoluna devam ediyorsa ve gelecek yıl 40’ıncı yılını kutlayacaksak, demek ki Musfata Çağatayların ve onun gibi dava adamlarının, bugün Doğu Akdeniz’de bir Türk Devleti sahibi olmamızda, bağımsızlık ve özgürlüğümüzde büyük hizmetleri vardır. Onların davası şu an bizim davamızdır. Onların mücadelesi, bizlerin mücadelesidir” dedi.

Dün yeni seçilen Rum liderin katıldığı bir etkinlikte halen Enosis’ten bahsedildiğini kaydeden Tatar, mücadelenin devam ettiğini ve bu mücadelenin kutsal olduğunu vurguladı.

- “Onların yolunda bu davayı yürütmek, Anavatan’la uyum içinde bu süreçleri sürdürmek durumundayız”

“5’inci kol faaliyetleriyle KKTC’yi karıştırmak için her türlü girişimin devam ettiği bu dönemde Mustafa Çağatay’a, onun davasına, inançlarına, onun yönettiği ve yönlendirdiği şuura ve davaya bakmak lazım” diyen Tatar, okuduğu ve söylemleriyle tanıdığı Çağatay’ın asla Kıbrıs Türk halkını Anadolu’dan uzaklaştıracak ve yok oluşa sürükleyecek bir siyaseti kabul etmeyeceğini belirtti.

Tatar, sözlerini, “Biz onların yolunda bu davayı yürütmek, bu davayı yönetmek ve kopmaz bağlarımızın devam etmesi için Anavatan’la uyum içerisinde bu süreçleri sürdürmek durumunda olduğumuzu bir kez daha onun manevi huzurunda paylaşmayı bir vazife biliyorum” diyerek sonlandırdı.

Mustafa Çağatay, 1978-1983 yılları arasında başbakanlık yapmış, 15 Kasım 1983’te ilan edilen KKTC’nin kurucu başbakanlığını da yürütmüştü.

1937 doğumlu olan Çağatay, 3 Nisan 1989'te Girne’de evi yakınlarında geçirdiği  trafik kazasında hayatını kaybetmişti.