Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, son yıllarda krizlerin hızının arttığı ifade edilerek, daha önce ortalama 10 yıl aralıklarla gelen krizlerin, şimdi 1-2 yılda tekrarlanmaya başladığı ve daha etkili ve yıkıcı olduğu kaydedildi.
Bir hafta içinde Türk lirasının değer kaybının yüzde 25’lerin üzerine çıktığı belirtilen açıklamada, girdilerin artarak, tavan yaptığı, alım gücünün aynı oranda yerlere serildiği ifade edildi.
“Toplum açısından ekonomi neredeyse durdu, sıfır noktasına doğru evriliyor” denilen açıklamada, “Tüketimini üretim ile karşılayamayan, karşılamaya çalışmayan, politik yatırımlar için har vurup harman savuran ülkelerin kaçınılmaz sonu ile karşı karşıyayız” ifadeleri kullanıldı.
“Üretim ve tüketim arasında bir denge olması gerektiği görmezlikten gelinerek, politik amaçlar için harcamaların artırıldığı” savunulan açıklamada, şöyle devam edildi:
“Bu da bizi değil kriz iflas noktasına getirmiştir… Enflasyonun ülkemizde, Türkiye Cumhuriyeti ve benzer ülkelerde çok yüksek olmasının nedeni budur. Dolayısıyla, kimse laf oyunlarıyla mazeret aramasın. Üretimi gelişmiş, üretim ve tüketim arasındaki dengeyi gözeten ülkelerde enflasyon her zaman düşüktür. Bu gerçeklik de bize ne yapmamız gerektiğini gösteriyor. ‘Ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız’… Ayakları uzatmak istiyorsak yorganı büyütmek için çaba göstereceğiz.”
Aslında 2008 mali krizinden bugüne bu gerçeği tartışmaya başlayan bir dünya oluştuğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Salgınla birlikte bu tartışmalar daha da önem kazandı. Bütün bu tartışmalardan ülke olarak ders alıyor muyuz? Hayır. Durmadan borçlanıyor, tüketimi hızlandırıyor, iki yakayı bir araya getirmeye çalışıyoruz. Bu yöntemle bir süreliğine gönülleri fethederek, hükümet olunur elbette. Ancak geriye ne devlet kalır ne de uzun süreli hükümet. Sağlıktan eğitime, çevreye, alt yapıya, ulaşımdan güvenliğe kadar her şey çöküntüye gider. Halkın üzerinde yükü artırma yoluna gidersiniz. İlaç bulamazsınız, tedavi olacak doktor bulamazsınız, gidecek hastane bulamazsınız, çocukların eğitim alacağı okul, eğitim verecek öğretmen, içine girecek derslik bulamazsınız. Nihayetinde bütün kurumlarla birlikte çökersiniz. Olay budur.”
“ESKİ ALIŞKANLIKLARI KIRMAK, STATÜKOYU AŞMAK İÇİN MÜCADELEDEN YANA TARAF OLMALIYIZ”
Dayanışma çağrısı yapılan KTEZO açıklamasında, “eski alışkanlıkları kırmak, statükoyu aşmak için mücadeleden yana taraf olmak” gerektiği belirtildi.
Açıklamada, bir taraftan kaynakları yerinde kullanmanın, üretimi ve istihdamı artırmanın, diğer taraftan da eğitim ve sağlık başta olmak üzere her şeyi yeniden ele almanın zorunlu olduğu kaydedildi.
“Enflasyon altında ezilen, alım gücü her geçen gün yerlerde sürünen toplumun üzerinden, enflasyon oranında vergi artışları yapan bir sistemle karşı karşıya olunduğu” öne sürülen açıklamada, KDV’den sosyal güvenlik yatırımlarına, belediye meslek vergilerinden ruhsatlara her şeyin asgari ücret oranına bağlandığına işaret edildi.
“Asgari ücretlinin, kaç para artış alacak olursa olsun, alacağı artış kadar yükselen vergi ödeyeceği için yine yoksullukla ve açlıkla karşı karşıya kalacağı” ifade edilen açıklamada, “Tam bir rezalet. Bunun adı topluma sırtını dönmektir, vicdansızlıktır. Toplum olarak bu gerçekle yüzleşmek zorundayız. Yol bellidir, çözüm bellidir” denildi.